Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) İsrail-Hamas savaşının başlangıcından bu yana ilk kez Gazze’de derhal ateşkes ilan edilmesini öneren kararı onayladı. Karar, ABD-İsrail ilişkilerinde yeni bir gerilim hattı yarattı, İsrailli bakanların ABD gezisi iptal edildi.
25 Mart’ta yapılan oylamada ABD’nin çekimser kalırken, 15 üyeden 14’ü ateşkes yönünde oy verdi.
Güvenlik Konseyi’nin daimî olmayan 10 üyesi tarafından önerilen karar, Ramazan ayı için derhal ateşkes sağlanmasını, rehinelerin derhal ve koşulsuz serbest bırakılmasını ve Gazze’ye yardım akışının acil olarak genişletilmesini talep ediyor.
BMGK tarafından 7 Ekim’den bu yana 10 karar tasarısı oylamaya sunuldu. Kararlar veto ile karşılaştı.
Refah operasyonu öncesi ateşkes kararı
İsrail’in Gazze’nin güneyindeki Refah kentine askeri operasyon hazırlığı sebebiyle gerilimin arttığı bir dönemde geldi.
Birleşmiş Milletler’in yaptırım gücü bulunmuyor ancak karar ABD üzerindeki baskının artması ve İsrail’in uluslararası arenada gittikçe daha da izole edildiği anlamına geliyor.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres kararın uygulanmamasının “affedilemez” olacağını söyledi.
Guterres, “Bu kararın mutlaka uygulanması gerekiyor, başarısızlık affedilmez olacaktır,” dedi.
Hem Hamas hem Filistin otoritesi kararı memnuniyetle karşılarken İsrail’in Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Gilad Erdan, Güvenlik Konseyi’ni rehinelerin serbest bırakılmasını şart koşmadan ateşkes çağrısı yapan bir tedbiri kabul etmesi nedeniyle eleştirdi.
İsrail Dışişleri Bakanı İsrael Katz Twitterda ülkesinin karara uymayacağını söyledi.
“İsrail devleti ateşi kesmeyecek” dedi. “Hamas”ı yok edeceğiz ve rehineleri sonuncusu eve dönene kadar savaşmaya devam edeceğiz.”
ABD-İsrail hattında gerilim
ABD’nin karara çekimser kalması Washington-Tel Aviv hattında gerilime sebep oldu.
İsrailli iki bakanın Washington’a yapacağı ziyaret iptal edildi. ABD’nin görüşmede İsrail’in Refah’a yapmayı planladığı kara operasyonu hakkında “uyarıda” bulunması bekleniyordu. ABD Ulusal Güvenlik Sözcüsü John Kirby, İsrail’in ziyareti iptal etmesi kararını “kafa karıştırıcı” bulduklarını belirtti.
John Kirby, BM oylamasının ABD politikasında bir değişikliği temsil etmediğini, ancak kararın Biden yönetimi ile İsrail hükümeti arasında önemli bir kopuşun sinyalini verdiğini ve Gazze’de uzun süredir ertelenen bir uluslararası birlik göstergesini temsil ettiğini söyledi.
ABD daha önce BMGK’ya sunulan ateşkes çağrılarını veto etmişti.
Oylamanın yapıldığı gün ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant ile bir araya geldi.
Dışişlerinden yapılan açıklamaya göre Blinken görüşmede ABD’nin Refah’ta “büyük bir kara operasyonuna karşı çıktığını, orada barınan 1.4 milyondan fazla Filistinli sivilin refahını daha da tehlikeye atacağını” belirtti.
Açıklamaya göre Blinken “hem İsrail’in güvenliğini daha iyi sağlayacak hem de Filistinli sivilleri koruyacak büyük bir kara istilasına alternatiflerin bulunduğunu vurguladı.”
ABD çekimser kalmadan önce metni değiştirdi
Washington Hamas’ın tüm rehineleri serbest bırakmakla yükümlü olacağı bir anlaşma öneriyor.
ABD Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Linda Thomas Greenfield oylanan kararın ABD’nin talep ettiği düzenlemeleri içermesine rağmen Washington’un her şeye katılmadığı için evet oyu veremeyeceğini söyledi.
CNN’e konuşan üst düzey bir yönetim yetkilisine göre Biden yönetimi metni veto etmek yerine çekimser kalma kararını hafta sonu metnin belli bölümlerinde değişiklik yapılmasının ardından aldı.
Başka bir kaynak ABD’nin veto etmeyi planladığını ancak kendilerini çekimser konuma getirecek bir uzlaşma bulmak için yoğun diplomatik çabaların olduğunu söyledi.
Yetkili, metnin başlangıçta kalıcı bir ateşkes talep ettiğini, rehinelerin serbest bırakılmasına yönelik müzakerelerde bahsetmediğini, ancak ABD’nin kalıcı bir ateşkese atıfta bulunacak ve devam eden rehinelerin serbest bırakılması çabalarını da içerecek bir dille değiştirilmesi için baskı yapabildiğini söyledi.
Kararın ardından açıklama yapan ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken “Son metinde özellikle Hamas’ı kınayan ve temel olarak gördüğümüz bir anahtar dil bulunmadığından bunu destekleyemedik,” dedi.