İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya bir süredir hemen her sabah saat 08:15 civarında X (eski Twitter) hesabından bir duyuru yapıyor. Bu bir suçla mücadele bülteni.
Örneğin bugün, Adana’nın Yumurtalık ilçesi açıklarında Liberya bayraklı bir gemide 51 kilo 750 gram kokain yakalandığını duyurdu Bakan. Öğleden sonra ise İstanbul’da Sarallar çetesine operasyon haberi geldi ki bu Ankara’da Kaplan çetesine baskın ne anlama geliyorsa belli siyasetçilere sırtını dayama iddiaları çerçevesinde o anlama geliyor.
Kasım ayının başından bu yana 08:15 bülteni ile yakalandığı duyurulan uluslararası suç örgütü üyelerine bakmak dahi bir fikir veriyor. (*)
On günlük 08:15 bülteni
2 Kasım’da Avustralya merkezli Comanchero çetesinin yeni lideri Hakan Ayık’ın İstanbul’da yakalandığı duyuruldu. Uyuşturucu ticareti, adam öldürme, yağma, kundaklama ve kara para aklama gibi suçlamalarla ABD ve Avustralya tarafından kırmızı bültenle aranıyordu. Onunla birlikte Yeni Zelanda tarafından yine kırmızı bültenle aranan Duax Hohepa Ngakuru da yakalanmıştı. İki gün sonra aynı örgütün aktif üyelerinden Sırbistan asıllı İsveç vatandaşı Maximillian Rivkin, Nikolaj Ankov adına düzenlenmiş Bulgar pasaportuyla yakalandı; o zaman Cem Cansu adıyla Türk vatandaşlığına da sahip olduğu ortaya çıktı. ABD ve İsveç tarafından aranıyordu.
9 Kasım’da Orta Asya bağlantılı uyuşturucu ticaretini Ankara’dan yöneten Jamukhan Ulus ve çetesi yakalandığı yine bir 08:15 bülteniyle duyuruldu.
10 Kasım’da İtalya ve Arnavutluk tarafından Güney Amerika’dan Avrupa’ya uyuşturucu kaçırmak, adam öldürmek, kaçırmak, kara para aklamak ve silah ve cephane kaçakçılığı suçlarından kırmızı bültenle aranan Kompanio Bello kartelinin lideri Arnavut asıllı Dritan Rexhepi, Benjamin Perez Garcia adına düzenlenmiş Kolombiya pasaportuyla İstanbul’da yakalandı. Uluslararası medya “Arnavur Pablo Escobar yakalandı” diye duyurdu.
Nasıl bu hale geldi?
Yerlikaya, YetkinReport’a, bakanlık görevini Süleyman Soylu’dan devraldığı 4 Haziran tarihinden sonraki 130 gün içinde 85 bin küsur kişinin Suriye’den kaçak girişinin önlendiğini, 130 bin küsur kaçak göçmenin yakalanıp 56 bininin sınır dışı edildiğini açıklamıştı. Aynı sürede on binlerce ruhsatsız silah yakalanmış, tonlarca uyuşturucu maddeye el konmuştu.
Bir yandan sokaklarda terör estiren çetelerin, yerel ya da uluslararası mafyaların, diğer yandan yasadışı göçmen kaçakçılarının, yasadışı bahisçilerin, tefecilerin, dolandırıcıların yakalandığını her sabah 08:15 bülteni ile duymak vatandaşı rahatlatırken bazı sorular akılları kurcalıyor.
Türkiye bu hale nasıl geldi? Nasıl oldu da uluslararası bağlantılı çeteler Türkiye’yi artık milli güvenlik sorunu haline gelecek raddede kokain yolu haline getirdi? Nasıl oldu da Rusya’dan Sırbistan’a İngiltere’den Avustralya’ya, Azerbaycan’a dek çeteler İstanbul’u mesken tuttu, sokaklarında, alışveriş merkezlerinde çatışıp kan döker hale geldi ve hükümet bir şey yapmadı?
Düşünsenize, dünyanın suç oranı en düşük ülkelerinden İsveç’te bir mafya varmış ve o bile İstanbul’dan çıktı.
Demek ki istenince oluyor
Ama soru neden daha önce olmadığı.
Yıllardır Ankara’yı haraca kesen ve kendisini önceki İçişleri Bakanı (halen TBMM İçişleri Komisyonu Başkanı) Soylu’nun himayesindeymiş gibi tanıtan Ayhan Bora Kaplan çetesinin yakalanması, onlarla ilgili polis müdürlerinin yakalanıp tutuklanması dönüm noktası oldu.
Bir şeylerin değiştiği algısı yayıldı. CHP ve İYİ Parti liderleri Yerlikaya’ya teşekkür eder oldular ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan onu durdurmamasını istediler. Bu da görülmüş bir şey değildi.
Siyaset yaşanan gerçeklikten çok algılanan gerçekliktir.
Bazen, Yerlikaya’nın icraatında gördüğümüz gibi, yaşanan gerçeklikle algılanan gerçekliliğin birbirine yaklaştığı durumlar da görülür. Saat 08:15 bültenleri bu algıyı güçlendirdi. (Yerlikaya’nın Baş Danışmanı Prof. Dr. Ergün Yolcu’nun önerdiği iletişim stratejisinin bundaki payını da teslim etmek lazım.)
Ama tekrar edelim: daha önce neden olmadı?
Sadece bakan farkı değil
Evet, Soylu İçişleri Bakanıydı ama şimdi suçluları eliyle koymuş gibi bulup çıkaran Yerlikaya da İstanbul Valisiydi.
Evet, Yerlikaya bağlı bulunduğu Soylu’nun talimatları dışında hareket edemezdi ama Soylu da bağlı bulunduğu Erdoğan’ın talimatları ile hareket ediyordu. Soylu görevden ayrılana dek çetelerle, ya da yasadışı göçle yeterince mücadele etmediyse Cumhurbaşkanı Erdoğan müdahale edemez miydi? MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Soylu’ya desteği bu kadar mı güçlüydü? Yoksa Bahçeli etkeni de abartılıyor, bahane mi ediliyordu?
Örneğin, dünyadaki suç örgütlerinin Türkiye’yi güvenli liman gibi görmesinde 2008’den itibaren defalarca çıkarılan Varlık Barışı yasasının, para gelsin de nereden gelirse gelsin anlayışının payı yok muydu? Türkiye’nin “kara para aklama ve terörizmin finansmanı” konularında açığı görüldüğü için yatırımlar açısından gri listeye alınmasında Varlık Barışı siyasetin payı olmadı mı?
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye’nin gri listeden çıkılması gerektiğini boşuna mı tekrarlıyor? Yerlikaya 08:15 bültenlerinde suçla mücadele bilançosunu çıkarırken boşuna mı sık sık operasyonlarım Maliye’nin kara para birimi olan Mali Suçları Araştırma Kuruluyla (MASAK) işbirliği içinde gerçekleştiğini vurguluyor?
Sürdürülemez hale gelmişti
Yerlikaya sadece suçla mücadele performansıyla farklı bir bakan, farklı bir AK Parti bakanı olarak görülmekle kalmıyor, aynı zamanda, örneğin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, 10 Kasım Atatürk’ü anma günü gibi önemli tarihlerde yayınladığı videolarla da farklı bir yere konuyor. TBMM’de söz verdikten sonra beş yıldan bu yana ilk kez İstanbul’da Cumartesi Anneleri buluşmasını polisin dağıtmamış olması buna dahil.
Siyaset bilimci Prof. Dr. Seda Demiralp, biraz da bu nedenle Yerlikaya’yı 31 Mart yerel seçimlerinde AK Partinin “AK Partili gibi görünmeyen” aday adayları arasında sayıyor.
Ama bütün bunların ötesinde Türkiye’nin hiç hak etmediği şekilde uluslararası uyuşturucu ticaretinden sosyal medya üzerinden kara para aklamaya dek suç ve suçlular cennetine dönüşmesi sürdürülemez hale gelmişti. Buna bir dur denmesi gerekiyordu.
Her kritik adımını Erdoğan’ın bilgisi dahilinde attığını özellikle vurgulayan Yerlikaya, “dur” diyen kişi oldu. Umalım bir gün ona ve 08:15 bültenleriyle duyurduğu suçla mücadelesinde “dur” denmez.
(*) 14 Kasım 2023 saat 14.15’te güncellenmiştir.