Beyaz Saray sözcülerinden John Kirby’ye 31 Ocak basın toplantısında bir gün önce ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Victoria Nuland’ın Türkiye konusunda söyledikleri soruldu. Ankara’nın davetiyle “siyasi istişareler” için gelip Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’la görüşen Nuland, Türkiye’nin Rusya’dan aldığı S-400 füze savunma sistemiyle ilgili durumun çözülmesi halinde Türkiye’yi yeniden F-35 “ailesine” kabul etmekten memnuniyet duyacaklarını söylemişti. Kirby de “Bu konudaki görüşmelerimiz sürüyor, eğer Türkiye bu konudaki endişelerimizi giderebilirse ondan sonra F-35 programına katılımı restore edilebilir” dedi.
Malum, Türkiye Rusya’dan S-400 hava savunma füzeleri aldığı için ABD tarafından F-35 “ailesinden” programından çıkarılmıştı. Bunun üzerine Türkiye’nin F-16 filosunu güçlendirmesi gündeme gelmişti; ayrıntılarını bu bağlantıdan okuyabilirsiniz. Uzun tartışmalardan sonra ABD Başkanı Joe Biden’ın İsveç’in NATO üyeliğine ve Yunanistan’ın F-35 satışına karşı F-16 satışı formülünü üretmişti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bunu kabul etmiş, TBMM İsveç’in üyeliğini onaylamış ve Biden’in Kongre’ye mektup yazmasıyla 15 günlük itiraz süresi başlamıştı; 9 Şubat’ta dolması bekleniyor.
Peki, Nuland ve Kirby’nin söyledikleri doğru muydu? Ne kadarı doğruydu?
Ortada dört grup soru vardı:
1- Türkiye’nin F-35 programına dönme talebi ya da isteği bulunuyor mu? F-35 programına dönüş milli savunmamız bakımından olumlu görülüyor, tercih ediliyor mu? (Bu sorular boşuna değil. Çünkü Türkiye F-35 programından çıkarılınca o zaman dek övgüler yağdıran “uzmanlar” birdenbire F-35’lerin ne kadar işe yaramaz olduğunu söylemeye başlamışlardı.)
2- ABD tarafı S-400’ler konusunda tam olarak ne istiyor? İade mi? Kullanmama garantisi mi? Başka bir ülkeye nakil mi? (Kamuoyuna yansıdığı kadarıyla Rusya’yla S-400 anlaşması “non-transferable” yani “devredilemez” koşulu içeriyor.)
3- Türkiye’nin S-400’ler konusunda bugünden farklı bir siyaseti bulunuyor mu? Başka deyişle ABD talepleri yerine getirilebilir mi?
4- F-16 sürecinin başlamasıyla Milli Muharip Uçak projesi yanı sıra Eurofighter, Grippen, vb projeleri rafa mı kalktı? Yoksa bir yandan o ihtimaller değerlendiriliyor mu?
Savunma kaynaklarından kısa ama öz bir yanıt geldi:
• “Bu konuda yeni bir durum yok. Değerlendirme yapacak bir durum görünmüyor.”
Yanıt, ABD’den F-16 gelişmesini takiben gelen yeni F-35 ve S-400 bağlantısı konusunda açık: Yeni bir durum da yeniden değerlendirme yapacak bir durum da bulunmadığını söylüyor Savunma kaynakları.
Oysa birinci ve dördüncü grup sorular ABD’nin -varsa- taleplerinden bağımsızdı. Acaba bu yanıt bütün sorular için de geçerli miydi?
Savunma kaynaklarına bunu da sordum. Gelen yanıt şu oldu:
• “Sorunuzla ilgili bir değerlendirme yapmayız bu aşamada. Eurofighter konusunda da bir değişiklik yok. İstiyoruz. MMU her durumda yapılacak.”
Bu yanıttaki Eurofighter kabulü önemli. F-16 sorunu bir çözüm yoluna girmiş göründüğü ve MMU projesi de ilerlediği halde Savunma’nın Eurofighter alımı talebinden vaz geçmediği anlaşılıyor.
Öncelikle Savunma Bakanı Yaşar Güler tarafından iki kritik zamanda dile getirilen ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD Başkanı Biden’ın İsveç/F-16 formülünü kabulünde payı olan Eurofighter Typhoon uçağının alımında, F-16 konusunun rayına girmesine rağmen ısrarlı olunduğu anlaşılıyor.
Bunda MMU Türk Hava Kuvvetleri filosuna katılana dek bir daha ABD Kongresine muhtaç kalmama endişesi rol oynamış görünüyor.
İngiltere, Almanya, İspanya, İtalya ortak yapımı olan Eurofighter Typhoon, F-35 gibi beşinci nesil değil ama F-16’dan bir gömlek üstün bir dördüncü nesil uçak kabul ediliyor. Diğerlerinde sorun görünmüyor ama Almanya kabul etmiyor. Diplomatik kaynaklara göre, İngiliz Dışişleri Bakanı David Cameron, Türkiye ziyareti sırasında Hakan Fidan’a Eurofighter satışı için Almanya’yı ikna etmeye çalışacaklarını söylemiş. Anadolu çıkartma gemisine kardeş ikinci gemi projesinin bağlanmak üzere olduğu İspanya da Türkiye’nin yanında. ATAK-129 helikopterinde tasarım-üretim ortaklığı bulunan İtalya’nın başbakanı Giorgia Meloni de geçtiğimiz hafta İstanbul’da Erdoğan’la görüştü.
Bu parçaları birleştirdiğimizde ortaya çıkacak resmi göremiyoruz ama, eksik parçaları tamamlama çabamız da devam ediyor.
2024’ü geride bırakmak üzereyiz. 2025’e girerken ekonomimiz ne durumda? Doğru yolda mıyız? Kısa bir değerlendirme…
“Milli birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde” diye başlayan bir cümleye hazır…
Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2025 yılı için geçerli olacak asgari ücreti belirlemek üzere dördüncü toplantısını…
Balıkesir'de Karesi ilçesinde patlayıcı üretilen fabrikada 24 Aralık'ta patlama ve çökme meydana geldi. Patlama sonucunda…
Baştan söyleyeyim: Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ona bu Cuma namazını Emevî Camiinde kıldırma yarışındaki meslektaşlarımızı hayal…
Orta Doğu, güvenlik, ekonomik, kültürel, tarihi ve insanlık ilişkilerimiz açılarından dış politikamızın yaşamsal alanlarından birini…