Türkiye’nin ikinci yüzyılının ilk on yılı kader belirleyici olacak. Bu dönem yalnızca iktidarın el değiştirmesi değil; devletin yönetişim biçiminin, ekonominin işleyişinin, toplumsal uzlaşının ve ülkenin dünya sahnesindeki konumunun yeniden tanımlanacağı bir eşik niteliği taşıyor. Erdoğan sonrası Türkiye, çeyrek yüzyıldır alıştığı tek merkezli iktidar yapısından çıkarken, yeni dengeler ve ittifaklarla bambaşka bir siyasal manzaraya girebilir. Bugün
13 Temmuz Pazar akşamı, ODTÜ Devrim Stadyumu’nda 2024-2025 eğitim yılı mezuniyet törenine katıldım. Bir ODTÜ mezunu, bir baba, bir akademisyen ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı olarak oradaydım. Ancak o gece bana sadece bir tören değil, aynı zamanda gençliğin siyasetle kurduğu ilişkiye dair sahici bir saha araştırması sundu. Evet, pankartlarıyla, sloganlarıyla, kahkahaları ve protestolarıyla oradaydılar: Gençlik,

