Yetkin Report

  • English
  • Siyaset
  • Ekonomi
  • Hafıza Kartı
  • Hayat
  • Yazarlar
  • Arşiv
  • İletişim

Suriye siyaseti değişirken ”ana akım” medya uykuda mı?

Yazar: Murat Yetkin / 17 Aralık 2018, Pazartesi / Oda: Siyaset

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu 16 Aralık günü Türkiye’nin Suriye siyasetinde 2011’den bu yana en önemli değişikliğin işaretini verdi.

Hükümetin, Suriye’de demokratik bir seçimin yapılması halinde Beşar Esad ilke de çalışmayı düşünebileceğini söyledi.

Bunun anlamı, Türkiye’nin Şimdiye dek izlediği, Esad’ın geçiş döneminde dahi yönetimde bulunamayacağı, geçiş döneminden çıkışta aday dahi olmaması gerektiği yolundaki tutumunu değiştirme işareti vermesidir. “Esed ile asla” katılığında ifade edilen çizginin yerine, artık Suriye’de ne kadar demokratik olacaksa yapılacak bir seçimi kazanması durumunda Esad’ın yeniden komşu ülke devlet başkanı olarak tanınabileceği ihtimalini müzakere masasına sürmektir.

Gerçekten önemli bir gelişmedir.

Bu aslında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Astana sürecindeki ortağı Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin öteden beri izlediği çizgi doğrultusunda bir adımdır. Ama öte yandan ABD’nin ve İsrail’i de rahatsız etmeyecek bir adımdır; daha da zayıflamış ve radikal İslamcı hareketlere kapalı bir Esad Suriye’si gerek ABD Başkanı Donald Trump, gerekse Israil Başbakanı Binyamin Netanyahu tarafından kötünün iyisi olarak tercih edilebilir bir seçenektir.

Türkiye’nin Cenevre barış görüşmeleri öncesi böyle bir çizgi değişikliğine kapı aralaması, Suriye’nin geleceği üzerine müzakere masasındaki yerini sağlamlaştırıcı bir gelişme olarak da görülebilir. Keza ABD’nin PYD/PKK ile irtibatına karşı duruşunda elini güçlendirebilir. ABD Münbiç’teki PYD’lileri boşaltmadığı takdirde Türk Silahlı Kuvvetlerinin Fırat’ın Doğusuna da girebileceği ihtimali artarken önemlidir.

Ve ayrıca Türkiye’nin 2011 sonbaharından itibaren devam eden siyasi çizgisinde kısmi bir özeleştiri anlamına geldiği için de önemlidir.

Nitekim uluslararası basın Çavuşoğlu’nun sözlerini bu açıdan değerlendirdi. Türk okuruysa, Anadolu Ajansı tarafından da duyurulan bu haberi t24 gibi, Duvar, Diken gibi internet sitelerinden, Birgün,Yeniçağ, Aydınlık, Evrensel gibi gazetelerde öne çıkarılmış olarak okuyabildi; ana akım niyetine de Posta’da.

“Ana akım”da ise Çavuşoğlu’nun Fethullah Gülen ve şebekesinin ABD’den ısrarla istenmekte olduğu haberinin alt bölümlerinde’ iç sayfalarda.

Aslında 16 Aralık akşamı Meclis’te Bütçe görüşmeleri sürerken önemli bir AK Parti isminin “Ben Reis’in ağzından öyle bir şey duymadım” demesinden kuşkulanmalıydım; Reis diyerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kast ediyordu. AK Parti grubunda, Türkiye’nin dış politikasına dair önemli bir değişiklik sinyalinin Dışişleri Bakanı tarafından uluslararası ve kamuya açıl bir toplantıda dile getirilmesi dahi yeterli olmuyor muydu?

17 Aralık gazetelerine baktığımda kaynağımın ne demek istediğini daha iyi anladım. “Ana akım” Türk gazeteleri, Dışişleri Bakanının Suriye siyasetine dair sözlerini öne çıkarmayı uygun bulmamışlardı. Bu gazetelerin artık iç siyasete pek girmeden Suriye yazmayı güvenli gören yorumcularının çoğu da öyle.

Siyaseten riskli görülen haberlerin gözden kaçırılma, önemsenmeme, ya da görmezden gelinme çabasının artık muhalefet liderlerinin sözlerinin de ötesinde Dışişleri Bakanının sözlerine uzanmaya başladığını görmek düşündürücü.

Bunun bir örneğini de Ankara’da 9 kişinin öldüğü, 43 kişinin yaralandığı tren kazasında gördük. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan’ın Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliğinin (TMMOB) sinyalizasyon yoktu iddiasını doğrulayarak “Gerekli değildir” sözleri “ana akım” medyada yine sadece Posta’da yer aldı. Madem gerekli değildi, kurulmamış sinyalizasyon sistemine neden milyonlar ödendi diye bu akımdan biri çıkar sorar mı dersiniz bir gün?

Sonra neden gazeteler satmıyor, televizyonlar izlenmiyor, internet sitelerimiz okur yitiriyor diye düşünüp duruyor bu alındaki meslektaşlarımız.

Acaba haber ve yorumları “ana akımda” değil başka yerlerde bulacaklarına inandıkları için olabilir mi?

Neyse, biz işimize bakalım. Özet: Suriye siyaseti ciddi değişiklik işaretleri veriyor.

Gelişmelerin devamını yorum ve tahminleriyle bu siteyi izleyerek bulabilirsiniz.

Yeni yazılardan haberdar olun! Lütfen aboneliğinizi güncelleyin.

İstenmeyen posta göndermiyoruz! Daha fazla bilgi için gizlilik politikamızı okuyun.

Aboneliğinizi onaylamak için gelen veya istenmeyen posta kutunuzu kontrol edin.

OKUMAYA DEVAM EDİN

Bayraktar, Kılıçdaroğlu ve CHP’nin SİHA’lara bakışı
“Ajan” ve “Tito artığı” tartışması: kim kimin artığı?
Blinken Türkiye’ye neden geldi? Yunanistan’a neden gitti?
  • Yasakla koruyup baskıyla şekillendirerek yönetmeye çalışmak10 Mayıs 2025
  • Kürt sorununa PKK’nın silahsızlandırılması yoluyla çözüm kapısındayız9 Mayıs 2025
  • Avrupa Birliği ile Türkiye’nin yeni ilişki dinamiği: güvenlik9 Mayıs 2025
  • 9 Mayıs Avrupa Günü mü, Zafer Günü mü?9 Mayıs 2025
  • Özel “Hürriyet kavgası” dedi. İmamoğlu’na yasak, Yavaş’tan cevap geldi8 Mayıs 2025
  • Merz dönemi sancılı başladı: Almanya modeli sarsılıyor7 Mayıs 2025
  • Erdoğan-Bahçeli: dört ay sonra yarım saat. İmamoğlu, PKK, ABD7 Mayıs 2025
  • Anayasa Mahkemesi Erdoğan’a bağımsız yargı ve adalet için yakarıyor6 Mayıs 2025
  • Ankara’dan PKK’ya silah bırakma ve fesih kararı için son hafta uyarısı6 Mayıs 2025
  • Erdoğan’dan Trump’a, İsrail’i ancak sen durdurursun mesajı5 Mayıs 2025
Haberler arşivinde arama yapın...

Siyaset

Ekonomi

Hafıza Kartı

Hayat

Arşiv

English

Hakkımızda

Künye

Yazarlar

Yardım

Reklam & İşbirliği

Bize Ulaşın

tbtcreative.com | UFKZDN © 2024 yetkinreport.com

Kurumsal Bilgiler     ·      Yardım     ·      Kullanıcı Sözleşmesi     ·      Yasal Çekince

TOP