CHP lideri Özgür Özel’in 9 Temmuz’da TBMM Grubuna hitabında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a ekonomi odaklı muhalefet çıtasını yükseltti. Hem “Ya geçim ya seçim” sloganıyla söylemde hem de Saat 21.00’de ışıkları söndürüp yakma çağrısıyla eylemde.
Eylem olabilecek en pasif eylem çeşidi ama çağrışımları var. 1997’de Necmettin Erbakan-Tansu Çiller RefahYol koalisyonunun 3 Kasım 1996 Susurluk Kazasıyla ortaya saçılan siyaset-mafya yolsuzluk zincirinin üstünün kapatmaması amacıyla 1 Şubat’ta başlatılan “Sürekli aydınlık için bir dakika karanlık” eylemini hatırlatıyor. Aylar süren ve milyonlarca insanın katıldığı pasif eylem, Türkiye’ye ne yazık ki sürekli aydınlık getirmemişti ama “28 Şubat süreci” denilen siyasi krizi derinleştirmiş, hükümetin düşmesinde payı olmuştu.
Bu defa hedef daha sonuç odaklı. AK Parti iktidarının asgari ücreti yükseltmesi, en düşük emekli maaşını da asgari ücret düzeyine çıkarması. Aksi halde Erdoğan’ı erken seçim kampanyası başlatmakla tehdit ediyor.
Maaşlar bu tehditle artar mı?
Bu defa CHP’yi işçi sendikalarıyla da dayanışma ya da eşgüdüm içinde görüyoruz.
Özel meclis kürsüsünden bu çağrıda bulunurken üç büyük işçi sendikasının liderleri; Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, Hak-İş Başkanı Mahmut Arslan ve DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu da aynı taleplerle ortak basın toplantısı düzenliyordu. Geçtiğimiz günlerde üçü de ayrı ayrı Özel ile görüşmüşlerdi.
Özel’in “geçim ya da seçim” tehdidinin sonuç getirip getirmeyeceğini görmek için fazla beklemeyeceğiz. Bugün-yarın emekli maaşlarındaki artış açıklanacak. Ekonomim Gazetesi, iktidarın 10 bin lira olan en az emekli maaşını 12 bin liraya çıkarmayı, tüm emeklilere 2 bin lira seyyanen zam yapmayı hesapladığı yolunda kulis bilgisini yayınladı.
Mevcut asgari ücretse 17 bin 2 lira. Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan asgari ücretin yıl sonuna dek aynı kalacağını her soruda tekrarlamaktan yoruldu. Aksi halde Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek yönetimindeki ekonomik krizden çıkış için Orta Vadeli Program bozulacak deniyor.
Programlar hep emekçi ve emeklilere nefes payı verirken bozuluyor nedense.
Geçim sıkıntısı büyük
TÜİK Başkanı Erhan Çetinkaya’nın şirket kârlarının enflasyonu azdırıcı etkisinden bahsettiği ortamda krizin yükünü emekçi ve emeklilerin taşımasına dönüyor iş.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan seçim rekabeti nedeniyle muhalefetin Emeklilikte Yaşa Takılanlar tuzağına düştüğünü kabul edip neredeyse bütün krizi ona bağlayacak.
Öte yandan ne kamuda tasarruf genelgesine uyan var ne “çok kazanandan çok vergi” vaadiyle söz edilen yasal düzenlemeler somutlaşıyor. Tersine “çok kazananlar” vergi reformunu daha çıkmadan delik deşik edip “çok kazanmaya” devam için siyaset kulisinde lobi yapıyor.
TÜİK ve geçim sıkıntısından bahsetmişken… Gazeteci Alaattin Aktaş’ın ortaya çıkardığı TÜİK’in enflasyon hesabı yaparken temel aldığı fiyat listesini Çetinkaya doğruladı ve savundu.
TÜİK’in esas aldığı fiyatlarla piyasadaki ortalama fiyatlar arasındaki fark geçim sıkıntısının boyutlarını gösteriyordu.
Özel bu konuyu CHP Grubuna taşıdı ve maaş artışlarının da TÜİK’in düşük hesapladığı enflasyon oranına göre belirlendiği için bunun vatandaşın cebinden çalmak olduğunu öne sürdü, doğrudan Erdoğan’ı suçladı.
Tehdidi Erdoğan’a işler mi?
Erdoğan, NATO Zirvesinden döner dönmez iç politikaya derinlemesine girecek. Önümüzde 15 Temmuz yıldönümü ve 20 Temmuz Kıbrıs programları var. O arada Erdoğan’ın AK Parti’de 31 Mart seçim yenilgisi hesaplaşmasıyla uğraşacak. Muhtemelen vergi reformu dahil zor yasaların Meclis’ten sorunsuz çıkması için Temmuz sonunu, Meclis’in tatile girmesini bekleyecek, özellikle Meclis Grubunu ilgilendiren değişiklikler için.
Özel’in çıkışı Erdoğan’ın gündemini etkiler mi? Şöyle bir ikilem karşısında oluğu söylenebilir: asgari ücreti arttırsa, emekli maaşlarına biraz daha yükseltse Özel’in elinden erken seçim tehdidi kozunu alacak. Öte yandan hem OVP delinmiş hem de Özel’in ve sendikaların bastırması sonuç vermiş olacak. Ayrıca OVP’yi delme pahasına sağlanacak artışın geçim sorununa bir nefesçik rahatlama sağlasa da ne emekçi ve emeklileri ne de işverenleri memnun etmeyeceği şimdiden söylenebilir.
Ama asgari ücret ve emekli maaşları konusunda muhalefet ve sendikaların taleplerine kulak tıkarsa, bunun Erdoğan’ın anketlerde Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nun gerisine düşen beğeni düzeyine yardımcı olmayacağı da açık.
Hem müzakere hem mücadele
Başa dönersek, Özel’in “ya geçim ya seçim” çıkışı Erdoğan’la “hem müzakere hem mücadele” modeline de uygun, muhalefeti ideolojiden siyasete, dış ve güvenlik politikalarından vatandaşın güncel sorunlarına çekme modeline de.
Dediğim gibi, sonuç verip vermeyeceğini görmek için de fazla beklemeyeceğiz.