Murat Yetkin benden teknoloji üzerine yazı rica ettiğinde, bu ortamdaki ilk yazım üzerine çok düşünmek zorunda kaldım. İlk olarak 2020 yılında fark yaratacak teknolojiler konusunu işlemeyi planladım ancak bu konu korona virüs (Covid-19) sebebiyle şu an için anlamını yitirdi. Bu sebeple güncel konu ile teknolojinin birleştiği nokta üzerine bir yazı dizisi ile görüşlerimi aktarmak istedim.
Endüstri 4.0
Çin büyük bir üretim gücü. Bu güce dayanabilen dünyada şu an sadece Almanya var, o da teknolojisi ve çalışma disiplini ile yapabiliyor. Çin her gün teknolojisini de geliştiriyor, etki alanını da. Her büyük teknoloji etkinliğinde konuşulan Endüstri 4.0 aslında Çin ile rekabet gücünü arttırmak için Almanya’nın öncülüğünü yaptığı ve geliştirdiği bir yöntem.
Endüstri 4.0 nesnelerin Interneti (IoT: Internet of Things) ve büyük veri (big data) teknolojilerine dayanıyor. Verimliliği arttırma ve kaynakların boşa gitmesini önlemek üzere kurgulanıyor. Kaynaklar başta hammadde olmak üzere ana kaynak olan zamanı verimli kullanmak üzerine odaklanıyor.
Örnek olarak bir Alman arabasını alalım. Bu arabaya Araba 4.0 diyelim. Bu Alman arabası üretilirken üzerine konulan mikro işlemci (chip) ile Türkiye’ye gönderileceğini bilecek. Kendisinin gri renkte olacağını, otomatik vites olacağını, dizel yakıt ile çalışacağını üretilirken farkında olacak.
Verimlilik, verimlilik ve verimlilik
Daha büyük bilgisayar sistemleri (ki buna bulut-bilişim diyoruz) bu arabanın tüm üretim aşamalarını bilecek. Kendisine kaynak yapan robot Türkiye’ye gidecek aracın sedan olacağını, bagajında neresine kaynak yapması gerektiğini bilecek. Boyaları karıştıran robot, Araba 4.0’ın gri renkte olacağını, ona göre boya karışımı yapması gerektiğini ayarlayacak. Fırın, ki aslında kendisi de bir robot, Araba 4.0’ın boyasının Türkiye şartlarına göre kaç kat atılacağını ve kaç derecede fırınlanacağını önceden hesaplamış olacak. Hareketli bant, birkaç insan müdahelesi haricinde Araba 4.0’ın nerede hangi aşamada olduğunu saniye farkı ile bilecek, herhangi bir gecikmeyi ana bilgisayara iletecek. Sonra kendisine GPSine Türkiye haritası yüklenecek. Nesnelerin interneti ile her robot ve hareketli bant üzerindeki sensörler ana bilgisayarlara sürekli veri gönderecek.
Alles (her şey) 4.0
Fabrika 4.0 kamyona bu aracı yükletecek, ondan sonra Liman 4.0, Araba 4.0’ın Gemi 4.0’a yüklenmesi için gerekli otomasyon programına yükleme sırasını bildirecek. Gemi 4.0 uyduya nerede olduğunu sürekli bildirecek, anlık olarak fırtına ve akıntı ayarlamalarını yapacak. Buna göre minimum yakıt harcayarak en kısa zamanda Türkiye’deki limana yanaşacak. Sonunda Araba 4.0, Cenk 4.0’a ulaşacak. Büyük ihtimal önümüzdeki 10 sene içinde Cenk’e de, sağlığını ve kimliğini takip etmek için bir çip takılacak.
Burada önemli konu, Fabrika 4.0’da artık ışık olmayacak, robotların ışığa ihtiyacı yok. “Işıksız fabrikalar” Almanya’da ve dünyada yaygınlaşıyor, içinde düzinelerce robotlar ve birkaç otomasyon teknisyeni haricinde insan bulunmayan fabrikalar. Sürücüsüz araçlar da yaygınlaşıyor, yakında Kamyon 4.0 ve Gemi 4.0’da da insan sayısı en aza inecek.
Uç uca eklendiğinde
Eğer ideal dünyada olsaydık, bütün bu sistemin muhteşem ahengine kapılacaktık. Büyük bilgisayar sistemleri bizim için yaşamı düzene sokacaktı. Ancak halkanın koptuğu yer şurası, böyle bir ideal dünya için nüfus olarak çok fazlayız. Almanya Çin ile rekabet edebilmek için, robot, otomasyon, insan yerine karar veren sistemler ile Endüstri 4.0’ı devreye sokuyor, yapmazsa o da ayakta kalamayacak. Diğer ülkeler de Almanya’yı izliyor. Fabrikalar daha az insanla çalışacak, daha fazla robotla daha büyük üretimler yapacak.
Ama boşta kalan insanlar ne yapacak, nasıl yemek bulacak, nasıl yaşayacak? İşsiz kalan insanları nasıl koruyacağız? Çevreye çoğalan nüfusların baskısını nasıl azaltacağız? İşsiz kalan insanların şu anki ekonominin temeli olan tüketimi yapamayacak olmalarından dolayı ekonomi nasıl dönecek? Daha fazla rekabet, daha gelişmiş teknoloji, daha büyük binalar, daha büyük ve hızlı uçaklardan önce çözmemiz gereken daha büyük problemlere sahip değil miyiz?
Teknolojinin dünya üzerindeki baskısı
Teknolojinin bu şekilde gelişmesi dünya üzerine nüfus baskısını koyuyor. Mevcut kapitalist düzen sürekli büyüme, yeni ürün ve pazar inşa etmek üzerine kurulu. Daha verimli, daha karlı, daha hızlı, daha sert rekabet… Bunun dünyamızın nüfusu ve çevre üzerindeki baskısını bir sonraki yazımda daha detaylı anlatacağım.
Şimdilik hoşça kalın. Sağlıklı günlerde görüşmek üzere.