Yetkin Report

  • English
  • Siyaset
  • Ekonomi
  • Hafıza Kartı
  • Hayat
  • Yazarlar
  • Arşiv
  • İletişim

Merz dönemi sancılı başladı: Almanya modeli sarsılıyor

Yazar: Reha Bilge / 07 Mayıs 2025, Çarşamba / Oda: Siyaset

Almanya’da Hristiyan Demokratlarla, Sosyal Demokratların koalisyonu sabcılı başladı. Koalisyon uzlaşmasına rağmen Merz ikinci turda güvenoyu alabildi. 

Almanya 6 Mayıs 2025’e derin bir politik sarsıntıyla başladı. Hristiyan Demokratların ve Sosyal Demokratların uzun pazarlıklar sonunda kurmaya karar verdiği koalisyon hükümeti Federal Meclis’te gerekli çoğunluğu sağlayamadı. İki partinin toplam milletvekili sayıları 328 olmasına rağmen aldıkları “evet” oyunun sayısı 310’da kaldı. Parti grupları toplandı, hararetli saatler yaşandı. Yeni hükümet öğleden sonra yapılan ikinci tur oylamada 325 “evet” oyu ile güven oyunu alabildi ve göreve başladı.

Rusya’nın Ukrayna saldırmasından bu yana Almanya derin bir politik ve ekonomik krizle karşı karşıya bulunuyor. Alman modeli sarsılıyor. İkinci Dünya savaşından sonra kurulmuş olan Alman modeli aşırı sağ Alternatif Parti (AfD) tarafından tartışma konusu yapılıyor.  Şu anda yapılan kamuoyu yoklamalarına göre ise AfD parti tercihlerinde birinci sırada yer alıyor. Friedrich Merz Başbakanlığında kurulan bu yeni hükümet ise Almanya için yeni bir hükümet modeli ve program sunuyor.

Sorunlu ekonomi ve AfD’nin yükselisi

Yeni kurulan Merz hükümetinin ana hedefi Alman modelinin dünyanın yeni gerçeklerine uyum sağlayarak restore edilmesi ve korunması olarak öne çıkıyor. Yeni hükümet ciddi bir restorasyon programını uygulamak, AfD’ye yönelen seçmenleri geri kazanmak ve bu partinin toplum içerisinde artan etkisini kırmak istiyor.

Bu amaçla 500 milyar avroluk uzun vadeli bir program çerçevesinde Almanya’nın eskimiş alt yapısının yenilenmesi; yeni teknolojilerin ekonomik ve endüstriyel sisteme katılması; savunma bütçesinin artırılarak Alman ordusunun vurucu gücünün artırılması amaçlanıyor.

En kısa sürede en katı önlemlerin alınarak Almanya sınırlarının düzensiz göççe kapatılması hükümet programının ikinci ayağını oluşturuyor. Hükümet yasa dışı girişler karşısında geri gönderim işlemlerinin hemen başlatılmasını öngörüyor. Böylece hem yabancı düşmanı dip dalganın yumuşatılacağı hem de AfD’nin en büyük propaganda silahının elinden alınacağı kabul ediliyor.

Almanya ve Weimar siyaseti

Almanya yeni hükümetle birlikte AB politikasında ve Kıta Avrupası’nın jeopolitik gelişmelerinde yeniden etkili bir rol oynamak istiyor. Başbakan Merz’in zamanının yüzde yetmişini dış politikaya ve dış ekonomik ilişkilere ayırmak istediği yönünde medyaya sızdırılan haberler de bu yönelime alt yapı hazırlamak amacıyla yapılıyor.

Ayrıca Friedrich Merz başbakan sıfatıyla ilk resmi gezisini, hemen Çarşamba günü önce Fransa’ya ardından ise Avrupa’nın yeni askeri ve ekonomik gücü Polonya’ya yapıyor.  Bu gezilerle “Weimar Üçgeni” adı altında Almanya, Fransa ve Polonya arasında temeli atılmış olan yeni işbirliği ekseninin canlılık ve güç kazanması hedefleniyor. Ama “Weimar Üçgeninin” yeni bir askeri- diplomatik güç merkezi olup olamayacağını elbette zaman gösterecek. Kendisini bir “Atlantik İttifakı yanlısı” olarak tanımlamış olan Friedrich Merz’in “Atlantik İttifakından” pek haz duymayan ABD başkanı Trump ile ilişkilerini nasıl yürüteceği ise ciddi bir merak konusudur.

Hristiyan Demokrat hem de Sosyal Demokrat kanattan göreve alan bakanların bu hedefleri gerçekleştirmek amacıyla seçildiği de görülüyor.

Bakanlar neye göre seçildi?

Olaf Scholz hükümetinden yeni hükümete geçiş yapan tek Sosyal Demokrat partili bakan Boris Pistorius buna bir örnektir. Pistorius Alman ordusunun yenilenmesi ve savaşçı bir güç olması konusunda hem en istekli hem de en deneyimli politikacıdır. Yeni hükümette de Savunma Bakanı olan Pistorius şu anda Almanya’nın en sevilen politikacısı konumundadır.

Dışişleri Bakanı Johann Wadephul ise çok uzun aradan sonra bu görevi yüklenen ilk Hristiyan Demokrat politikacıdır. Yıllarca Federal Meclisin dışişleri komisyonlarında ve Avrupa Birliği ilişkilerinde çalışan Wadephul , Friedrich Merz’e yakın ve sadık oluşuyla biliniyor. Kendinden önceki Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock’dan daha farklı bir kişiliğe sahip olan Wadephul’un sakin duruşuyla Alman Dışişlerine yeni ve yumuşak, ama hedef odaklı bir üslup getireceği ileri sürülüyor.

Koalisyonun Bavyeralı ortağı CSU’nun üyesi İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt ise hükümet programıyla tam uyum içerisinde. Temel öğretisi ve söylemi sınırların düzensiz göçe kapatılması ve sert önlemler alınmasını öngörüyor.

İş dünyasının etkisi

Merz hükümetinde görev alan yeni bakanların iş ve ekonomi dünyasıyla yakın ilişkileri var.  Sosyal Demokrat Bayındırlık Bakanı, (Almanca’da inşaat bakanı olarak tanımlanıyor)  Verena Hubertz başarılı bir start-up kurucusu. Devletin modernleşmesini ve dijital teknolojilere geçilmesinden sorumlu bakanlık görevini üstlenen Hristiyan Demokrat Karsten Wildberger fizik eğitimi almış, son olarak da Medya Markt ve Saturn tekno-ürün mağazalarının sahibi Media Saturn Holdingin genel müdürlüğü görevini yürütmüş. Katherina Reiche ise “Westenergie” adlı enerji dağıtım şirketinin yönetim kurulu başkanlığından Ekonomi Bakanlığı görevine geliyor.

Sosyal Demokrat SPD’nin başkanı Lars Klingbeil ise hükümette hem Başbakan Yardımcısı hem de Maliye Bakanı görevlerini yükleniyor. Klingbeil SPD’nin aldığı seçim yenilgisine rağmen iyi bir pazarlıkçı olduğunu gösterdi ve koalisyon hükümeti içerisinde partisi için olabilecek en iyi kazanımı elde etti. Ayrıca SPD içerisindeki rakibi ve eş başkan Saskia Esken engelinden kurtulmuş, eli güçlenmiş olarak Başbakan yardımcılığı görevini üstleniyor. Lars Klingbeil’in varlığı SPD ve hükümet ilişkilerinin yumuşak bir zeminde ilerlemesini mümkün kılacakmış gibi görünüyor.

Türkiye siyaseti ne olacak?

Friedrich Merz ve Lars Klingbeil artıları ve eksileriyle kendi varlıklarını borçlu oldukları Almanya için yeni bir çıkış yolunu temsil ediyorlar. Bu ikiliye Bavyeralı koalisyon ortağı CSU’nun Başkanı ve hükümette görev almayan Markus Söder’i de eklemeliyiz elbette.  Başarısız olmaları durumunda bambaşka bir Almanya’nın ortaya çıkması olasılığı ülkenin politik aktörleri ve yorumcular tarafından sıklıkla dile getiriliyor.

Yeni hükümetin Türkiye ile ilişkilerinde takınacağı tutum da önümüzdeki günlerde kendisini göstermeye başlayacak; Eurofighter satışı kararı buna dahil.

 

Yeni yazılardan haberdar olun! Lütfen aboneliğinizi güncelleyin.

İstenmeyen posta göndermiyoruz! Daha fazla bilgi için gizlilik politikamızı okuyun.

Aboneliğinizi onaylamak için gelen veya istenmeyen posta kutunuzu kontrol edin.

OKUMAYA DEVAM EDİN

Polonya’da Türkiye’yi yaşamak: yalnız değiliz
Putin’in yaptığı muhtemelen yanına kâr kalacak
Cennetin kapıları, cehennemin kapıları, seccade ve İnce
  • Ergenekon taktikleriyle hedefe konan gazeteciler dava açıyor20 Mayıs 2025
  • Üç yaşlı: Erdoğan, Bahçeli, Öcalan. Üç genç: Özel, İmamoğlu, Demirtaş20 Mayıs 2025
  • Özel, Erdoğan’a: “Yerel bir diktatörsün. Geldiğiniz gibi gideceksiniz.”19 Mayıs 2025
  • Türkiye-İngiltere: bir serbest ticaret anlaşmasından fazlası yolda19 Mayıs 2025
  • Erdoğan: Montrö’den sonra, Lozan… Hayırdır inşallah.18 Mayıs 2025
  • ASALA’dan PKK’ya: şimdi nereye? Londra’da gördüğüm gelecek18 Mayıs 2025
  • Ukrayna, Suriye ve Kürt sorunu denklemlerinin eş zamanlı çözüm hamlesi16 Mayıs 2025
  • Terörsüz Türkiye: dışarıya demokrasi vaatleri, içeride baskıya devam15 Mayıs 2025
  • Suriye yaptırımları üzerine dörtlü toplantı: Erdoğan çevrimiçi katıldı14 Mayıs 2025
  • Yeni bir dönemin eşiğinde: Barış, sadece silahların susması değildir14 Mayıs 2025
Haberler arşivinde arama yapın...

Siyaset

Ekonomi

Hafıza Kartı

Hayat

Arşiv

English

Hakkımızda

Künye

Yazarlar

Yardım

Reklam & İşbirliği

Bize Ulaşın

tbtcreative.com | UFKZDN © 2024 yetkinreport.com

Kurumsal Bilgiler     ·      Yardım     ·      Kullanıcı Sözleşmesi     ·      Yasal Çekince

TOP