

Irak Kürdistan Demokratik Partisi lideri Barzani korumalarının kamuflajlı kıyafetleri ve uzun namlulu silahlarıyla Cizre’de boy göstermesi Ankara’da sert tepkilere yol açtı. Bahçeli’nin “razalet” demsiyle Erdoğan duruma el koydu. (Grafik: T24)
İçişleri Bakanlığı 2 Aralık gecesi 22.15te Irak Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani’nin 29 Kasım’da Cizre’deki sempozyuma, uzun namlulu silahları ve kamuflaj üniformalarıyla gelmeleri konusunda inceleme başlattığını duyurdu. Bu amaçla iki müfettiş görevlendirdiğini de açıkladı.
Bakanlığın bu açıklamasından 14-15 saat önce ise, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Türkgün gazetesinde yayınlanan ve durumu “rezalet” olarak özetleyen sözleri, bütün medyayı sarmıştı.
Hatta AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, 2 Aralık akşam saatlerinde bu durumu “kabul edilemez” sözleriyle kınamış, gereğinin yapılacağını söylemişti
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise 3 Aralık’ta AK Parti Grubuna hitabında, Barzani’nin Bahçeli’ye verdiği “kuzu postunda bozkurt” yanıtını hedef aldı, Barzani’den bu “saygısızlığını” düzeltmesini istedi.
Bahçeli’nin Muhatabı Barzani Değildi
Oysa Bahçeli, Türkgün’deki sözlerinde Cizre hadisesinden dolayı Barzani’yi muhatap almıyor, bu “rezalete” meydan verilmesini kınıyordu.
Bahçeli şunları söylüyordu:
- “Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenlik hak ve hukuku maalesef çiğnenmiştir. Adına ister protokol kuralları deyin ister teamül deyin ne var ne yok ihlal edilmiştir.
- “Barzani’nin an itibariyle herhangi bir devlet görevi yoktur. Sadece misafir olarak ülkemize giriş yapmıştır.
- “Buna rağmen Sempozyumun önüne çıkartılan ve adeta şova dönüştürülen mesnetsiz övgü yağmurları ve abartılı iltifatlar, bunun yanında vatan topraklarımızda yabancı üniformalı askerlerin uzun namlulu silahla ortalıkta dolaşmaları tek kelimeyle rezalettir.”
Barzani ve Korumaları
Bu manzara 30 Kasım’dan itibaren medyada işleniyor, siyaset dünyasından tepkiler alıyordu. Cizre’de 17’inci Yüzyıl Kürt şair ve mutasavvıfı Melâye Ciziri adına düzenlenen sempozyuma katılan Barzani, başta AK Parti Şırnak Milletvekili Arslan Tatar olmak üzere “Kürtlüğü sizden öğrendik” gibi övgüler alması ama daha çok da neden askeri üniformalı, uzun silahlı Peşmergelere izin verildiği yönüyle eleştiri kaynağıydı.
Bahçeli’nin bu eleştirilerinin muhatabı ne CHP ne DEM ne başkasıydı; Bahçeli’nin eleştirisi AK Partiye idi.
Yakından bakalım:
- Bahçeli’nin “Adeta şova dönüştürülen övgü yağmurları ve abartılı iltifatlar” eleştirisinin muhatabı AK Parti Şırnak Milletvekili Arslan Tatar’dır. (Burada bir ayrıntıya dikkat çekelim: Köy Koruculuğu sistemine en çok korucu veren aşiretlerden olan Tatar Aşiretinin bir ferdi daha vardı sempozyumda. O da Barzani heyetinde yer alan, Şırnak ilinin Irak komşusu Duhok’un Valisi Ali Tatar idi.)
- Sempozyum, Şırnak Valiliği, Şırnak Üniversitesi ve Cizre Valiliği işbirliğiyle Cizre Dedeman Otelinde düzenlenmiştir.
- Diğer yürütme yetkilileri gibi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından atanan Şırnak Valisi Birol Ekici, Cizre kaymakamı Ahmet Vezir Baycar’dır; güvenlikten sorumlu olması gerekenler onlardır.
- Her ikisi de İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya bağlıdır ama Yerlikaya zaten baş konuğu Barzani olan Cizre sempozyumuna yardımcılarından Münir Karaoğlu’nu göndermiştir; Karaoğlu da Sempozyumdaydı.
Bahçeli’nin “vatan topraklarımızda yabancı üniformalı askerlerin uzun namlulu silahla ortalıkta dolaşmaları” eleştirisinin muhatabı AK Partiydi.
Sorular yanı Bulacak mı?
Terörsüz Türkiye sürecini kamuoyuna on üç ay önce duyuran Bahçeli’nin bu sözleri, şimdiye dek süreçle ilgili konularda, Cumhur İttifakı çerçevesinde dile getirdiği en sert eleştiridir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, belli ki müttefiki Bahçeli’nin tepkisini hafifletmek için kamuoyu dikkatini Barzani’nin “saygısızlığına” çekti. Barzani velev ki sözlerini düzeltse bile asıl sorun ortadan kalkacak mı?
Örneğin Barzani, korumaların gelişi konusunda Türk makamlarıyla protokol sağlandığını öne sürmüş. Bu doğru mu? Doğruysa protokol, örneğin Duhok Valisi Ali tatar ile Şırnak Valisi Birol Ekici arasında mı yapıldı? Bundan Bakan Yardımcısı Karaoğlu aracılığıyla Bakan Yerlikaya’nın haberi oldu mu?
Müdahale neden hemen orada yapılmadı?
Ayrıca, Barzani’ye “gözümüzün bebeğisin” övgüleri düzen Şırnak Milletvekili Tatar konusunda, Çelik’in dediği gibi gereği yapılacak mı? Örneğin savunması istenecek mi?
Cumhurbaşkanının sözlerinden ortalığı karıştıranın, Terörsüz Türkiye sürecinde akılda olmayan bir pürüz daha çıkaranın Barzani olduğu sonucu çıkarılabilir ama asıl sonun bu “rezalete” meydan veren 24 Kasım Öcalan görüşmesiyle tetiklenen “Erken bahar” sendromu mu acaba?


