Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 31 Ocak’ta açıkladığı 31 Mart yerel seçim manifestosunu okuyunca doğrusu aklım iyice karıştı.
Hayır, mesela, çok rahat 5 maddede toplanabilecek vaatlerin (hazır zengin göstermişken neden 12 değil de) 11 madde altında sayılması nedeniyle değil. Eminim o soruya verecek “Hesapladık herhalde, ezbere konuşmuyoruz” türünden bir cevapları vardır.
Ama şunu anlamakta zorlandım: benim bildiğim İstanbul Büyükşehir Belediyesi, bizzat Erdoğan’ın kazandığı 27 Mart 1994 seçimlerinden itibaren hep Milli Görüş ve o zihniyetteki hareketlerin elinde oldu; Refah Partisinden başladı, şimdi AK Parti’de. Dile kolay, 25 yıl.
Yani bu şehirde “Cehape zihniyetinin” bıraktığı çöplerin kaldırılması da, şimdi Cumhurbaşkanının çok şikâyetçi olduğu şehrin kültürel yapısını, siluetini bozan dehşetengiz gökdelenlerin dikilmesi de, çok şikâyetçi olduğu “şehirlerimizin gayrimenkul odaklı zenginleşme aracı olarak görülmesi” hadisesi de hep bu 25 yıl içinde patladı. Merak ediyorum, acaba o binaları kaşla göz arasında yasadışı Fethullahçı örgütlenme ile işbirliği içindeki CHP’li müteahhitler mi dikti, saf ve iyiniyetli AK partili belediye başkanlarından, mesela bir gönül insanı olan Kadir Topbaş’tan habersiz? Yoksa kimse geçemesin de hükümet hakkında kötü düşünceler beslesinler diye Cehape Zihniyeti mi Hazineyi dünya borcun altına sokup üçüncü “Yavuz Sultan Selim” köprüsü ve Avrasya tüneline o felaket geçiş ücretlerini koydu?
Aynı şekilde CHP, DSP, SHP’nin büyük bir başarıyla ayrı adaylar çıkararak 4 bin oy farkla Melih Gökçek’e hediye ettikleri Ankara da 1994’ten bu yana, yakın zamanda istifa ettirilene dek Refah’tan AK Parti’ye aynı zihniyetin elindeydi. Acaba Erdoğan dün yayalara yürünecek kaldırım bırakılmayan şehirlerden şikâyet ederken yine bu Cehape Zihniyetinin Atatürk Bulvarını iki kişinin yan yana kaldırımdan yürüyemeyeceği hale getirmesinden mi söz ediyordu; yürüme engelli vatandaşları, bebek arabası iten anneleri hiç saymıyorum. Yoksa dönemin Ulaştırma Bakanı, Cehape Zihniyetinin Ankara’yı metrodan mahrum bırakma kumpasını boşa çıkarmak için mi Gökçek’in BOTAŞ borçlarına bağladığı metro projesini ondan alıp devlet adına üstlenmişti? Kimdi o sırada Ulaştırma Bakanı hatırlıyorsunuz değil mi? Halen Anayasa’ya rağmen hem Meclis Başkanı, hem İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan, son Başbakan Binali Yıldırım.
Binali Yıldırım deyince, daha önce CHP’li Aziz Kocaoğlu’na seçim kaybettiği İzmir aklıma geldi. İstanbul’da yağmur yağıp bulvarları, dere yatağına imar izni verilmiş konutları sel basınca doğal afet, Allah’ın işi, CHP’nin yönetiminde İzmir’de yağmur yağınca Cehape Zihniyeti, öyle mi? İzmir’in yurt dışı kredi itibarının Türk Hazinesinden yüksek olmasından söz etmeyelim ama neme lazım…
Aslında bu manifestonun seçmenin tercihleri açısından bir önemi olmayacağını, sadece, artık yüzde 80 kadarı kontrolünde olan medyanın iman tazelemesine vesile vereceğini biliyor; Türkiye’nin gelmiş geçmiş en başarılı ve tecrübeli siyasetçilerinden birisi ne de olsa.
Asıl sorunun büyük ölçüde inşaat ve gayrimenkul rantına dayanan ekonomiden kaynaklandığını elbette hepimizden iyi biliyordur; Beştepe’de işi farklı göstermeye çalışanlara rağmen.
Kadir Has Üniversitesinin 30 Ocak’ta yayınladığı Türkiye’nin 2018’deki sosyal ve siyasal görünümü araştırmasına göre, işsizlik ve hayat pahalılığı, birkaç yıldan beri yeniden gündemdeki en önemli sorunlar olarak belirtilmiş; FETÖ ile mücadele üçüncü, PKK demek olan terörle mücadele dördüncü sırada. Üstelik artık Suriye ya da Irak’a yapılacak bir harekatın yerel seçimler üzerinde pek etkili olmayacağı da anlaşılıyor; vatandaşın dış politikaya da göçmen politikasına da desteği azalıyor; AK Partililer dahil.
Dolayısıyla ben 31 Mart seçimlerini her türlü sürprize açık görüyorum; AK Parti cephesi için de, doğrusu hiç de parlak bir profil çizmeyen CHP cephesi için de.
İçişleri Bakanlığı'nın tartışmalı bir kararla Tunceli ve Ovacık belediye başkanlarını görevden alarak yerlerine kayyum ataması,…
Kendimden korkuyorum artık. Bıkkınlık gelip Stockholm Sendromuna yenik düşmekten, sahte mutluluk yaşayıp adalet mücadelesini bırakmaktan…
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında…
CHP’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bugün 22 Kasım'da Ankara’da yargılanmaya başlaması Türkiye’de siyaset üzerindeki…
Üç MHP milletvekilinin istifası haberi 20 Kasım akşam saatlerinde siyaset kulisine bomba gibi düştü. Beklenen…
Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Çayırhan Termik Santrali’nde yaklaşık 500 madenci özelleştirme kararına karşı kendilerini maden…