Dün, 14 Aralık’ta Türkiye’nin hem ABD hem de Avrupa Birliği ile ilişkilerinin İsveç’in NATO üyeliği ortak paydasında daha da sarpa sardığını gösteren iki önemli gelişme oldu.
Bunlardan biri AB liderler Zirvesinin Ukrayna, Moldova ve Gürcistan’ı da aday üye olarak kabul etmesi, diğeri de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Joe Biden arasındaki telefon görüşmesiydi.
AB konusuna birazdan geleceğim, Biden’ın aramasıyla yapılan görüşmenin güncel önemli yüksek. TBMM’de bekleyen ve mevcut koşullarda MHP lideri Devlet Bahçeli’nin karşı çıktığı İsveç’in NATO üyeliği onayı için “ver kurtul” formülünün devreye alınabileceğini akla getiriyor. Hatırlanacağı gibi İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billström 28 Kasım’daki görüşmelerinde Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın TBMM’nin birkaç hafta içinde onay vereceğine inandığını söylemişti. Acaba MHP buna ne diyecek? İşin ucunda F-16 alımı da var.
Erdoğan-Biden görüşmesi üzerine Beştepe ve Beyaz Saray’dan yapılan açıklamaları karşılaştırdığımızda ortaya ilginç bir tablo çıkıyor.
Biden’ın Erdoğan’a söyledikleri şöyle özetlenebilir: Yunanistan’la düşmanlık gütmemenize memnun olduk, bu F-16 satışı konusunu rahatlatabilir ama önce İsveç’in NATO üyeliğini onaylamanız gerekiyor. İsrail konusunda Türkiye ve ABD’nin mevcut koşullarda bir frekans birliği sağlaması zaten mümkün görünmüyor.
NATO işbirlikteliği konusu F-16’lara atıf. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in tam da Erdoğan’ın Almanya ziyaretinden bir gün önce Türkiye’nin Eurofighter Typhoon uçakları almak istediğini söyleyerek aslında NATO’ya Türkiye’nin savaş uçağı ihtiyacını da söylemiş oldu. İHA ve SİHA’larla kat edilen mesafe önemli ama her savaş aracının savunmadaki işlevi ve stratejik çarpan etkisi farklı.
ABD ile AB’nin ortak paydasında İsveç’in öne çıktığı görülüyor ama açıkça dile getirilmeyen ortak payda, gizli gündem Rusya.
MHP’nin itirazı belki Erdoğan’a 2024 başında yapılması beklenen Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in ziyaretine dek vakit kazandırmayı, belki aynı zamanda İsveç’in PKK konusunda yeni taviz vermeden TBMM’den onay almasındaki sorumluluğa CHP’yi ortak etmeyi amaçlıyor.
Neticede muhalefet yerel seçim öncesi iktidarı “ver kurtul” siyasetiyle de suçlayabilir.
AB ile işler daha da sarpa sarıyor, çünkü 2004’te Kıbrıs Rum Cumhuriyetini Adanın tamamını temsilen tam üye alması ardından ülke sınırlarında egemenlik sorunu bulunan Ukrayna ve Gürcistan da AB kapsamına alınırken Türkiye daha da dışa itilmiş oluyor. Moldova da -Türkiye’den istenen aranan ölçütler aranmaksızın- sırf Rus tehdidi gerekçesiyle aday üye sayıldı.
AB’nin burada bir gizli gündemi olduğunu var saymak mümkün. Ukrayna savaşı uzadıkça sadece ABD değil AB’nin de mali ve askeri desteği sürdürülebilir olmaktan çıkıyor. Nitekim dün AB Zirvesinde Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Ukrayna’ya 50 milyar avro ek yardımı veto etti. AB ekonomileri -Türkiye’deki ihracatçıları kara kara düşündürecek denli- durgunluk döneminde. Gazze Krizinden sonra ABD Kongresi de dikkatini daha çok İsrail’e yardıma çevirmiş durumda.
Gizli gündemse şu: Batı bir süredir Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski’ye adeta “Seni korumamıza alalım, sende Rusya’nın işgal ettiği topraklarını feda et, savaşı bitir” diyor.
Türkiye’ye verilen “Sen bekleyedur” mesajıysa AB’yle ekonomik ilişkilerin de sarpa sarabileceğine işaret.
Üç MHP milletvekilinin istifası haberi 20 Kasım akşam saatlerinde siyaset kulisine bomba gibi düştü. Beklenen…
Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Çayırhan Termik Santrali’nde yaklaşık 500 madenci özelleştirme kararına karşı kendilerini maden…
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın üç MHP milletvekilinin istifasının istendiğini, istifa…
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın beraberindeki heyet ile birlikte CHP Genel Merkezi'ne gitti,…
Almanya, Fransa, İtalya, İspanya ve İngiltere dışişleri bakanları Polonya Dışişleri Bakanının ev sahipliğinde 19 Kasım’da…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in yeni bir nükleer doktrin imzalamasıyla ilgili…