31 Mart yerel seçim sonuçlarıyla değişen siyasi iklimin şimdiye dek en önemli sonucu Cumhurbaşkanı ve AK Parti lideri Tayyip Erdoğan ile CHP lideri Özgür Özel’in görüşmeleri oldu.
2 Mayıs saat 16.00’da başlayıp 1 saat 30 küsur dakika süren görüşme Özel’in “tercih edeceğini” söylediği üzere AK Parti Genel Merkezi’nde yapıldı. Sekiz yıldır iki parti liderleri arasındaki ilk gündemli görüşmeydi.
Erdoğan’a AK Parti Grup Başkan Vekili Mustafa Elitaş, Özel’e İstanbul Milletvekili Namık Tan eşlik etti. Görüşmeden çıkan ilk sonuç, iki lider arasında diyalogun sürmesi oldu. Buna da Erdoğan’ın misafirini ağırladığı oturma düzeni vesile oldu.
Koltuk meselesini aradan çıkarıp asıl önemli konulara geçelim.
Erdoğan’ın Özel’i ağırlarken bir yanındaki koltuğu boş bırakması medyanın ilgisini hemen çekti. Bir yandan Özel’in elini rahatlatmak için randevuyu Beştepe’de vermeyen Erdoğan, Özel’e böylece Cumhurbaşkanı makamını hatırlatmak mı istemişti?
AK Parti hemen açıklama yaptı, bu standart uygulamaydı. Gerçi görüşme aceleye gelmemişti, oturma düzenini değiştirecek zaman vardı ama kasıt yoktu.
Yine Özel, Erdoğan’a oturma düzeninden rahatsızlığını dile getirip telafisini daha görüşmenin başında istemişti.
Bunun üzerine Erdoğan da Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan’a kısa zamanda CHP Genel Merkezine iadeiziyaret için randevu talebinde bulunmasını istedi. Bunun üzerine Özel de Doğan’ın bu görüşmenin gerçekleşmesindeki çabasından bahsetti; randevu için irtibat Doğan ile Özel’in Özel Kalem Müdürü Gülen Ercan arasında sağlanmıştı.
Zaten bu görüşmenin bir defalık olmadığı, diyalogun devam edeceği konusu da buradan çıkıyor. En azından bir kez daha görüşecek iki lider. Devamı gelir mi? Onu göreceğiz. Ancak geldiğimiz bu aşama, bu diyalogun gerçekleşmesinde kuşkusuz 31 Mart’ta sandık başına gidip CHP’yi yüzde 37,7 oyla ilk defa yüzde 35,5 oy alan AK Parti’nin önüne geçiren seçmenin payı var.
Özgür Özel görüşme sonrasında ilk açıklamada Sözcü’den İsmail Saymaz’a şunları söyledi:
• “Olumlu atmosferde geçti. Olumlu sonuçlar doğuracağına dair iyimserim. Önümüzdeki günlerde gelişmeleri takip edeceğiz. Müzakere ve mücadeleyi birlikte yürüteceğiz.”
Bu açıklamanın son cümlesi, Erdoğan’la buluşmadan önce görüşünü aldığı selefi Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Müzakere değil mücadele” sözüne göndermeydi. Eğer görüşmeden sonuç alırsa bunun CHP içindeki yansımaları da farklı olur.
Bundan kısa süre sonra da AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’ten şu açıklama geldi:
• “Sayın Cumhurbaşkanımız CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel’in ziyaretinden memnuniyet duymuşlardır. Olumlu bir havada geçmiştir ziyaret. Sayın Cumhurbaşkanımız, diyalogun devam etmesi gerektiğini belirtmişlerdir. Kendi takvimlerine uygun bir zamanda iadeiziyaret gerçekleştireceklerdir.”
Peki, Erdoğan’ın da Özel’in de ihtiyatlı bir iyimserlikle memnuniyet duyduğu bu görüşmede ne konuşulmuştu?
Bu tür görüşmelerde içeride tam olarak ne konuşulduğunu çözmek genellikle biraz zaman alır.
İlk diyalogun aldığı bir buçuk saat az değil; her iki tarafın da konularını ayrıntılı olarak dile getirmesine olanak verir. Ayrıca Özel’in dile getirdiği konuların -en azından bir kısmında ilerleme sağlanıp sağlanmayacağını görmek için muhtemelen CHP Genel Merkezindeki ikinci görüşmeyi beklememiz gerekecek.
Erdoğan’ın CHP’den beklentisi malum: Anayasa değişikliğine destek. Bu konuda birlikte çalışma isteğini de dile getirdiği anlaşılıyor. Özel zaten daha önce Cumhurbaşkanının Anayasa önerisini dinleyeceğini, dinleyip CHP kurullarıyla görüşmeden kapıyı kapatmayacağını söylemişti.
CHP’nin bu konuda önemli şartı öncelikle mevcut Anayasanın uygulanması. Bunun somut anlamı Anayasa Mahkemesi kararına rağmen milletvekilliği düşürülen Can Atalay’ın durumu ve Osman Kavala dahil diğer Gezi Davası mahpusları. Ayrıca hasta mahpusların durumu.
Ekonomik konular: örneğin en düşük emekli maaşının asgari ücret düzeyine yükseltilmesi. Seçimden önce hükümetin de söz verdiği üzere devlet memuru atamalarında mülakatın kaldırılması. Öğretmen atamaları. Stajyerlerin statüsü.
Görüşmede Özel ilginç bir öneride bulunmuş. Bu da kendisine eşlik eden parti yetkilisi olarak emekli büyükelçi Namık Tan’ı belirlemesiyle bağlantılı olabilir. Diyalogun devam etmesi doğrultusunda önemli bir öneri.
Daha önce CHP’nin içeride muhalefet ama dışarıda Türkiye partisi olacağını söylemişti. Erdoğan’a, dış politika konularında, yeterli bilgilendirmeyle birlikte çalışma önerisinde bulunduğu anlaşılıyor.
CHP kaynakları bunun içeride hükümetin dış politikasını eleştirmeme anlamına gelmeyeceğini ama dışarıda Türkiye’nin çıkarına gördükleri konularda birlikte çalışıp tutum alma anlamına geleceğini özellikle vurguluyor.
Diyorduk, 31 Mart sonuçları siyasi iklimi değiştirmeye başladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tutuklanmasını protesto etmek için düzenlenen mitingdeki…
Avrupa Komisyonu'nun üyeliğe aday ülkelerin son bir yıl içindeki gelişmelerini değerlendiren yıllık raporu, 30 Ekim…
Kıbrıs Rum Yönetimi Cumhurbaşkanı Nikos Christodoulides’in Beyaz Saray’da ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı görüşme,…
TBMM'de 2025 yılı bütçe kanun teklifi görüşmeleri başladı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Plan ve…
CHP’nin kitlelere sert muhalefet sözü vermesi için başına saksı düşmesi gerekiyormuş demek ki; o saksı…
Kayyum virüsü İstanbul’a da sıçradı. AK Partili ya da MHP’li olmayan bütün belediyeleri tehdit altına…