İstanbul’u kaybeden, Türkiye’yi kaybeder; Türk siyasetinin bugüne dek değişmeyen kuralıdır. Ama Ankara’yı kaybeden de inişe geçmeye başlar, genel gözlem ve algı bu yönde. Siyasi partiler için İstanbul’un kaybı kıyamet ise, Ankara’nın kaybı da küçük kıyamettir. CHP’liler ve bazı anket şirketleri İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’nu, AK Parti’nin ağır topu Binali Yıldırım’ın önünde olduğunu iddia etse de, 31
Türkiye 31 Mart’ta, ekonomi, iç ve dış politikada sonuçları daha önce görülmedik ölçüde genel gidişi etkileyecek bir yerel seçim yapacak. Gerilimin bizzat siyasete yön veren isimler tarafından yükseltildiği bir kampanya sürecinde geldiğimiz son on günlük aşamada seçimin sonucunu belirleyecek etkenler beş başlık altında toplanabilir. 1- EKONOMİ ETKENİ: Hayat pahalılığı giderek kitleleri zorlayan bir etkene dönüştü.
– Dereyi görmeden “Ankara cepte, İstanbul sırada” sözlerine paçaları sıvamak Kılıçdaroğlu ve Akşener’i hezimete götürebilir Doğrusu Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da yapabileceği bütün hataları yapıyor ama, iktidar onda. Örneğin Erdoğan kendi adaylarını gölgede bırakıyor. Binali Yıldırım’ı önce Başbakanlık, sonra Meclis Başkanlığından “(Yıldırım’ın kendi deyimiyle) “erken emekli” edip İstanbul sahasına sürdü ama AK Parti teşkilatı Başkan diye
– ABD’nin S-400 tehdidi de ekonomi gibi seçim sonrasına ertelendi ama ekonomiyi daha kötü etkileyecek kriz ihtimali asıl orada Ekonomik sorunların 31 Mart seçimleri halısının altına süpürülmeye çalışıldığı ortada. O halı kalktığında nelerin olabileceği konusunda senaryolar muhtelif. Ekonominin 2019’da küçüleceği, sadece dışarıdan değil, Hazine tarafından yapılan tahminlerde de büyüme rakamlarının aşağı çekilmesinden belli. Bazı hisselerinin
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, MHP lideri Devlet Bahçeli sayesinde başbakana ihtiyacı olmayan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini kurdu ama bu sayede bir gölge başbakan sahibi oldu. Bahçeli, adeta tek başına AK Parti hükümetinin adı konulmamış ortağı, kritik konularda fiilen veto yetkisini kullanan gayri-Anayasal başbakanı gibi davranıyor; üstelik hiçbir sorumluluğa ortak olmadan iktidar üzerinde söz sahibi olup, iktidarın nimetlerinden
ABD Başkanı Donald Trump’ın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan sadece bir tek şey isteme hakkı olsa ne ister? Bir grup Türk, bir grup Amerikalı yetkiliyle son gelişmeler üzerine sohbet ediyorduk. Bu soruyu soran Amerikalı yetkili, daha bizlerin cevap düşünmesine fırsat vermeden kendisi yanıtladı: Rusya’dan S-400 füzesi alma kararını gözden geçirmesini isterdi. Yani Amerikalı yetkililere göre Trump için