AİHM Adalet Bakanlığının itirazını reddetti, hak ihlali kararı kesinleşti. Selahattin Demirtaş’ı tahliye etmek hukuken bağlayıcı, siyaseten de fırsat. Fotoğraf Demirtaş’ı 9 yılını doldurduğu Edirne Cezaevindeki yazı çalışmalarında gösteriyor.
Selahattin Demirtaş, 4 Kasım 2016’da gözaltına alınıp tutuklandı. Dün 3 Kasım’da cezaevinde 9’uncu yılını doldurdu. Aynı gün Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Demirtaş’ın mahkumiyetinin hak ihlali olduğu yönündeki kararına 8 Ekim’de itiraz ederek, Büyük Dairede görüşülmesini isteyen Türkiye’nin talebini reddetti. Böylece AİHM’nin Demirtaş dosyasındaki “hak ihlali” kararı kesinleşmiş oldu.
Demirtaş dosyasının ayrıntılarına, yapılan haksızlığa tekrar tekrar girmeyeceğim; zaten T24’te Gökçer Tahincioğlu gayet güzel toparlamış, hatırlamak isteyenler bu bağlantıdan okuyup dönebilir.
Ama Demirtaş hakkında hem Anayasa Mahkemesi (AYM) hem de AİHM tarafından daha önce alınmış ama uygulanmayan kararlar olduğunu biliyoruz.
Adalet Bakanlığı 8 Ekim’de AİHM kararına itiraz ettiğinde hem DEM Parti hem CHP tarafından eleştirildi; bu yapılan devam eden Terörsüz Türkiye süreciyle çelişiyordu.
Nitekim Demirtaş da karar üzerine Edirne Cezaevinden verdiği yazılı mesajında bu sürece gönderme yapmış:
• “AİHM kararı elbette önemlidir ve hukuken bağlayıcıdır. Ancak sadece bizim açımızdan değil, 86 milyon yurttaşımız açısından kendi aramızdaki “kardeşlik hukuku” her şeyden kıymetlidir.”
Artık MHP lideri Devlet Bahçeli de “Tahliyesi hayırlara vesile olacaktır” dediğine göre ümit var ama biz konuya demokrasi ve haklar açısından da bakalım.
Geçtiğimiz Pazar günü, 2 Kasım’da Erdoğan’ın Hukuk Başdanışmanı Mehmet Uçum, Terörsüz Türkiye sürecinde yeni adımlar atılacağını söylediği yazısında, bu bağlamda ilk defa demokrasi konusuna da değinmiş, “demokrasinin geliştirip ve güçlendirilmesi beklentilerinin” de bulunduğunu söylemişti.
Demokrasinin geliştirilip güçlendirilmesinden, örneğin siyasetçilerin tutuklu yargılandığı koşullarda söz etmek kolay değil. Sadece Demirtaş ve HDP/DEM’li siyasetçiler, sadece Ekrem İmamoğlu ve CHP’liler, sadece Osman Kavala ve Geziciler için söylemiyorum. Ama Avrupa ile ilişkilerin yakınlaşmasını, Rusya-Ukrayna, İsrail-İran eksenindeki gelişmeler üzerine Türk Silahlı Kuvvetleri-Dışişleri-MİT sacayağına dayanarak yürütmeye çalışmak ne doğru ne de yeterli.
Erdoğan, en son Almanya Başbakanı Friedrich Merz’le 30 Ekim’de Ankara’daki ortak basın toplantısında Avrupa Birliğinden (AB) üyelik beklentilerini tekrarlamış, Merz de Kopenhag Siyasi Kriterlerine işaret etmişti. Bırakalım tam üyeliği, AK Parti hükümetleri Türk vatandaşlarına vize kolaylığı için 2016’da taahhüt ettiği maddelerden 6’sını hâlâ bekletiyor.
Oysa Anayasa’nın, AK Parti döneminde, CHP desteğiyle kabul edilmiş 90’ıncı Maddesinin, yani AİHM kararlarının uygulanmasıyla bile biraz olsun rahatlayacak bir ortam mevcut halihazırda.
Demirtaş hakkındaki karar bir fırsattır. Hemen değerlendirilmeli, diğer davalara da örnek olacak şekilde Demirtaş tahliye edilmelidir.
AYM’nin 17 Ekim’de yayınlanan Tayfun Kahraman kararı bir fırsattır; tahliye edilmeli ve yeniden yargılanmalıdır.
Yeni Yargıtay Başkanı Ömer Kerkez’in 20 Ekim konuşmasında vurguladığı üzere AYM’nin hak ihlali kararı uygulanmalı, örneğin AYM kararına rağmen Yargıtay’ın siyasi destekli itirazıyla hapiste tutulan seçilmiş TİP Hayat Milletvekili Can Atalay tahliye edilerek TBMM üyeliği görevine başlatılmalıdır.
Osman Kavala hakkındaki AİHM kararları, Figen Yüksekdağ hakkındaki AİHM kararları uygulanmalıdır. Kavala, Kahraman ve Atalay gibi Gezi Davasından mahkûm edilen Çiğdem Mater Utku ve Mine Özerden de tahliye edilip yeniden yargılanmalıdır.
Bunlar için ne “geçiş yasasına” ne başka bir ek adıma ihtiyaç var; mevcut Anayasa ve yasaların uygulanması yeter.
Madem demokrasi diyorsunuz, madem AB diyorsunuz, işte fırsat: Demirtaş’ı bırakın, diğerlerini de.
* 4 Kasım 2025, 11.35’te güncellenmiştir.
TBMM Komisyonunun 4 Aralık toplantısı AK Parti-MHP ittifakının “Terörsüz Türkiye” sürecinin 2026 yılının ilk yarısındaki…
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Rusya-Ukrayna savaşının giderek daha geniş bir coğrafyaya yayıldığını, bunun “çok korkutucu…
İçişleri Bakanlığı 2 Aralık gecesi 22.15te Irak Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani’nin 29…
Dün, 1 Aralık, Ankara’da “Ortak Geleceğe Birlikte Bakmak” başlıklı bir çalıştay vardı. Diyarbakır merkezli araştırma…
Barışın kaderi çoğu zaman masadaki teknik maddelerle, güç dengeleriyle ve takvimlerle açıklanır. Oysa eksik olan…
Avrupa’nın kuraklık haritası artık yalnızca meteoroloji raporlarında değil, uyduların yerçekimi ölçümlerinde de görünür durumda. Yirmi…