Bilimsel bilgi kamuya nasıl ulaşır? Yalnızca akademik dergilerle değil; onu sadeleştiren, çoğul seslere alan tanıyan, bilime samimiyetle yaklaşan medya organlarıyla. Bir bilim insanı olarak halkla buluşmamı sağlayan bu alanlar, yalnızca içerik değil; aynı zamanda anlam, merak ve güven üretir. Bugün bu yazıyı yazıyor oluşum da böylesi bir alanın bana açılmış olması sayesinde. Tıpkı bir zamanlar
Açık Radyo, 30 yılı aşkın süredir Türkiye’nin entelektüel ve kültürel hayatında önemli bir yer edinmiş, bağımsız bir ses olarak yayın yapıyordu. Ancak, Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) 11 Ekim 2024’te karasal yayın lisansını resmi olarak iptal etti. Bu karar, 03 Temmuz 2024 tarihli RTÜK toplantısında alınmıştı, ancak yürütmeyi durdurma kararı nedeniyle daha önce tebliğ edilmemişti.
Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun Açık Radyo’ya yönelik lisans iptal kararı, ne yazık ki ülkemiz medyasında yeterince yer bulmadı. Oysa Açık Radyo, 30 yıldır “kainatın tüm seslerine, renklerine ve titreşimlerine açık radyo” sloganıyla çok önemli bir sorumluluk alarak yayınlarını sürdüren, Türkiye’nin entelektüel ve kültürel tarihinde köşe taşı olmuş bir radyo istasyonu. Bu güzide radyo, yalnızca ülkemiz


