As Turkey celebrated Republic Day on October 29, the U.S. House of Representatives took two important decisions to put more pressure on Ankara. One of them envisions military-economic sanctions to end the Syrian operation; the Republicans and the Democrats cooperated so it could pass with a staggering 403 votes against 16. The other decision has
Türkiye 29 Ekim’de Cumhuriyet Bayramını kutlarken, ABD Temsilciler Meclisi Ankara’yı zorlamak amacıyla iki önemli karar aldı. Bunlardan birisi, Suriye’deki harekâta son verilmesi için askeri-ekonomik yaptırımlar uygulanmasını öngörüyor; hem Başkan Donald Trump’ın partisi olan Cumhuriyetçiler, hem de muhalif Demokratların ortaklığıyla, 16’ya karşı 403 oyla geçti. Diğerinin ise güncel konularla ilgisi yok. Bu yıl 11 Nisan’da verilmiş
Abu Bakr al-Baghdadi’s suicide during the U.S. military operation to catch him in Syria on October 26 has closed a bloody page not only in the Syria civil war but also in the international struggle against terrorism. The elimination of one of the most brutal terrorist leaders in modern times was carried out by the
IŞİD’in kurucu lideri Ebu Bekir el-Bağdadi’nin 26 Ekim’de ABD komandolarının baskınına uğradığı sırada intihar ettiği 27 Ekim’de ABD Başkanı Donald Trump tarafından duyuruldu. Böylece modern zamanların en acımasız terör örgütünün bütün eylemlerinden sorumlu kurucu lideri ortadan kaldırılmış oldu. Operasyona, IŞİD’in 2013’te kaçırdığı, iddialara göre Bağdadi’nin bizzat tecavüz ve işkence ettiği ve 2015’te Rakka’ya bir hava
YPG’li “General Mazlum”u Suriye’li Kürtlerin komutanı olarak muhatap alıp müzakere eden sadece Türkiye’nin NATO müttefiki ABD’nin Başkanı Donald Trump olmadı. Hükümet sadece ABD’ye tepki gösterse de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in de ilgisi büyük. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu 25 Ekim’de, Trump’ın bir gün önce “general” ile konuştuğunu ve “Görüşmek için sabırsızlandığını” söylemesi üzerine ABD Dışişleri
ABD ile varılan 120 saatlik anlaşmanın bitimine iki saat kala, Türkiye bu defa Rusya ile Suriye sınırının YPG/PKK güçlerinden temizlenmesi için 150 saatlik bir anlaşmaya vardı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Türk heyetini Soçi’de ağırlayan Rusya devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından 6 saatlik görüşmeler ardından yayınlanan Mutabakat Muhtırasını iki ülke dışişleri bakanları Mevlüt Çavuşoğlu ve Sergey
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun Türkiye’ye gerekirse askeri güç kullanabilecekleri yolundaki sözleri, artık Suriye’de atmak zorunda kaldıkları geri adımların bu tür saçma gözdağı verme çabalarına neden olduğunu gösteriyor. O kadar ki, bakanlığı dahi Bakanın sözlerine sahip çıkmaktan kaçınmış. Trump yönetiminin siyasi rakiplerini Türkiye’ye vurarak sakinleştirmeye çalışması artık şımarık bir küstahlığa vardı ve son bulması gerekiyor.
Bu yazıyı yazarken 17 Ekim’de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence arasında varılan Suriye’de Güvenli Bölge anlaşmasında sözü edilen 120 saat, yani beş günlük sürenin son 48 saatindeydik. Geri sayım sürerken –uygulanırsa- Türkiye’nin güvenlik kaygılarını rahatlatacak ve askeri harekâtın devamına gerek bırakmayacak bu anlaşmaya nasıl, hangi koşullarda varıldığı yolunda perde arkası gelişmeler
Eğri oturup doğru konuşalım: Türkiye, Suriye’de güvenli bölge konusunda yıllardır “ısrarlı diplomasi” yürütüyor ama ABD’nin bunu kabul etmesi neticede –memnuniyet duyarak söylemiyorum- askeri harekât sayesinde oldu. Eğri oturup doğru konuşalım: Trump’ın o küstah mektubunu Erdoğan sineye çekti, sonra ABD başkan yardımcısı Pence ile görüşmem dedi, görüştü ama Türkiye Suriye hedeflerinin çoğunu, şu anda kâğıt üzerinde