CHP delegesine acı ve direniş yoluyla iktidar vadeden Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve selefi Kılıçdaroğlu’na karşı mesajları ve İmamoğlu savunusuyla, konumunu pekiştirerek yeniden Genel Başkan seçildi. (Foto: X/Dilekİmamoğlu)
CHP’nin son iki yıldaki dördüncü kurultayı olan 28-30 Kasım, 39’uncu Kurultayının ikinci gününde Özgür Özel, delegelerden rekor sayıda, 1333 geçerli oyun tümünü alarak yeniden seçildi.
Ekrem İmamoğlu iddianamesiyle yapılan yolsuzluk suçlamalarının, kapatma davası tehditlerinin de önceki Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun Kurultay öncesinde yayınladığı videonun, hatta seçim günü 29 Kasım’da AK Partiye en yakın gazetelerden Sabah’ın “Hodri meydan” başlığıyla yayınladığı mesajının da CHP delegelerinin kenetlemekten başka işe yaramadığı görüldü. Konuşmasında CHP’lilere “teslim olmaktansa”, “acıya katlanmayı, gerekirse ölümü” ve direnişi vaat eden Özel, oylama öncesinde Kurultay salonunu “Bu muhalefetteki son kurultayımızdır” sözleriyle ateşleyebilmişti.
Son olarak PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşmek için İmralı Cezaevine giden TBMM Komisyon heyetine üye vermeyerek CHP ve dışındaki kitleden onay aldığını gören Özel, İmamoğlu ve CHP aleyhine açılmış diğer davalar konusunda da safların dağılmasına meydan vermeyeceği mesajını verdi.
Kurultay öncesinde “Mücadele Ekibi” istediğini söyleyen Özel’in yeni parti yönetim organları seçiminde de gücünü pekiştirmesi sürpriz değildi.
Özel’in konuşmasındaki mesajları şu üç ana başlıkta şöyle özetlemek mümkün:
1. Mücadele ve Acıya Katlanma Vurgusu: “Zor zamanlardan geçiyoruz. En ağır bedelleri ödüyoruz. Ben size ilk seçime kadar güzel günler vadetmiyorum. Acıya katlanmayı, gerekirse ölümü göze almayı ama teslim olmamayı vadediyorum. Cesaret, haysiyet ve iktidar vadediyorum.”
“Bu kurultay muhalefetteki son kurultayımızdır, 40’ıncısını iktidarda yapacağız” iddiasıyla konuşan Özel’in bu çerçevede CHP’yi sokağa çıkmaktan çekinmeyen, bir partiye dönüştürdüğü iddiasını şu sözlerle pekiştirdiği da görüldü:
– (İmamoğlu’nun gözaltına alındığı) “19 Mart’tan sonra darbeye karşı direniş evresine geçtik. 255 günde 72 eylemde toplamda 11 milyon yurttaşımızla meydanlarda buluştuk. Ve iki yılda 62 ilde 208 kez meydanları doldurduk. (…) Ankara’da oturmadık. Ankara merkezli siyaset yapmadık. Bize istikamet çizenlere de teslim olmadık. Millet merkezli siyaset yaptık, milleti de bu siyasete kattık, bu siyasete ortak ettik.”
2. Parti İçi Arınma ve Değişim: “CHP arınacaksa, müesses nizamla işbirlikçilerden, bizi yüzde 25’e hapsetmek isteyenlerden, sokaklardan koparmak isteyenlerden arınacak. Artık seçim gecesi ışıkları erkenden söndüren, yenilgiye alışan bir parti olmayacağız.”
Özel bu sözleriyle isim vermese de Kılıçdaroğlu’nu hedef alıyordu. Kılıçdaroğlu, Özel’in İmralı kararı sonrası ve kurultay öncesi yayınladığı “zaman ayarlı” videosunda, CHP’nin yolsuzluk iddialarıyla suçlanan isimlerden -ki başta İmamoğlu’nu kast ettiği barizdi- “arınması gerektiğini söylemişti.
Özel, “Müesses nizamla işbirlikçi olanlarla, örgütün vermediği görevi başka kapılarda arayanlara yer yok” sözleriyle de yine isim vermeden Gürsel Tekin’i hedef aldı.
Özel, bu sözleriyle ve 1385 delegeden 1357’sinin oy kullanıp 1333’ünün geçerli sayıldığı oy desteğiyle Kılıçdaroğlu’nun kendisini hedef alan mücadelesini CHP yönetimi hedef alan yargı davalarına bırakmış oldu.
Kurultay sonrasında Kılıçdaroğlu’nun çıkışlarının iktidar cephesindeki kaldıraç etkisinin da azalmaya başlayacağı söylenebilir.
Özel’in “Bu mücadele, yeninin eskiye karşı mücadelesidir” sözlerinin de hem Erdoğan hem Kılıçdaroğlu’nu hedef aldığını söylemek de mümkün.
3. Hükümete Direniş, İmamoğlu ve Erken Seçim: “Gün bu kara düzene itiraz etme günüdür. Ya pijamayla evinde oturup sıranın sana gelmesini bekleyeceksin ya da meydanlara çıkıp bu darbeyi püskürteceksin.”
Özel, halkı kendileriyle birlikte direnişe çağırdığı bu mesajında yapılan suçlamalar karşısında İmamoğlu dahil 15 CHP’li belediye başkanı ve belediye çalışanlarına karşı açılan siyasi nitelikli davalara karşı mücadeleden geri adım atmayacaklarının işaretini verdi. İmamoğlu konusunda söyledikleri bunun işareti:
– “İmamoğlu adayımızdır. A planımız da B planımız da Z planımız da budur. Onunla mücadelenin meşru yolu sandıkta yarışmaktır. Ekrem İmamoğlu, milletin adayıdır. Sarayın adayı kimse, kendisine güveniyorsa meydana çıkmalıdır. İmamoğlu’nu alt edeceksen millete güveneceksin, karşısına çıkacaksın. (…) Yargı kollarına değil, teşkilatına güveneceksin. Ben örgütüme güveniyorum. Ben milletime güveniyorum. Adayım burada ve örgütüm burada, sandık nerede? Hodri meydan. Getirin sandığı, millet versin kararı.”
Özel ve ekibinin yapmak istediği açık.
Tıpkı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “terörsüz Türkiye” projesiyle PKK’yı silahsızlandırıp parlamenter siyasete katma çabasını “İç cepheyi güçlendirmek” çerçevesiyle izah etmesi gibi, Özel de şu anda varoluşsal bir mücadele veren CHP’nin iç cephesini güçlendirme mücadelesinde. Birkaç saptama göze çarpıyor:
• İmamoğlu savunusu odaklı siyaseti sürdürmek. Seçim günü geldiğinde İmamoğlu’nun adaylığı yasal olarak mümkün olmazsa, zaten CHP’nin ne yapacağı az çok belli.
• Yolsuzluk iddiaları kanıtlanıp kesinleşmeden CHP’den kimseyi harcamamak, kaleyi güçlendirme önceliğiyle şu aşamada iç hesaplaşmayla enerji tüketmemek.
• Dışarıdan ve içeriden hamlelere rağmen yüzde 35 civarında görülen oy potansiyelini koruyup çoğaltmak, AK Partiyi belli konularda uzlaşmaya zorlamak.
• Bu arada, siyasetin salt Öcalan ziyaretine sıkıştırılmasına izin vermeden, CHP’nin kendi Kürt sorunu siyasetini vurgulayarak Kürt seçmenle ve DEM Partiyle siyasi diyalogun kopmamasını sağlamak.
CHP’ye şu anda en büyük engelin siyasi sonuçları gözetilen yargı davaları olduğu ortamda Özel’in işi kolay değil ama o da zor bir mücadele vadediyor zaten.
TBMM Komisyonunun 4 Aralık toplantısı AK Parti-MHP ittifakının “Terörsüz Türkiye” sürecinin 2026 yılının ilk yarısındaki…
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Rusya-Ukrayna savaşının giderek daha geniş bir coğrafyaya yayıldığını, bunun “çok korkutucu…
İçişleri Bakanlığı 2 Aralık gecesi 22.15te Irak Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani’nin 29…
Dün, 1 Aralık, Ankara’da “Ortak Geleceğe Birlikte Bakmak” başlıklı bir çalıştay vardı. Diyarbakır merkezli araştırma…
Barışın kaderi çoğu zaman masadaki teknik maddelerle, güç dengeleriyle ve takvimlerle açıklanır. Oysa eksik olan…
Avrupa’nın kuraklık haritası artık yalnızca meteoroloji raporlarında değil, uyduların yerçekimi ölçümlerinde de görünür durumda. Yirmi…