Bu ülkenin bölünmeleri, arzuları, hayalleri ve bütün bunlara bir biçimde bağlı oy verme biçimleri seküler-muhafazakâr çatışmasına sıkıştırılamayacak kadar karmaşık. Bu karmaşıklığı siyaset basit ve anlaşılır kimliklere ve/veya çıkarlara indirgeyip oradan bir dil kuruyor çoğu zaman. O karmaşık arzu, hayal ve çıkarlara sahip gerçek insanlara seçmen adı verip, sonra onu bir toplamın içindeki bir rakama indirgeyip