Siyaset

Siyasette Kadın Kotası Gereksiz mi? Dünya, Türkiye ve CHP’de Durum

“Kadın kotası gereksiz, kadınlar mücadele etsin” diyen erkek siyasetçiler, yüzyıllardır süren eşitsizliğin sürmesini sağlıyorlar. CHP mitinglerine erkeklerle yan yana yer alan kadınlar, parti yönetiminde daha çok temsil istiyor. (Foto: CHP)

Siyaset, erkek-kadın rekabetinin en sert ama kapılarının en sıkı kapalı tutulduğu alanlardan biri. Erkek egemen dayanışma ağları, görünmeyen bariyerler, ekonomik ve zamansal engeller, kadınların kapının önünde bekletilmesine yol açıyor. Bu kapı, kendi kendine açılmıyor.
“Kadın kotası gereksiz, kadınlar mücadele etsin” diyen erkek siyasetçiler, ilk bakışta mücadeleyi teşvik ediyormuş gibi görünse de bu söylem yüzyıllardır süren eşitsizliğin sürmesini sağlayan klasik bir kaçış yoludur. Mesele, kadınların mücadele edip etmemesi değil; bu mücadelenin eşit şartlarda sonuç verip vermemesidir.
Kadınların siyasette eşit şekilde temsil edilmesi, demokrasinin olmazsa olmazıdır. Ancak veriler hem dünyada hem de Türkiye’de bunun kendiliğinden gerçekleşmediğini; tam tersine, özel önlemlerle hız kazandığını gösteriyor.

Dünya ve Türkiye’de Durum

Kota karşıtları “liyakat” ya da “seçmen iradesi” söylemlerinin arkasına sığınarak mevcut erkek egemen düzeni koruyor. Oysa kota, “hak edilmemiş koltuk” değil, yapısal engelleri yıkmak için tasarlanmış geçici ve adil bir araçtır.
Dünyada kadınların siyasal temsili, zorunlu kota uygulamalarıyla birlikte belirgin bir şekilde yükselmiştir.
• Portekiz, 2006’da yüzde 33 kadın kotası yasasını yürürlüğe koydu, 2019’da bu oranı yüzde 40’a yükseltti. 2005’te yüzde 21 olan parlamentodaki kadın oranı, 2023’te yüzde 35,7’ye ulaştı.
• İspanya, 2007’de seçim listelerine yüzde 40-60 cinsiyet dengesi şartı koydu; kadın oranı yüzde 36’dan yüzde 44’e çıktı.
• Fransa, 2000’de “parité” yasasıyla eşit temsil zorunluluğu getirdi; bugün parlamentonun yüzde 39’u kadın.
• Meksika, 2014’te yüzde 50 kota uyguladı; kısa sürede yarı yarıya temsile ulaştı.
Bu örnekler çoğaltılabilir. Ancak Türkiye hâlâ dünya ortalamasının gerisinde. 2023 genel seçimlerinde TBMM’de kadın milletvekili oranı yüzde 19,9’a yükselse de bu oran dünya ortalaması olan yüzde 26,9’un altında. Araştırmalar, zorunlu kota uygulayan ülkelerde kadın temsil oranının ortalama yüzde 25, kota uygulamayanlarda ise yüzde 15 civarında olduğunu gösteriyor. Bu fark, kotanın etkisini tek başına ortaya koyuyor.

CHP ve Eşit Temsil Hedefi

CHP, 2020’de parlamentoda eşit temsili hedefleyen kota teklifini TBMM’ye sunmuştu. Artık bu yaklaşım parti tüzüğünde somut bir adım hâline geldi. 20. Olağanüstü Kurultay’da kabul edilen yeni tüzük, cinsiyet kotasını kademeli olarak artırıp yüzde 50’ye çıkarma kararı aldı. Bu kota; milletvekili listelerinden il-ilçe yönetim kurullarına, delegelik seçimlerinden tüm aday belirleme süreçlerine kadar uygulanmak zorunda.
Kurultay süreci, bu maddenin kaderini belirleyecek. Ya kâğıt üzerinde bir “iyi niyet” beyanı olarak kalacak, ya da partinin damarlarına işlemiş bir eşitlik politikası hâline dönüşecek.
Mahallelerden başlayan delege seçimleri, gerçekte kimin söz sahibi olduğunu gösterecek. Eğer listeler hâlâ erkekler tarafından, erkekler için hazırlanıyorsa, kota bir kâğıt üstü taahhütten ibaret kalır.
CHP, bu kurultayda eşit temsil ilkesini eksiksiz uygularsa, yalnızca kendi örgütünde değil, Türkiye siyasetinin tamamında yeni bir sayfa açar. Aksi hâlde fırsat, yine yıllar boyunca ertelenmiş olur.

Kadın Kotası Lütuf Değil

Gazeteci Nezihe Muhiddin 1930’larda. (Foto: Wikipedia)

Kadınların siyasette eşit temsil mücadelesi, sadece istatistiklerden ibaret değil; aynı zamanda tarihsel bir sorumluluktur.
Gazeteci Nezihe Muhiddin, 1925’te meclise giremeyeceğini bilerek Halide Edip ile birlikte aday oldu. Amacı, kadınların siyasette var olma hakkını görünür kılmaktı. O gün yaşadığı hayal kırıklıkları ve uğradığı baskılar, bugün hâlâ önümüzde duran görünmez bariyerlerin geçmişten bugüne taşındığını gösteriyor.
Yıl 2025: Mücadele sürüyor.
Ama bugün elimizde, geçmişten farklı olarak, dünyadan kanıtlar, toplumdan güçlü destek ve örgütlü kadın hareketleri var. Kota bir lütuf değil, eşit temsilin ön koşulu. Mücadele ise kotayla bitmez; kota, sadece eşit bir başlangıç çizgisi sağlar.
Bu nedenle gözümüz, öncelikle CHP’de. Türkiye’nin en büyük muhalefet partisi eşit temsil ilkesini eksiksiz uygularsa, bu yalnızca kendi tabanını değil, tüm siyaseti dönüştürebilir.
Nezihe Muhiddin’e selamla bitirelim: Onun başladığı yarışı yarım bırakmamak, kadınların siyasette eşit ve kalıcı temsili için bu mücadeleyi büyütmek zorundayız.

Filiz Pehlivan

Makine Mühendisi

Recent Posts

Yeni Anayasa’ya DEM Desteği İçin Üç Maddede Değişiklik Yeter mi?

TBMM Komisyonunun 4 Aralık toplantısı AK Parti-MHP ittifakının “Terörsüz Türkiye” sürecinin 2026 yılının ilk yarısındaki…

21 saat ago

Fidan: Savaş Yayılıyor, Bu Korkunç Bir Şey, Ama AB Güney Kıbrıs’a Rehin

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Rusya-Ukrayna savaşının giderek daha geniş bir coğrafyaya yayıldığını, bunun “çok korkutucu…

1 gün ago

Erdoğan, Bahçeli’nin “Rezalet” Çıkışını Üstüne Almadı Barzani’yi Suçladı

İçişleri Bakanlığı 2 Aralık gecesi 22.15te Irak Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani’nin 29…

2 gün ago

CHP Operasyonları, Terörsüz Türkiye Sürecini Enfekte Ediyor

Dün, 1 Aralık, Ankara’da “Ortak Geleceğe Birlikte Bakmak” başlıklı bir çalıştay vardı. Diyarbakır merkezli araştırma…

3 gün ago

Komisyonun Karar Toplantısı Öncesi: Barış Vicdanı Olmadan Barış Olmaz

Barışın kaderi çoğu zaman masadaki teknik maddelerle, güç dengeleriyle ve takvimlerle açıklanır. Oysa eksik olan…

3 gün ago

Avrupa Kururken: Su Krizinin Sessiz Siyaseti

Avrupa’nın kuraklık haritası artık yalnızca meteoroloji raporlarında değil, uyduların yerçekimi ölçümlerinde de görünür durumda. Yirmi…

4 gün ago