Siyaset

Dava tutanaklarında bile var: “İliç’de gerekli tedbirler alınmadı”

“2021 yılında, Murat Kurum imzasıyla, “Çöpler Kompleks Madeninde” kapasite artışı ve ek tesisler yapılmasına yönelik projeye verilen “ÇED Olumlu” kararının, TMMOB tarafından iptali istemiyle açılan davada; projenin çevre üzerinde yarattığı ve yaratacağı tahribat ifade edilmiş; siyanürlü altın madenciliği yönteminin barındırdığı riskler itibariyle vazgeçilmesi gereken bir yöntem olduğu, bölgenin depremsellik ve heyelan açısından tehlikeleri de ayrıntıları ile vurgulanmış.” Hem dava tutanağında hem de 2022’deki kaza sonrası yapılan açıklamalarda da işletmenin gerekli tedbirleri almadığı, bu sebeple ceza ödediği açıkça belirtiliyor.

AK Parti’nin İstanbul Belediye Başkanı Adayı Murat Kurum’un, Bakanlığını yaptığı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na dair hazırlanan 2020 yılı Sayıştay raporunda açık bir ifade yer alıyor:

“ÇED Raporu ya da proje Tanıtım Dosyası hazırlaması gereken bazı işletmelerin, söz konusu belgeleri hazırlamak için kapasitelerini olması gerekenden daha düşük gösterdiği görülmüştür.”

Her ne kadar Bakanlık bu iddiaya cevap verse de denetim sürecinde, olduğundan daha düşük kapasite değerlemesine uaşmaya çalışan kişi ve kuruluşların var olduğu görülmüş.

Sivil Toplum Örgütlerinin ve aktivistlerin davalar açtığı ÇED Raporları ile ilgili sorunlar Sayıştay Raporları ile de tespit edilmişken, 7 Ekim 2021 tarihli, Murat Kurum imzalı “Erzincan İliç Çöpler Altın Madeni 2. Kapasite Artışı ve Flotasyon Tesisi projesi ÇED Olumlu kararının” bilimsel olmadığı yaşanan facia ile de kanıtlanmış oldu.

Şimdi bu ÇED Raporuna imza atanlar ve bu raporu onaylayanlar kamuoyu ve adalet önünde nasıl bir savunma yapacaklar?
ÇED Raporlarının içi boşaltılarak, işletmelerin faaliyetlerini bölerek “ÇED gerekli değil” raporu almalarına olanak sağlayarak, orman alanlarımızı, sulak arazilerimizi, dağlarımızı, ovalarımızı maden sahalarına dönüştüren bir düzenin sorumlularından olan Murat Kurum, İstanbul Belediyesinin başına geçtiğinde farklı mı davranacak?

TMMOB: Teknik raporlar İliç’de tehlikeyi ortaya koyuyor

TMMOB Yönetim Kurulu, 13 Şubat 2024 tarihinde Erzincan İliç’te bulunan Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş tarafından işletilen Çöpler Kompleks Maden İşletmesinde meydana gelen toprak kayması üzerine bir basın açıklaması yaptı.

Faaliyete girdiği 2008 yılından itibaren birbiri ardına ortaya çıkan çevresel felaketlerle sıklıkla gündeme gelen, Çöpler Kompleks Maden İşletmesinde gerçekleştirilen sömürge madenciliği ile yalnızca doğamız ve kaynaklarımız değil, yaşamlarımızın da katledildiğini ve derhal kapatılması gerektiğini belirtti.

TMMOB, mevzuat dolanılarak tam da Sayıştay Raporunda tespit edildiği gibi, parça parça hazırlanan projelerle devasa nitelik kazanan Çöpler Kompleks Maden İşletmesinin yarattığı tahribat ve oluşturduğu tehlikenin pek çok kez açılan davalarda sunulan teknik raporlarla da ortaya konulduğunu aktardı.

Davada projenin yarattığı ve yaratacağı tahribat anlatılmış

2021 yılında, Murat Kurum imzasıyla, “Çöpler Kompleks Madeni”nde kapasite artışı ve ek tesisler yapılmasına yönelik projeye verilen “ÇED Olumlu” kararının, TMMOB tarafından iptali istemiyle açılan davada; projenin çevre üzerinde yarattığı ve yaratacağı tahribat ifade edilmiş; siyanürlü altın madenciliği yönteminin barındırdığı riskler itibariyle vazgeçilmesi gereken bir yöntem olduğu, bölgenin depremsellik ve heyelan açısından tehlikeleri de ayrıntıları ile vurgulanmış.

Tüm bunlara karşın üstelik yargılama sürerken, 2022 yılında siyanürlü solüsyon taşıyan borularda yırtılma neticesinde siyanürlü solüsyonun, sızdırmazlık alanı dışına taşarak çevresel tahribata neden olmasına rağmen, bilirkişi heyetine ve raporuna sunulan itirazlar Mahkemece kabul görmemiş, hukuka aykırılık iddiaları karşılanmadan, yalnızca ÇED raporundan alıntılarla davanın reddine karar verilmiş.

Karara yönelik temyiz istemi sonrası, Danıştay 6. Dairesi “Nihai ÇED Raporunda veya proje tanıtım dosyasında yer alan kurum görüşlerine yer vermekten ziyade, taahhütlerin çevreye olabilecek etkilerinin teknik olarak incelendiği, tarafları tatmin edici ve adil bir yargılama yapılması açısından gerekliliktir.” diyerek, Mahkeme kararının bozulmasına hükmetmiş. Mahkemece yeniden bir bilirkişi heyeti belirlenerek 6 Aralık tarihinde keşif gerçekleştirilmiş. Dosya halen bilirkişi incelemesi aşamasındaymış.

2022’de siyanürlü boru patladı

Kapasite artışına ilişkin ÇED Olumlu kararının iptali istemiyle açılan davanın yargılaması sürerken, 21 Haziran 2022 tarihinde siyanür içerikli solüsyon taşıyan boru hattında oluşan yırtılmayla siyanürlü solüsyonun çevreye yayıldığı fark edilince TMMOB’nin de içinde bulunduğu bir çok kuruluş ve kişi tarafından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı hakkında suç duyurusunda bulunulmuş.

İliç Cumhuriyet Başsavcılığı, 25.08.2022 tarihinde Maden Mühendisi, Kimya Mühendisi, Çevre Yüksek Mühendisi ve Ziraat Yüksek Mühendisinden oluşan bilirkişi heyetini görevlendirirken, Anagold Madencilik A.Ş.’nin Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca verilen “Çevresel Etki Değerlendirmesi” Raporuna uygun koşulları sağlayıp sağlamadığı ve sürdürülebilir bir çevre için gereken kriterlere; ulusal ve uluslararası mevzuatta belirlenen kurallara uyup uymadığının tespitini istemiş.

Bu noktada, tesisin tekrar işletmeye alınması, izinlerin yenilenmesi ve kapasite artışı vb. durumlar da göz önünde bulundurularak, tesis sınırındaki köylerde yaşayanların yaşam ve mera alanlarının doğrudan etkilenip etkilenmeyeceği; tarım arazilerinin zarar görüp görmeyeceği; tesiste su, atık su, katı atık ve tehlikeli atık, hava kirliliği, koku, partikül madde (PM) ve tozuma vb. kirliliklere karşı alınan önlemleri; çevrenin florası, faunası, çevredeki su kaynakları, çevre ve insan sağlığı üzerinde olumsuz bir etki yaratıp yaratmayacağı gibi hususların saptanarak, soruşturma konusundaki iddiaların da dikkate alınarak teknik olarak tespitini; İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda yapılanlar ile eksikliklerin tespitini ve konunun Maden Mevzuatı yönünden de değerlendirilmesini talep etmiş.

Gerekli tedbirlerin alınmadığı tespit edildi

Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan 11.10.2022 tarihli bilirkişi raporunda bilirkişi heyetinde yer alan mühendisler;

Maden Mühendisliği Açısından, maden ocağında ve yığın liç sahasında madencilik açısından herhangi bir olumsuzluğun olmadığının tespit edildiğini,

  • İş Sağlığı ve Güvenliği Açısından, cevher işleme lotuna ait siyanür çözeltisi taşıyan boru hattının bulunduğu Liç sahasında meydana gelebilecek olası riskler karşısında doğabilecek tüm tehlikeleri önlemek adına gerekli tedbirlerin alınmadığını, liç yığını sahasında oluşacak olumsuzluklar vs. gibi tüm tehlikeli durumları göz ardı ettiklerini ve yeterince önlem almadıklarını, meydana gelen olayda KUSURLU oldukları kanaatine varıldığını (Kişi ismi verilerek),
  • Çevre Mühendisliği Açısından, yeraltı ve yerüstü su kaynaklarını kirletici her hangi bir faaliyet içerisinde bulunulmadığını, hava kirliliğine ve/veya hava kalitesini bozucu faaliyetlerin olmadığını, atıkların bertarafı hususunda kurulu sistemlerinin mevcut olması hasebiyle atıkların düzenli bir şekilde bertaraf edildiğini, çevre açısından herhangi bir aksi durum tespit edilmediğini,
  • Ziraat Mühendisliği Açısından, tesiste meydana gelen kazada çevreye akan kimyasal içerikli sıvının tesis dışına da taştığını, bu taşma neticesinde kimyasal içerikli suyun kazanın meydana geldiği alanın hemen alt kotunda bulunan Sabırlı deresine doğru aktığını, ancak derenin kuru dere olması ve olayın meydana geldiği tarihlerde yağışın olmaması sebebiyle yüzey akışının devam etmediğini ve sonlandığını ve tesis çalışanları tarafından başka bir kimyasal uygulanarak nötralize çalışması yapıldığını, tesisin Fırat nehrinin üst kotunda ve nehre yakın olması sebebi ile ileride öngörülemeyen kazaların olması nedeniyle canlılar açısındarı risk barındırdığının tespit edilmiş olduğunu ancak Zirai açıdan mevcut durumda herhangi bir olumsuzluğun olmadığının tespit edildiğini,
  • Kimya Mühendisliği Açısından, gerekli tedbir ve önlemler alınmadığı takdirde çevre ve çalışanlara vereceği zararlar düşünülerek Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın Çevre Laboratuvarından alınmış numunelerin test sonuçlarında herhangi bir olumsuzluğun olmadığını, keşif esnasında üretim olmadığından numune alınamadığını, siyanürin çevreye sızdığı esnada tesis çalışanları tarafından başka bir kimyasal uygulanarak nötralize çalışması yapıldığını, Kimya Mühendisliği açısından herhangi bir olumsuzluğun olmadığının tespit edildiğini; kaleme almışlar.

Bilirkişilerin raporuna da dayanılarak, Savcılık tarafından, Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve yöneticileri hakkında yalnızca “çevrenin taksirle kirletilmesi sonucu toprakta, suda, havada kalıcı etki bırakması” suçundan soruşturma yürütülmüş. Soruşturmanın neticesinde işletmeye para cezası verilmiş ve taksirle işlenen suç bakımından gerekli ödeme yapıldığından kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş.

TMMOB’nin, sürece ilişkin yetki ve sorumlulukları dolayısıyla Maden sahasını denetimle görevli Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü yetkilileri ve çalışanları ile projeye ilişkin ÇED Olumlu kararı, izin, ruhsat veren kurumlar ile yetkilileri hakkındaki şikayetleri hakkında ise herhangi bir değerlendirme yapılmamış ve karar oluşturulmamış.

2023 yılında ÇED gerekli değildir kararı

Yaratılan tahribat ortada olmasına rağmen faaliyetlerin durması bir yana; 2023 yılında Çöpler Kompleks Madeni Açık Ocak Genişleme projesine ilişkin olarak “ÇED Gerekli Değildir” kararı verilmiş. Bu karara karşı da TMMOB tarafından dava açılmış. Mahkemece yürütmenin durdurulması hakkında karar verilmemiş, keşif ve bilirkişi incelemesi sonrasına bırakılmış. 6 Aralık tarihinde keşif gerçekleştirilmiş, dosya bilirkişi incelemesi aşamasındaymış.

TMMOB tarafından, tüm süreç içinde, keşifler esnasında, bilirkişi heyetine sunulan teknik beyanlarda, liç sahasında yaşanabilecek kayma defaatle dile getirilmesine rağmen ne yetkili idarece ne de Mahkeme heyetince dikkate alınmamış ve faaliyetin devamına imkan sağlanmış.

170 kurumdan ortak açıklama

Vahşi madenciliğe karşı mücadele veren tüm paydaşlar, ortak açıklama yapan 170 kurum, madenlerimizin ulusal ve uluslararası sermaye gruplarının yağma alanı olmaktan çıkarılmasını, İliç’te yaşanan felaketin tüm sorumlularının yargı karşısında hesap vermesini, tüm ÇED kararlarının iptal edilmesini, göçüğün bulunduğu ekokırım alanının bağımsız gözlemcilerin denetimine açılmasını, delillerin karartılmasının önüne geçilmesini, sürecin kamuoyuna açık biçimde yürütülmesini ve işletmenin derhal kapatılmasını talep ediyorlar.

Filiz Pehlivan

Makine Mühendisi

Recent Posts

Eğitim ve Sağlık alarm veriyor: 68 bin öğretmen açığı, 2 dakikalık hasta randevusu

Türkiye'de eğitim ve sağlık sistemindeki sorunlar alarm verici boyutlara ulaştı. Milli Eğitim Bakanlığı 68 bin…

4 saat ago

Özgürlükler kalesi Türkiye’den ABD’deki üniversitelere üzülmek

Üniversite fikrinin temelinde aramak, araştırmak yatar. Bunun yapılabilmesi için soru sormak gerekir, hoşa gitmeyen aykırı…

6 saat ago

DEM Parti’nin üç “normalleşme” ölçüsü: ilki Kobani davası

AK Parti’nin başlattığı yeni Anayasa girişimine muhalefetten en açık desteği veren Halkların Eşitlik ve Demokrasi…

1 gün ago

Çiğdem Toker: TÜİK yargı kararına rağmen bilgi karartmayı sürdürüyor

Hayat pahalılığı ve enflasyon ülkenin bir numaralı sorunu. Enflasyon oranlarını açıklamakla görevli Türkiye İstatistik Kurumu…

1 gün ago

Diyalog sürecini her iki taraf da baltalamaya çalışıyor: Ne yapmalı?

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in önce Cumhurbaşkanı Erdoğan, ardından da iktidarın gayrıresmi koalisyon ortağı MHP…

1 gün ago

CHP Lideri Özel MHP Lideri Bahçeli’yi mecliste ziyaret etti

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet…

2 gün ago