Categories: Siyaset

İstanbul kaç oydan aşağı kazanılamaz diye yasa maddesi mi var?

Dün Ankara’ya girerken müthiş bir eksikliğin farkına vardım: 25 yıldır her seçimden sonra gördüğümüz Melih Gökçek afişleri artık yoktu. Öyle yer-gök filan değil ama tek tük Mansur Yavaş’ın teşekkür afişleri asılıydı. Son 25 yıldır Ankara’yı –gayrimenkul rantı ve seçim armağanlarıyla mutlu edilen kesimler dışında- her bakımdan gerçekten gerileten Gökçek, zaten 2017’de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın isteğiyle istifa etmek zorunda kalmıştı.
Gökçek’in yerine kayyum-başkan olarak atanan Mustafa Tuna’nın dün, yani seçimden 8 gün sonra Büyükşehir Belediye Başkanlığı mazbatasını Mansur Yavaş’a devrederken halini, tavrını gördünüz mü? Görmeyeniniz varsa bir zahmet Google’da arayıp videoyu izlesin. Bir insanın bu hale getirilmesine insan üzülüyor neticede.
Hatırlayın ki, Gökçek’in yönettiği Belediye’ye –yapmadığı- metro inşaatından kaynaklanan borçları nedeniyle BOTAŞ’ın haciz getirmesi, dönemin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın metro inşaatını üstlenmesiyle engellenmişti. Bu Gökçek döneminin yanlış uygulamalarından yalnızca biriydi. O yüzden, 15 milyonluk İstanbul’un toplu taşım durumu, bütün aksaklıklarına karşın, 5 milyonluk Ankara’dan çok daha iyi. Peki, Gökçek hakkında metro dosyaları nedeniyle işlem yapıldı mı? Hayır. Suç duyurusunda bulunup işlem yapmayanlar arasında Tuna da var mı? Evet. Gökçek’i Ankara’yı “parsel parsel o yapıya”, Fethullah Gülen örgütlenmesine “satmakla” suçlayan kimdi? AK Parti Hükümetinin Başbakan Yardımcısı ve Sözcüsü Bülent Arınç? Peki, ağzını açan vatandaşa “hakaret etti” diye suç duyurusunda bulunan hükümet avukatları Gökçek hakkında “FETÖ’ye yardım” gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu mu? Hayır.
Peki, Gökçek 1994’te, CHP, DSP ve SHP’nin, soldaki üç partinin birden aday göstermesi sonucu kaç oyla aradan sıyrılıp Başkent’in Büyükşehir Belediye Başkanı olmuştu, biliyor musunuz? Sadece 6 bin 473 oyla; başka deyişle Binde 4,5 (Yüzde 0.45) farkla. (Ayrıca o seçimde DSP’ye SHP’ye verilen oyların imha edilip çöpe atıldığını ortaya çıkarıp, o zaman muhabir/programcı olarak çalıştığım Kanal-D’ye yayınlayan bendim.) Peki, o zaman kimse çıkıp “Bu kadar az oyla seçim kazanılması rahatsızlığa neden olur” dedi mi? Hayır. Seçimin tekrarını istedi mi? Hayır.
Çünkü ne Anayasa, ne yasalarda “Ankara’da şu kadar oydan az farkla kazanılan seçimler geçersiz sayılır” diye bir madde yoktu.
Çoğulcu demokrasinin “gizli oy, açık sayım” yapılan seçimlerinde sandıktan kim bir oy farkla çıkmışsa, mührü o alır. Nitekim seçim sonuçlarının AK Parti’yi bu kadar zora sokacağı belli olmadan az önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim ortağı MHP lideri Devlet Bahçeli de “Bir oy fazla alan seçimi kazanır” diyerek bu gerçeğe işaret etmişti.
Seçimi CHP adayı Mansur Yavaş’ın 124 bin 489 oy ve yüzde 3 farkla kazandığı İl Seçim Kurulunca tescil edilince Yavaş mazbatasını aldı, “Darısı İstanbul’un başına” dileğiyle birlikte.
İstanbul’da durum hala sürüncemede. Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP’li Ekrem İmamoğlu’nun “13-14 bin oyla” kazanmasının “rahatsızlık” nedeni olacağını söyledi. Ne Anayasa, ne yasalarda “İstanbul’da şu kadar oydan az farkla kazanılan seçimler geçersiz sayılır” diye bir madde var mı? Hayır, yok.
Erdoğan’ın Rusya’ya giderken yaptığı açıklama, siyaset kulislerinde “YSK’ya seçim iptali siparişi verdi” diye abartılı yorumlara neden oluyor. Torba yasaya bir madde eklenerek görev süreleri bir yıl uzatılan Yüksek Seçim Kurulu üyeleri dahi bir “gariplik var” diye bir gerekçeyi hukuka sığdıramayarak İstanbul’un 31 ilçesindeki yeniden sayım taleplerini geri çevirdi. Hukukçu Bahadır Erdem 9 Nisan sabahı Fox TV’de İsmail Küçükkaya’ya “İstediğiniz her şeye hukuki bir kulp takamazsınız” dedi. 10 Nisan itirazların, 12 Nisan değerlendirmenin son günü; YSK Başkanı Sadi Güven’in 13 Nisan’da açıklama yapması bekleniyor. İstanbul, Erdoğan için çok önemli. Siyasette yükselişi orada başladı. İstanbul 15 milyon nüfusuyla orta büyüklükteki bir Avrupa ülkesinin ekonomisine ve imkânlarına sahip.
Peki diyelim Erdoğan’ın isteği buysa, seçim 2 Haziran’da tekrarlandı ve Binali Yıldırım, AK Parti İl Başkanı Bayram Şenocak’ın seçim gecesi açıkladığı üzere 4-5 bin oyla kazandı. Belki Erdoğan o zaman rahat edecek ama İstanbul o zaman rahat edecek mi? Türkiye rahat edecek mi? Dahası, artık bu işin kendisine de bıkkınlık verdiğini tahmin ettiğim Binali Yıldırım rahat edecek, İstanbul’u rahatlıkla yönetecek mi?
Erdoğan, şu günlerde yaptığı her hareketin İmamoğlu’na ve CHP’ye yaradığını görmüyor mu?


Murat Yetkin

Gazeteci-Yazar

Recent Posts

İYİ Parti’de kurultay günü: Yeni liderini seçecek

  Seçim yenilgilerinin ardından iç çalkantılarla gündemden düşmeyen İYİ Parti Ankara'da düzenlenenen 5. Olağanüstü Kurultay…

2 saat ago

Türkiye aslında çok zengin bir ülke. Yeni bir 2030 vizyonu gerekiyor

Türkiye aslında çok zengin bir ülke. Yeni bir 2030 vizyonu gerekiyor. Gerçekten de öyle. Hiç…

3 saat ago

Bir Türk yetkili: Erdoğan’ın ABD ziyareti ertelendi

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın 9 Mayıs'ta yapması beklenen ABD seyahatinin ileri bir tarihe ertelendiği bildirildi. İsminin…

20 saat ago

ABD’de Columbia, Türkiye’de ODTÜ: öğrenciler neden ayakta?

"ODTÜ'de bugün de bir kez daha Devrim Stadyumu'nun adını söyleyemeyen Rektörlük, Bahar Şenliği'ni Devrim'den soyutlamak,…

23 saat ago

Şimşek’in iki zorlu sınavı: vergi reformu ve kamuda tasarruf

Seçim bitti. Seçim Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hedeflediği gibi değil CHP lideri Özgür Özel’in istediği gibi…

1 gün ago

Dünya fikri mülkiyet günü: Adalet, yaratıcılık ve hakikat

Bugün 26 Nisan Dünya Fikri Mülkiyet Günü. Dünyayı fikirlerin ve bu bağlamda kararların yönettiği düşünülürse her…

1 gün ago