“D-100’de feci kaza: Metrelerce sürüklenen 23 yaşındaki motokurye Cihan Karatepe ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi.”
“İstanbul’da kamyonun çarpması sonucu motokurye Feridun Kaplaner hayatını kaybetti.”
“İstanbul’da motokurye Yunus Emre Göçer’e çarparak hayatını kaybetmesine neden olan Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlu Muhammed Hasan Şeyh Mahmud, para cezası ile serbest bırakıldı.”
“Kocaeli’de, tır çarpması sonucu yaralanan moto kurye Mehmet Nazif Yektir hastanede hayatını kaybetti.”
Benzeri haberleri artık çok sık duyar olduk. Motokuryelik, özellikle Covid-19 salgını döneminde hayatımızı kolaylaştırırken, kendi hayatlarını riske atanların meslek gruplarından biriydi.
“Eve ekmek götürmek, günü kurtarabilmek” için tercih edildiği sonucunun ortaya çıktığı motokuryelik, diğer 3 hizmet sektörü çalışanları ile birlikte, bir araştırmanın da öznesi oldu.
Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV)’in, “Hizmet Sektöründe Çalışan Yoksulluğu ve Güvencesiz Çalışanlar Araştırma Raporu”; Özel sektör ofis çalışanları, motokuryeler, AVM ve Özel güvenlik çalışanlarında yoksulluk üzerine önemli sonuçlar içeriyor.
Rapor için, bilgisayar destekli yüz yüze anket yöntemi ile 2023 yılı Aralık ayında, Türkiye genelinde her bir alt sektörde 1067 görüşme olmak üzere toplamda 4268 kişi ile görüşülmüş.
Dört farklı örneklem üzerinden yürütülen çalışma, hizmet sektöründe çalışan yoksulluğunun araştırılması, bu kesimlerin sorunlarını tespit etmek ve oy verme davranışlarını sosyal demokrat partiler lehine değiştirecek yerel bazlı stratejiler geliştirmek ve önerileri sosyal demokrat partilerle paylaşmak üzere tasarlanmış.
“Bu araştırma yerel seçimler için çok önemli”
Sosyal Demokrasi Vakfı Başkanı Rasim Şişman, bu çalışmanın, yerel seçim öncesi, bu grupların refahını artırmaya yönelik yerel bazlı stratejiler geliştirilmesi ve bu kesimlerin oyununun alınabilmesi için önemli olduğuna işaret ediyor.
Yerel seçimler için çalışmanın önemine vurgu yapan Şişman, durumu şöyle değerlendiriyor:
“Bu araştırma son derece önemli. Genel seçimlerde tarihin en gerici ittifak bloğunun seçimleri yeniden kazanması, AKP’nin otoriterlikten totaliterliğe geçiş sürecini de hızlandırdı.Yargıda yaşanan son krizlerin de gösterdiği gibi AKP, Türkiye’nin sahip olduğu tüm demokratikleşme birikimini yok etmeyi ve kendi tek parti iktidarını sürekli kılmayı amaçlayan yeni bir anayasa arayışına başladı.
Tarihin en gerici-sağcı iktidarı karşısında, demokrasi güçlerinin tarihsel bir direniş bloğu oluşturup oluşturamayacağı 2024 Mart ayı sonunda yapılacak yerel seçimlerin en can alıcı sorusudur. Bu yönüyle yerel seçimler “belediye hizmetlerini kim nasıl üretecek?” sorusundan daha çok “Türkiye eksik de olsa aksak da olsa işleyen bir demokrasi ile mi yoluna devam edecek yoksa tamamen teokratik totaliter bir rejime mi dönüşecek?” sorusuna yanıt bulacağı bir seçim olacak.”
Çalışma Sebebi: Eve ekmek götürmek, günü kurtarabilmek
Örneklem grubunun çalışmaya yüklediği anlam; eve ekmek götürmek. Yani çalışma koşulları çok zor, ücretleri genel olarak asgari ücret düzeyinde olsa da bu meslek gruplarındakiler, geçim derdinin bir sonucu olarak bu işlerde çalışıyor.
Katılımcıların yüzde 70’inin üzerinde bir kesimi için çalışmanın anlamı, “geçim ve temel ihtiyaçlar.” Bu kişiler geleceği düşünemiyor sadece günü kurtarabilmeyi hedefliyor.
Bu mesleklerin seçilmesindeki ilk kriter, “alternatif işlerin olmayışı” iken, “eğitim alınan işi yapamamak” ikinci sırada yer alıyor.
AKP iktidarının sürekli övündüğü her kente üniversite açmak politikasının sonucunda ortaya çıkan «eğitimli işsizliğin» bir sonucunu bu veri ile görebiliyoruz.
Özellikle motokurye olarak çalışanlar, en yüksek oranla (yüzde 54.6) alternatif iş olmamasından yakınıyor.
Gelir harcama kalemleri
Araştırmaya katılanların harcama kalemleri, beslenme, barınma ve giyinme ihtiyaçlarında yoğunlaşıyor. Eğitim, kültür gibi alanlara ayrılacak bütçeleri ne yazık ki yok.
Son 1 yılda, ürün gruplarına göre alım miktarınız nasıl değişti sorusuna verilen cevaplardan, harcama kalemleri arasında en yüksek paya sahip beslenme/mutfak harcamalarının bile yüzde 67 oranında azaltıldığını görüyoruz.
Sağlık, kişisel bakım, teknoloji, giyim gibi diğer yaşamsal ihtiyaçlardan da önemli ölçüde vazgeçildiği/azaltıldığı ifade ediliyor.
Yani, yoksullaşma açıkça görülüyor; tüketim sepetinde daralmalar olduğu ve bireylerin refahında ciddi azalma olduğunu gözlemleniyor.
Yaşamınızdan memnun musunuz?
Daralmanın yaşandığı başka bir ihtiyaç alanı olarak sosyo-kültürel faaliyetler öne çıkıyor. Sinema, tiyatro, spor, dışarıda yemek yeme gibi faaliyetlerde “artık yapamıyorum” yanıtı artış gösterirken; insanların halen yapmaya devam edebildikleri tek sosyal aktivite park-bahçe-deniz kenarında boş vakit geçirme olarak karşımıza çıkıyor.
Bu sonuç göz önüne alındığında belediyelerin; insanların sosyo-kültürel ihtiyaçlarını karşılayabilecek alternatifler üretmesi; ücretsiz vakit geçirebilecekleri mekânların düzenlenmesi; kütüphaneler, kafeler açılması, çeşitli olanaklar yaratılması gerekliliği ortaya çıkıyor.
Bugünlerde en çok emekliler üzerinden konuşuluyorsa da çalışan kesimlerde de yaşamdan memnuniyetsizliğin en önemli kanıtını, bu soruya verilen yanıttan görebiliyoruz.
AVM Çalışanı, Özel Güvenlik Görevlisi, Motokurye ve Özel Sektör Ofis çalışanı 4268 kişi arasında, yüzde 92,3 oranında alınan HAYIR yanıtı ile, iktidarın, yaşamından memnun olmayan bir toplum yarattığını görebiliyoruz.
Oy Tercihleri
Çalışmaya katılan meslek mensuplarının 2023/2024 oy tercihleri karşılaştırıldığında, bütün partilerin oy kaybettiğini, tercih belirtmeyenlerin oranının ise arttığını görüyoruz.
2024 yılı yerel seçimlerine yönelik oy tercihleri sorulduğunda, genelde yüzde 24.8 oranıyla CHP’nin ilk sırada yer aldığını görüyoruz.
İkinci sırayı, oy tercihlerini belirtmeyenler alıyor. Bu durumda, hala oy tercihini değiştirebilecek büyük bir kesimin olduğunu anlıyoruz. Siyasi partilerin bu araştırmanın sonuçlarını doğru okuyarak, meslek gruplarına yönelik detayda projeler sunması önemli olacaktır.
Meslek gruplarının oy tercihleri ayrıştırıldığında ise, özel güvenlik mensupları ile motokuryeler arasında AKP’nin; özel sektör ofis çalışanları ile AVM çalışanları arasında CHP’nin ilk sırada tercih edildiği görülüyor. Motokuryelerin, yaşadıkları zorluklara, son zamanlarda uğradıkları adaletsizliklere karşın iktidar ittifakına yakın durması, kararsızlığını koruması ilginç bir sonuç olarak çıkagelmiş. Oy kaymasını sağlayabilmek için, sonucun sosyolojisini irdelemek ve ona göre politika geliştirmek muhalefetin ödevlerinden olsa gerek.
Sosyal demokrat belediyecilik ve mutluluk
SODEV Başkanı Rasim Şişman bu rapordan beklentilerini şu sözlerle dile getirdi:
“Türkiye’de Yerel yönetimler; yetkileri bakımından sınırlı bir çerçevede faaliyet göstermektedir. Doğrudan; bu gruplara dönük politikalar üretmesi ya da bu grupların sorunlarının çözümüne yönelik eylemlere girişmesi pek çok yönden zor olabilir. Ancak yerel yönetimler, gerçekleştireceği dolaylı sosyal transferlerle ve kentsel refahı artıracak diğer tedbirlerle özellikle AVM çalışanları, özel sektör ofis çalışanları özel güvenlik görevlileri ve motokuryelerin ve ailelerinin yaşamlarını belli ölçüde iyileştirmek mümkündür.
Siyasetin gündemine artık sosyal demokratlar olarak ‘mutluluğu’ koymak zorundayız.
İnsanı merkeze alan, insan mutluluğunu hedefleyen bir kalkınma politikası inşası tüm sol, sosyal demokrat partilerin önündeki en önemli görevlerden bir tanesidir. Özellikle sosyal demokrat yerel yönetimler, mutluluğun tüm vatandaşlar için egemen olabileceği birer kent yaratmak konusunda sosyal demokratların güvenmesi gereken en önemli politik aktörlerdir.”
Sosyal demokrat belediyecilik iddiasında olanlara duyurulur.