Siyaset

ABD, Netanyahu’ya destek oldukça Filistin’de katliam bitmez

Erdoğan’ın Gazze’deki facia Filistin’de katliamın devamından İsrail’le birlikte sorumlu tuttuğı “Batı’nın” bir fotoğrafı. G7 ve AB liderleri 2023’te Hirşima toplantısı için bir arada.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan “Batılı güçler” diyor ama aslında demek istediği ABD’dir. Batı’dan kasıt en dar anlamıyla G7’dir, yani en zengin 7 kapitalist ülke: ABD, Japonya, İngiltere, Almanya, Fransa, Kanada ve İtalya. ABD yönetiminin tutumunda en küçük bir değişiklik G7’nin İsrail’deki Binyamin Netanyahu’nun saldırgan, faşizan politikasına “Batı” desteğinin sonu demek olacaktır.

Erdoğan’ın 23 Mayıs’ta yaptığı konuşmada “Batılı güçler tüm şımarıklığına ve pervasızlığına rağmen Netanyahu’nun arkasında durdukça, Filistin’de katliamların önüne geçilemez” derken eleştiri adresi ABD ve onunla birlikte katliamları durdurmak için gerekeni yapmayan G7 ülkeleridir.

Filistin devletini 28 Mayıs itibarıyla tanıyacağını 22 Mayıs’ta ilan eden üç Avrupa ülkesinden İspanya ve İrlanda AB üyesi. Norveç değil ama Norveç de şu anda Rusya’nın Ukrayna’ya savaşında NATO’nun kuzeydeki ileri karakol konumunu koruyan önemli bir üyesi.

Türkiye, sadece İsrail değil ABD’ye de ciddi bir uyarı olan bu kararları memnuniyetle karşıladı. Erdoğan da ana muhalefet CHP lideri Özgür Özel de diğer ülkeleri de Filistin’i tanımaya çağırdı.

AB’de kafalar karışık

AB’de kafalar karışık; İspanya, İrlanda ve Norveç’in Filistin’i tanıması önemli simgesel değeri olan bir hamle, devamı geleceğe benziyor. İşaretlerini 27-29 Nisan’da Riyad’daki Dünya Ekonomik Forumuna katıldığı sırada İslam İşbirliği ve Arap Ligi ortak toplantısı için orada bulunan Dışişleri Bakanı Josep Borrell de vermişti aslında. İspanyol Borrell gibi Belçikalı AB Konseyi Başkanı Charles Michel de Gazze’de akıtılan kanın durdurulmasından yana. Ancak AB Komisyonu Başkanı, önceki Almanya Savunma Bakanı Ursula von der Leyen, çoğu İsrailliden daha fazla, İsrail de diyemeyeceğim, Netanyahu destekçisi.

Almanya’da Olaf Scholz hükümeti bir yandan Filistinlilere insani yardım ve ateşkes için çabalarının takdir edilmesini isterken diğer yandan Netanyahu’ya askeri yardıma devam ediyor. Filistin devletini tanıma planları varmış ama henüz koşullar olgunlaşmamış, dün 3 Avrupa ülkesinin dışişleri sözcüleri gazeteciler sorunca öyle dedi. Fransa’da Emanuel Macron, bir yandan Afrika ve Pasifik’teki eski sömürgelerini korumak için kan dökerken bir yandan da Netanyahu’ya desteğe devam ediyor. Belçika hükümeti kamuoyu baskısıyla yakında saf değiştirecek gibi görünüyor.

Nürnberg’ten Lahey’e uluslararası yargı

Erdoğan, dün daha önce Fidan’ın ilan ettiği Uluslararası Adalet Divanında (UAD) Güney Afrika Cumhuriyeti’nin İsrail aleyhine açtığı soykırım suçları davasına müdahil olma kararını teyit etti; belgelerin sunulduğunu söyledi. Erdoğan ayrıca -yine Hollanda’nın Lahey şehrinde kurulu- Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) de Netanyahu’nun Gazze’de devam eden katliam nedeniyle yargılanması için tutuklama kararı vermesi gerektiğini söyledi.

UCM’nin Pakistan kökenli İngiliz Başsavcısı Kerim Khan ise CNN’de Christian Amanpour’a verdiği mülakatta, adını vermediği bir devlet başkanının kendisini “UCM’nin İsrail için değil Putin ve haydut ülkeler için” kurulduğu yollu tehdit ettiğini açıkladı. ABD’deki İsrail lobisinden 13 Kongre üyesi de Khan’ı UCM üyeleri ve ailelerini bir daha ABD’ye ayak bastırmayacakları tahdidinde bulunmuştu. Khan ise UCM’nin Nürnberg Mahkemelerinin devamı olduğunu söyleyerek dik bir duruş sergiliyordu.

Nürnberg Mahkemeleri İkinci Dünya Savaşı sonrası Almanya’daki Nazi yönetiminin Yahudilere uyguladığı soykırım ve onlarla beraber komünistlerden Katoliklere, Romanlardan eşcinsellere yüzbinlerce “ötekini” katletmesini yargılamak için kurulmuştu.

UCM, Netanyahu, Putin, Haniye

Adalet Divanı, BM’nin yargı organı işlevinde; İkinci Dünya Savaşının bitimiyle 1945’te kurulmuş. Ceza Mahkemesi ise 2002’de özellikle soykırım suçları ve insanlığa karşı işlenen suçlara bakmak amacıyla kurulmuş. Türkiye imzacı değil.

Dolayısıyla örneğin UCM’nin Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin aleyhine çıkardığı tutuklama ve yargılama kararı Türkiye’yi bağlamıyor. Yarın, örneğin Hamas liderlerinden İsmail Haniye, İbrahim Masri ve Yahya Sinvar aleyhine de -İsrail’in talebiyle- tutuklama kararı da Türkiye’yi bağlamayacak. Hamas’çıların yaşadığı Katar da imzacı değil.

Cumhurbaşkanı Erdoğan UCM’den talepte bulunurken eminim hukukçuları bu gerçekleri de dikkatine getiriyordur.

Din kardeşliği değil insanlık davası

Erdoğan 22 Mayıs konuşmasında “İnançta kardeşlerimiz olan müminlere karşı hepimiz sorumluluk taşıyoruz” da diyordu; “Tam 76 senedir evlerine, yurtlarına, topraklarına geri dönmenin hayalini kuran Filistinli kardeşlerimize karşı mesuliyetimiz vardır.”

Binlerce yıldır yaşadıkları topraklardan sürülmek, yok sayılmak istenen Filistin halkına karşı Türkiye’nin de insanlık değerlerine sahip çıkan her ülkenin de sorumlulukları olduğuna inanıyorum. Bu bir din kardeşliği davası olmaktan çok insanlık davası sayılır.

En son örnekten yola çıkarsak İspanya, İrlanda ve Norveç, Filistinlilerle “inançta kardeş” oldukları için değil, insanlık namına öyle olması gerektiği için doğru kararı vermiş sayılmalı. Bu bütün Batı başkentlerinin meydanlarında, üniversitelerinde de görülüyor. Ama örneğin “inançta kardeş” Suudi Arabistan’da Filistin’den söz etmek, bayrağını sergilemek dahi yasak. Türkiye ekonomik krize rağmen İsrail’le 9,5 milyar dolarlık ticaretini keserken ABD Suudi Arabistan’la İsrail’i Gazze’deki felakete rağmen ticaret konuşturuyor.

İkiyüzlülük her yerde.

Murat Yetkin

Gazeteci-Yazar

Recent Posts

Trump’la birlikte Albayrak da dönecek iddiası nereden çıkıyor?

ABD Başkanlık seçimlerini Donald Trump’ın kazanmasının hemen ardından Türkiye’de sosyal medyada Berat Albayrak ismi TT…

9 saat ago

Yardım iste ama karışma: Türkiye’de sivil toplum raporundan çarpıcı sonuçlar

2023'ün Şubat ayındaki Kahramanmaraş Depremlerinin ardından yıkımın yaralarını iyileştirmek için çırpınan bir avuç kuruluş ve…

10 saat ago

Erdoğan, Kıbrıs Rum Cumhurbaşkanıyla görüştü: bu bir ilk

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Kıbrıs Rum Cumhurbaşkanı Nikos Christodoulides ile 7 Ekim’de görüştü. Macaristan’ın başkenti Budapeşte’deki…

1 gün ago

OHAL ile getirilen kayyım atama düzeni Anayasaya uygun değil

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin DEM Partiye el uzatmasının ve hatta örgütüne…

1 gün ago

Türkiye ekonomisi Trump’ın seçilmesinden nasıl etkilenir?

Trump’ın ABD Başkanı seçilmesi Türkiye ekonomisini nasıl etkiler? Bu soruyu yanıtlayabilmek için öncelikle bizim nasıl…

2 gün ago

Trump’ın yeniden seçilmesi Türkiye-ABD ilişkilerini nasıl etkiler?

Amerika Birleşik Devletleri başkanlık seçiminde Donald Trump’ın zaferini ilan etmesi, Türkiye açısından dikkatle izlenen bir…

2 gün ago