Türk-ABD İş Konseyi Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ Vaşington’da başlayan Amerikan Türk Konseyi (ATC) toplantılarının açış konuşmasında siyasi ihtilafların ticari ilişkileri engellememesi talebinde bulundu ama toplantılar Rus S-400 füzeleri alımı ve Suriye’de PKK/YPG konusu üzerine yaşanan tartışmalar gölgesinde geçecek gibi görünüyor.
Açılışta konuşan ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi ve önceki Ankara Büyükelçisi James Jeffrey, PKK ve YPG’nin adını vermeden Türkiye’nin güvenlik kaygılarını anladıklarını, ancak ABD’nin de “kendileriyle birlikte savaşan insanlar” bakımından güvenlik kaygıları bulunduğunu söyledi.
Akar ise buna karşın, hangi ismi taşırlarsa taşınsın, YPG’nin PKK ile aynı örgüt olduğunu ve Türkiye’nin bir numaralı milli güvenlik tehdidi sayıldığını söyledi. S-400 konusuna da değinen Akar, Türkiye’nin ABD’nin hasmı olmadığını, aradaki sorunları çözebileceklerini ancak Türkiye’ye uyarılarda bulunmanın, ültimatomlar vermenin işe yaramayacağını söyledi.
Akar’ın konuşmasındaki ilginç yan, Türkiye’nin NATO’ya taahhütlerine sadık olduğunu, S-400’lerin NATO savunmasını zayıflatmasına izin vermeyeceklerini ancak S-400’lerin Türkiye’nin hava ve füze savunması bakımından gerekli görüldüğünü söyledi. Akar, Türkiye’nin Patriot’lar konusunu ABD ile görüşmeye devam edeceğini söyledi. Bakan, S-400’leri F-35 alımına bağlamanın ise yanlış ve yanıltıcı olacağını söyledi.
Akar gibi Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da artık Türkiye’nin ABD’den sadece silah alan müşteri olarak kalmak istemediğini, gelişen savunma sanayisi ile teknoloji ve üretim ortağı olmak istediklerini söyledi.
Ankara’nın Vaşington ile görüşmelerde Rusya’dan S-400’ler üzerinden edinme sözü aldığı teknoloji transferini pazarlık maddesi olarak kullanmak istediği anlaşılıyor. ABD tarafının ise S-400 meselesine sadece NATO hava savunması bakımından bakmadığı görülüyor. ABD Türkiye’nin S-400 alımına NATO üyesi olsun olmasın, diğer ülkelere örnek olup Patriot pazarını “daraltma” ihtimali açısından da karşı.