Categories: Siyaset

Hakan Fidan’ın o bakışı ve ABD’yle ilişkilerin -büyükelçisiz- encamı

Dışişleri Bakanı Fidan’ın Adalet Bakanı Tunç’un cep telefonuna bakışı önceki MİT Başkanlığına bağlandı. Fidan’ın masasındaysa şu ara Gazze’den Vaşington büyükelçisinin kim olacağı dahil ABD’yle ilişkilere dek sorunlar bulunuyor.

Ankara siyasetinde rağbet gören konulardan biri oldu Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un cep telefonuna attığı bakış. Ona geleceğiz ama önce sıcak haberi vereyim. Vaşington Büyükelçisi Murat Mercan’ın 65 yaş sınırı nedeniyle 14 Ocak’ta tamamlayacağı görevi için yerine -8 Ocak itibarıyla- isim belirlenmediği ortaya çıkınca, yetkililere sordum. Acaba ABD’ye Mercan’ın yerine büyükelçi olarak önerilen bir isim olmuştu da henüz onay, “agreman” mı alınamamıştı? 9 Ocak sabahı yanıtını aldım; hayır, henüz “agreman” istenen isim de olmamıştı.
Oysa ABD ile İsveç’in NATO üyeliğinin ön şart olarak dayatıldığı F-16 alımından Gazze Krizi ve İsrail konusuna, Suriye’deki PKK varlığına destekten Fethullah Gülen’in ABD’deki varlığına dek ciddi sorunların yaşandığı bir dönemden geçiyoruz.
Dışişleri de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Beştepe kadroları da Mercan’ın görev süresinin biteceği tarihi bildikleri halde -görev süresini uzatmak gibi bir girişim de henüz olmadığına göre- bu konuda harekete geçmemiş görünüyor; en azından kamuoyuna yansıyan bilgiler kadarıyla.

Siyasi atama olmasına rağmen

Yani Mercan 4 Ocak’ta “X” mesajında söylediği gibi 12 Ocak’ta Türkiye’ye dönerse Türkiye’nin ABD’yle ilişkileri en sorunlu zamanlarından birinde Vaşington’da büyükelçi olmadan yürüyecek. Gerçi Vaşington büyükelçiliğinde güçlü bir diplomatik kadro var devletin işleyişini etkilemez. Ayrıca Mercan’ın yokluğunun neyi değiştireceğini de sorabilirsiniz. Erdoğan’ın son dönemlerde önem verdiği bazı görüşmelere Mercan’ı almadığı biliniyordu.
Örneğin 21 Eylül’de İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşmesinde, İsrail’in Vaşington büyükelçisi Mike Herzog yer almış ama Mercan’a yer verilmemişti. Erdoğan’ın ve Fidan’ın 6 Ocak’ta ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’la görüşmelerinde de ABD’nin Ankara Büyükelçisi Jeff Flake hazır bulunduğu halde, Mercan yoktu.
Erdoğan’ın öteden beri bazı görüşmelerine Dışişlerinde meslek memuru olarak yetişmiş diplomatları almadığı biliniyordu. Ama Mercan öyle değildi. Erdoğan’ın en güvendiği siyasi atamalardandı. Öyle ki, önceki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e yakınlığı bilinmesine rağmen AK Parti Eskişehir Milletvekili ve Enerji Bakan Yardımcısı Mercan’ı (ki Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar’ın kayınpederidir) önce Tokyo Büyükelçisi oradan da Vaşington büyükelçisi olarak atamıştı.
Ne değişmişti?

Yine siyasi atama mı?

Diplomasi gazetecisi Barçın Yinanç T24’te Dışişleri’nin mevcut kadroları arasında Vaşington Büyükelçiliği görevini liyakatle yapabilecek isimlerden bazılarını sıraladı yazısında; Mevlüt Çavuşoğlu döneminin Bakan Yardımcısı, halihazırdaki BM Daimi Temsilcisi Sedat Önal ve Fidan’ın Bakan Yardımcısı Burak Akçapar dahil.
Ancak kulislerde Erdoğan’ın Vaşington’a Fidan’ın da rahat çalışabileceği siyasi bir atama yapabileceği de konuşuluyor.
Erdoğan ve Fidan’ın tercihleri dış politikada yeniden Dışişlerinin ağırlık kazanacağı bir dönemin başlayıp başlamadığını da gösterecek.
Fidan’ın 20 Kasım’da TBMM’ Plan ve Bütçe Komisyonunda yaptığı konuşmadaki şu sözleri Dışişleri Bakanlığında da 13 Yıl başında bulunduğu Milli İstihbarat Teşkilatına (MİT) benzer bir dönüşüme gideceğinin işaretini vermişti:
• “Bizim bireysel olarak diplomatlarımız ne kadar iyiyse kurumsal olarak da kapasitemiz o kadar geliştirilmeye muhtaç yani kurumsal olarak gerçekten çok şey yapmamız gerekiyor. Bu ne demektir? Çok iyi diplomatınız var ama hepsini topladığınız zaman çok iyi diplomasi ortaya çıkmayabiliyor.”
Yani, yeni Vaşington büyükelçisinin meslekten atama olup olmaması siyaseten de bir şeyler gösterecek.

Yalçındağ büyükelçi iddiası

Bu çerçevede kulisler iş insanı Mehmet Ali Yalçındağ adıyla çalkalandı dün. Bunun bir nedeni de Tel Aviv ve Vaşington büyükelçisi olarak görev yapmış, halen CHP İstanbul Milletvekili Namık Tan’ın TBMM’deki bütçe görüşmelerinde Fidan’a madem Vaşington’a siyasi atama yapacaktınız, bari orada her kapıyı açabilecek Muhtar Kent gibi bir iş insanını atasaydınız demesi. Yıllarca Coca-Cola başkanlığını yapan Kent’in adının Dışişleri bütçe görüşmelerinde geçmesi, çoğu kişinin aklına 3 dönemdir yürüttüğü Türkiye-ABD İş Konseyi (TAİK) başkanlığından geçen hafta ayrılan Yalçındağ’ı getirmişti.
Donald Trump döneminde Erdoğan’la Trump arasında köprü olan Yalçındağ, önceki TÜSİAD Başkanlarından Arzuhan Doğan Yalçındağ’ın eşi, Aydın Doğan’ın damadı. Yalçındağ ile görüştüm. Kendisine ulaşan bir öneri olmadığını söyledi. Oğlu Aydın Doğan Yalçındağ’ın kurduğu BluTV’nin ABD medya devi Warner-Bros-Discovery’ye satış devir törenine katılmaya hazırlanıyordu; şimdi de Türkiye-Almanya İş Konseyi Başkanı seçilmiş, o işlerle meşgul olduğunu söyledi.

Nasıl bir büyükelçi lazım?

Türkiye’nin ABD’yle sorunları stratejik planda; başkanlar düzeyinde. ABD’de seçildiği dört yıldan bu yana uluslararası toplantılar dışında Türkiye Cumhurbaşkanıyla görüşmeyen bir başkan var. Türkiye, İsveç’in NATO üyeliğini onaylayarak tersinemez, geri alınamaz bir adım atsa dahi Joe Biden’ın gayet sallantıdaki Kongre desteğiyle Türkiye’ye F-16 satışının yapılmasını sağlayacağı hayli kuşkulu. Keza PKK’nın yan örgütlerine verilen siyasi, askeri ve mali desteği keseceği de. Kaldı ki o destek Trump zamanında da vardı.
Elbette özellikle çağın siyasi dinamikleri içinde büyükelçilerin yapabilecekleri sınırlı. Yine de Vaşington’da, oradaki Türk dernek ve gruplar üzerinden Ankara’ya selam çakmakla uğraşmak yerine, Türkiye’nin Beyaz Saray, Kongre ve iş dünyasında da etnik etnik lobilere erişimi olan bir büyükelçiye ihtiyacı var.

Gelelim Fidan’ın o bakışına

Dışişleri Bakanı Fidan’ın 7 Ocak’ta Erdoğan’ın İstanbul’da Murat Kurum başta olmak üzere 26 belediye başkan adayını tanırım töreninde yanına oturduğu Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un cep telefonuna baktığı görüntü hâlâ konuşuluyor.
Fidan’ın MİT Başkanı olduğu dönemde Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un telefonuna bakarken de görüntüsü hatırlandığı için medyada mesleki deformasyon yorumu yapıldı epeyce.
Aslında video görüntüsüne bakılınca Fidan’ın, Adalet Bakanı Tunç’un eli cebine uzanıp telefonundaki mesaj, ya da arayanı görmeye çalıştığı sırada bir saniye kadar baktığı, uzun uzadıya okumaya çalışmadığı da görülüyor. Kasıtlı bir “istihbarat toplama” çalışması olmadığını söylesek dahi o bir saniyede uzman bir göz elbette çok şey okur ve anlamlandırır. Kasıt değil refleks de olsa bazı insanlar bazı işler için mi doğmuştur desek? Bilemedim.

Murat Yetkin

Gazeteci-Yazar

Recent Posts

Beklenmedik görüşme: Bahçeli Beştepe’ye çıktı

Yeni anayasa, Gezi Tutukluları ve siyasette "normalleşme" tartışmalarıyla birlikte Ankara'da baş döndürücü bir görüşme trafiği…

14 saat ago

Ayasofya’dan sonra Kariye Kilisesi de yeniden cami

Ayasofya'dan sonra Kariye Kilisesi de yeniden müzeden camiye çevrilerek 6 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın uzaktan…

16 saat ago

Sinan Ateş dosyasında bir kilit soru: 06 AT 5021 plaka kime ait?

Gazeteci Asuman Aranca’nın T24’te yayınladığı bir haber, Sinan Ateş cinayeti davasında iddianamesindeki önemli bir eksiği…

17 saat ago

Öğretmenler tüm Türkiye’de iş bıraktı: “Daha kaç canımızı vereceğiz?”

İstanbul'da bir eğitimcinin uzaklaştırma almış bir öğrenci tarafından silahla vurularak öldürülmesi, Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB)…

2 gün ago

Özgürlükler kalesi Türkiye’den ABD’deki üniversitelere üzülmek

Üniversite fikrinin temelinde aramak, araştırmak yatar. Bunun yapılabilmesi için soru sormak gerekir, hoşa gitmeyen aykırı…

2 gün ago

DEM Parti’nin üç “normalleşme” ölçüsü: ilki Kobani davası

AK Parti’nin başlattığı yeni Anayasa girişimine muhalefetten en açık desteği veren Halkların Eşitlik ve Demokrasi…

2 gün ago