İsrail’in Gazze’yi işgal kararında Başbakan Netanyahu’nun solundaki Savunma Bakanı Katz etkili oldu. Netanyahu’nun sağındaki Genelkurmay Başkanı Korgeneral Zamir’e ise karara katılmıyorsa istifa etmesi söylendi. İsrail saldırganlığının en büyük destekçisi ABD.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu 4 Ağustos’taki kabine toplantısında Gazze’nin tamamını işgal kararı aldı. Henüz resmî açıklama yapılmadı ancak hükümete yakın The Jerusalem Post gazetesi, topyekûn işgale çekincesi bulunan Genelkurmay Başkanı Korgeneral Eyal Zamir’e, kararı beğenmiyorsa istifa edebileceğinin söylendiğini yazdı. Gazete Netanyahu’nun 5 Ağustos’ta savaş kabinesini yeniden toplayarak “bundan sonra atılacak adımlar” üzerinde duracağını da bildirdi.
Bu arada, özellikle de son derece sınırlı gıda yardımını almaya giden Filistinliler üzerine açılan ateşlerle ve Nazi toplama kamplarını andıran görüntülerle açlıktan insanlar öldürülmeye devam ediyor.
Daha önce de Filistin Devleti yönetimin bulunduğu Batı Şeria’yı ilhak edeceklerini söyleyen Netanyahu’nun bu kararı, İsrail’in ABD’deki Donald Trump yönetiminin desteği arkasında oldukça saldırganlığının sınır tanımayacağını gösteriyor. Geçtiğimiz hafta Birleşmiş Milletlerde ABD hariç bütün Batı alemi, Müslüman ülkelerin de Hamas’ın sivilleri öldürmesini kınaması karşılığında İsrail’in sivilleri öldürmesini kınamıştı.
O toplantılar sırasında İngiltere ve Fransa’nın Filistin Devletini tanıyacaklarını açıklaması da önemli bir siyasi kazanım görülmüştü. Ancak her iki ülke de İsrail’e silah satmaya devem ediyor. İsrail’e silah satışlarında, ABD ve Almanya’nın arkasından, üçüncü sırada gelen İtalya’nın Başbakanı Giorgia Meloni ise henüz toprakları ve kurumları belli olmayan, kâğıt üzerindeki bir Filistin Devletini tanımanın bir anlamı olmadığını, önce devletin kurulması gerektiğini söylüyor ve haksız da sayılmaz.
İsrail’i kınama ve Filistin’i tanıma bir diplomasi oyununa göndü.
Tamamen anlamsız olduğu söylenemez. Batı ülkeleri, özellikle Avrupa yönetimleri üzerinde vicdan sahibi kamuoyunun etkisini de gösteriyor. Avrupa ülkelerinde her gün sokaklar Filistin yanlısı protesto gösterileriyle doluyor. (Türkiye ayrı bir durum: artık sadece AK Parti idaresinin onayladığı Filistin’e destek gösterileri yapılabiliyor, diğerlerinin İsrail’i kınama hakkı dahi yok)
Ama Gazze’yi işgal hakkında aldığı karar, İsrail’in bütün bu tepkilere aldırmadığını ve ABD dur demedikçe sıranın Ramallah’tan sonra Lübnan ve Suriye’nin güneyindeki işgal durumunu güçlendireceğini gösteriyor.
Şimdi İsrail’in fiili işgali resmiyete dökmesi aşamasındayız. Yarın bir gün Batı Şeria, Suriye ve Lübnan’ın güneyindeki fiili işgal de resmiyete dökülse “dur” der mi? Aslında bütün sorular bu sorunun altında toplanıyor.
Bu soruyla birlikte ABD medyasında hâlâ sorulabilen bir başka soruyu da sormak gerekiyor: Eğer Demokratlar başta olsa, durum bu kadar vahim olmayabilir miydi?
Görünen o ki olmazdı. Kongrede, idare ve finans dünyasında artan İsrail lobisi ağırlığıyla ABD yönetimlerini İsrail her ne yaparsa yapsın desteği, Amerikalıların pek sevdiği ifadeyle “bi-partizan” yani partilerüstü, tabii parti yönetim kadroları ve bağışçılar bakımından. Evanjelik dinsel fanatizm ve “Hristiyan Siyonistler” gerçeği yıllar yılı ABD’nin kılcal damarlarını sarmış görünüyor. Nitekim Demokratlardan, kendileri başta olsa İsrail’i durduracakları gibi bir iddia da yok.
ABD’deki askeri sanayi, enerji ve ticaret lobilerinin İsrail’e açık desteği çıkarlarına aykırı görene dek devam edecekmiş gibi görünen bu zorbalığın, en azından hafiflemesinin yolu, Netanyahu iktidarının değişmesi olarak görülüyor.
TBMM Komisyonunun 4 Aralık toplantısı AK Parti-MHP ittifakının “Terörsüz Türkiye” sürecinin 2026 yılının ilk yarısındaki…
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Rusya-Ukrayna savaşının giderek daha geniş bir coğrafyaya yayıldığını, bunun “çok korkutucu…
İçişleri Bakanlığı 2 Aralık gecesi 22.15te Irak Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani’nin 29…
Dün, 1 Aralık, Ankara’da “Ortak Geleceğe Birlikte Bakmak” başlıklı bir çalıştay vardı. Diyarbakır merkezli araştırma…
Barışın kaderi çoğu zaman masadaki teknik maddelerle, güç dengeleriyle ve takvimlerle açıklanır. Oysa eksik olan…
Avrupa’nın kuraklık haritası artık yalnızca meteoroloji raporlarında değil, uyduların yerçekimi ölçümlerinde de görünür durumda. Yirmi…