Aday listelerinin Yüksek Seçim Kuruluna (YSK) teslimi için yarın, 20 Şubat son gün. Dün “İşimiz, gücümüz Türkiye” sloganıyla seçim bildirgesini açıklayan CHP Genel Başkanı Özgür Özel listede iki yeri hala boş tutuyor. Hatay Büyükşehir’in nedeni belli: Lütfü Savaş’a gelen tepkiler. İstanbul Esenyurt’ta ise kararsızlığın DEM’in de oy verebileceği bir adayışından kaynaklandığı iddiaları var. Özel konuşmasında CHP’deki görünümü “3-5 memnuniyetsiz arkadaşımız partiyi tartıştırıyor ama partililiğini kimseye tartıştırmayanlar var” sözleriyle tanımladı.
Haksız da sayılmazdı. CHP’de aday gösterilmeyince partiden istifa eden bu kadar önde isimler daha önce bu kadar görülmemişti. Önceki genel başkanlardan Hikmet Çetin ve Murat Karayalçın, Özel’in davetine karşılık verip bildirge ilanı ve aday tanıtımına gelmişlerdi. Altan Öymen’in mazereti vardı. Programdan iki gün önce esnaf ziyaretinde “siyasete devam” mesajı veren Kemal Kılıçdaroğlu’nun gelmeyişi ise doğrusu AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı memnun eden bir gelişmeydi.
Oysa Erdoğan daha bir gün önce (yani Kılıçdaroğlu’nun sözlerinden bir gün sonra) yine CHP’deki tartışmalara değinmiş, “hayal kırıklığı içindeki CHP seçmeninin alternatifsiz olmadığını” söyleyerek AK Parti’ye çağırmıştı. Kılıçdaroğlu CHP tanıtımında boy göstermeyince ve Özel de “rakibine yarasını gösterince” Erdoğan fırsatı kaçırmadı.
Akşam saatlerinde “X” hesabından CHP’deki tartışmayı hedef alıp ve CHP seçmenini cezbetmeyi amaçlayan uzun bir mesaj yayınladı:
• “CHP’li kardeşlerimizin, partilerine ve siyaset kurumuna yönelik umutlarını giderek kaybettiklerini üzülerek görüyoruz. Alternatifsiz değilsiniz.
• “Şayet siyasetten beklentiniz hizmet ve eser görmekse hiç uzağa gitmenize gerek yok, AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak biz buradayız.”
Bu mesaj aslında Erdoğan’ın 31 Mart seçim stratejisini de özetliyordu. Ekonomik krizin övünülecek yanı olmadığı ve o nedenle dış politikadaki yeni uzlaşmacı hattın içeride milliyetçi gururu okşamadığı mevcut ortamda Erdoğan’ın iki kozu vardı:
1- “Hizmet ve eser siyaseti”. Buna deprem konutlarının tesliminin özellikle seçime yaklaştırılmasını dahil edebiliriz,
2- CHP’deki iç rekabet ve birbirine düşmüş görüntü.
Başka deyişle CHP kendi seçmenini korumaya çalışırken AK Parti CHP seçmenine göz dikmeye başladı.
YSK’daki aday listelerinin teslimden iki gün sonra kesinleştirilmesiyle seçim kampanyası dolu dizgin başlayacak.
CHP’deki bütün sorunlara rağmen Özel’in geçen hafta birkaç günü İzmir’de “yangın söndürme” gayretlerine ayırması boşuna değil. CHP adayı Cemil Tugay’ın AK Parti adayı Hamza Dağ’dan fazla şansı olduğu görülüyor.
İzmir ve pek çok büyükşehirde -CHP’li olmasa dahi Erdoğan’a karşı- CHP’ye oy verecek seçmenindeki siyasi şuurun, bazı kıdemli CHP’lilerden fazla göründüğü söylenebilir.
Aynı şekilde Ankara’da AK Parti adayı Turgut Altınok, bütün devlet imkânları vaat ve kozlarına rağmen Mansur Yavaş’a karşı fazla şanslı görünmüyor.
Ancak bası Anadolu şehirlerinde Erdoğan’ın akıl çelme girişimi bir ölçüde karşılık bulabilir. Seçmen, sanki bu kadar yıldır onları belli hizmetlerden mahrum bırakan başka bir hükümetmiş gibi pes edebilir. Bunda CHP’deki birbirine düşmüş görüntünün de etkisi olacağı açık. Siyasi öngörü ve deneyimiyle Erdoğan da fırsatı değerlendirmek istiyor zaten.
Ama bu yerel seçim Erdoğan için zaten İstanbul demek; seçim sürecine “Yeniden İstanbul” hedefiyle başladığını unutmayalım.
AK Parti adayı Murat Kurum, normal koşullarda CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu için kolay bir rakip olurdu. Düşünsenize övündüğü Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği bakanlığı geçmişi, Erzincan maden faciasıyla sırtına yük oldu.
İstanbul’daki Diyarbakırlılar gecesinde poşu sarıp Kürtçe merhaba demesine DEM’in İstanbul adayı Meral Danış Beştaş ateş püskürdü “X” hesabından:
• “AKP’nin İBB adayı hem dilimizi tanımayacak, hem bizi yok sayacak, iktidar Kürtlerin tüm hakkını gasp edecek, daha dün kaymakamınız Kürtçe tiyatroyu yasaklayacak, sonra da sahnede Kürtçe konuşup halay çekecek öyle mi?”
İmamoğlu’nun son beş yıldır Erdoğan hükümetinin ve belediye meclisindeki AK Parti çoğunluğunun engellemelerine karşı “hizmet ve eser” siyaseti karnesi de kırık olmadığına göre, Erdoğan için onu alt etmenin yolu CHP’deki durumu manivela olarak kullanmak kalıyor. İmamoğlu ve Özel’in İstanbul’un ilçe aday tercihleri de doğrusu Erdoğan’ı malzemesiz bırakmıyor. Zaten CHP İstanbul’u kaybederse faturanın hem İmamoğlu hem Özel çıkacağı, faturayı ise muhalif seçmenin ödeyeceği açık.
MHP lideri Bahçeli’nin Öcalan açılımıyla başlayan gelişme ve tartışmaların hem MHP hem de CHP’de oy…
President Tayyip Erdoğan welcomed Donald Trump's return to the US presidency. During Trump's previous tenure,…
Türkiye’yi hedef alan iki vekil gücün liderlerine ilişkin Ekim ayında, ardı ardına önemli gelişmeler yaşandı.…
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Donald Trump’ın yeniden ABD Başkanı seçilmesine memnun oldu. Bir sorun çıktığında doğrudan…
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 13 Kasım’da Ankara Büyükşehir Belediyesine usulsüz harcama soruşturma başlatmasından saatler sonra İstanbul…
Türkiye’de ana siyasi gelişmelerin birçoğunda belirleyici olan Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) genel başkanı Devlet Bahçeli;…