Son günlerde değişik vesilelerle gençlerin dünya görüşleri ve ideolojik duruşlarıyla ilgili iddialar dillendirildi. Gençler din etkisi altında bir dünya görüşünden uzaklaşıyorsa geleceğin siyasetinin de buna göre şekillenmesini bekleriz. Muhafazakâr bir dalga Türkiye’nin toplumsal sahillerine vurmuşsa ve henüz geri çekilir gibi görünmüyorsa nasıl olur da genç nesiller dinden uzaklaşıyor olabilir? Bu sorunun cevaplanması için uzun soluklu araştırmalara ihtiyaç duyulduğu açıktır.
2008’den beri Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu ile birlikte yürüttüğümüz Uluslararası Saha Araştırmaları Programı (International Social Survey Programme, ISSP) çalışması bize ancak 2008 ve 2019 da gerçekleştirilmiş iki anket çalışmasının verilerine bakma olanağı veriyor.¹ 11 yıl arayla Türkiye temsili iki örneklem kesiti ile elde edilen bu veriler yeterince uzun dönemli bir resim vermiyor. Kısa bir özet olarak bu iki çalışma verileri yaş grupları ve kuşaklar açısından dindarlaşma ya da dinden uzaklaşma olarak nitelenebilecek bir değişim göstermemektedir. 2008’de olduğu gibi 2019’da da Türkiye’de din temelli dünya görüşü ve dini pratikler yaygın ve baskındır. Farklı değişkenler temelindeki değerlendirmelerde değişim sınırlı kalmakta genel resmin muhafazakâr görüntüsü değişmemektedir.
Hayatın görece olarak daha erken dönemlerini yaşayan henüz ciddi bir hastalık geçirmemiş, sevdiklerinin kaybını yaşamamış, kendine bir aile kurup yaşamını düzene sokma uğraşındaki gençler bu tecrübelere zıt diyebileceğimiz yaşam tecrübelerini yaşamakta olan ileri yaşlardakilere göre yaşamlarında dine daha az yer verir görünürler. Yaş gruplarına göre dindarlık ölçütlerine baktığımızda yaş ilerledikçe dindarlık göstergelerinin de yükseldiğini görüyoruz. Bu gözlem hemen tüm araştırmalarda teyid edilegelmiştir. Burada cevaplamamız gereken soru bir zaman dilimindeki genç ve daha ileri yaş gruplarının birbirleriyle karşılaştırmasına dair değildir. Soru bugünün gençlerinin yirmi otuz yıl öncesiyle karşılaştırıldığında daha mı az ya da çok dindar olduklarıdır.
Elimizde Türkiye temsili örneklemlerle farklı zaman kesitlerinde farklı örneklemlerle birkaç on yıl içinde yürütülmüş en az bir çalışma var. Bu çalışmalar aynı kişilerle tekrar edilen görüşmeler temelinde değil, her seferinde temsili örnekleme dahil edilen farklı kişilerle yürütülen çalışmalardır. Aynı ISSP çalışması gibi olan ancak 1990’dan 2018’e toplam altı kez yürütülmüş olan Dünya Değerler Araştırması (World Values Survey, WVS) tam da böyle bir çalışmadır. 1990’da Boğaziçi Üniversitesi’nden bir ekibin yürüttüğü bu çalışma ilerki yıllarda Prof Dr. Yılmaz Esmer tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmanın en son ayağı olan 2018 verilerinin web sitesine yüklenmiş olduğunu görünce uzun soluklu bir değerlendirmenin nasıl bir resim ortaya koyduğuna bakmak istedim.²
Dindarlık ölçütü olarak 1990’dan bu yana yürütülmüş altı çalışmada da aynı şekilde sorulmuş tek soru “cenazeler dışında bugünlerde camiye ne kadar sık gidiyorsunuz?” sorusudur. Kadın ve erkeklere aynı şekilde sorulan bu soru ideal bir dindarlık ölçümü değildir. WVS araştırmalarında ülkeler arasında karşılaştırmalı olarak ibadet yerlerine gitme sıklığı şeklinde ifade edilen bu soru Türkiye islam geleneğinde kadınların camiye gitme pratiğinin düşüklüğü dikkate alındığında olduğundan daha düşük bir dindarlık ölçümü verecektir. Örneklemin yaklaşık yarısını oluşturan kadınların camiye gitme sıklıkları erkeklerinkinden çok aşağıdadır. Bu da toplam örneklemin ortalama camiye gitme sıklığını düşürmektedir. Bu nedenle aşağıdaki grafikte 18-27 ve 28-37 yaşlarındaki erkeklerin camiye ayda bir, haftada bir ya da haftada birden fazla cevabını verenlerinin 1990-2018 arasındaki oranlarını verdim.
Bu oranlara baktığımızda en genç ve görece dindarlık düzeyinin de en düşük olmasını beklediğimiz 18-37 yaş gruplarında bile erkeklerin {4a62a0b61d095f9fa64ff0aeb2e5f07472fcd403e64dbe9b2a0b309ae33c1dfd}50-65 arasının araştırmaların yürütüldüğü günlerde ayda bir ya da daha sık camiye gittiğini görüyoruz. Bu grubun yaklaşık {4a62a0b61d095f9fa64ff0aeb2e5f07472fcd403e64dbe9b2a0b309ae33c1dfd}55-65’i haftada bir, büyük olasılıkla Cuma namazına, camiye gittiğini söylemektedir. Bu oldukça yüksek bir orandır. Ancak kendi ifadelerine göre bir dindarlık yansıması olarak aldığımızda bu rakamlar ilginç bir süreklilik göstermektedir. Her iki yaş grubu için de ilk gözlem olan 1990 ile son 2018 gözlemi arasında anlamlı bir fark yoktur. Ancak yine de her iki yaş grubu için de altı gözleme dayalı bir eğilimi ölçen doğru elde ettiğimizde bunların eğiminin negatif olduğunu görüyoruz.
Yani az da olsa zaman içerisinde genç yaş grupları daha düşük oranda ayda/haftada bir ya da daha sık camiye gider görünmektedir. Bunun temel nedeni 2011 yılındaki yaklaşık on puanlık düşüştür. 2011’de gözlenen düşüş genel eğilime karşı bir gözlem olmuş ancak bunun devamı gelmemiştir.
Aynı grafikte dikkat çeken bir diğer örüntü ilk yaş grubu ile ikincisi arasındaki ortalama 10 yıllık yaş farkının dahi dindarlaşma açısından anlamlı sayılabilecek farklar yarattığıdır. 2007 yılında her iki yaş grubu için de yaklaşık aynı düzeyde bir camiye gitme sıklığı gözlenirken, diğer tüm yıllarda daha yaşlı olan grup ortalama olarak daha sık camiye gittiğini söylemiştir. Burada göstermediğim diğer yaş gruplarına baktığımızda da bu örüntünün devam ettiğini ve yaş ilerledikçe erkeklerin camiye gitme sıklığının arttığını görüyoruz. Beklediğimiz gibi en genç yaş grubunda en düşük camiye gitme sıklığı gözlenmektedir. Ancak bu grup için bile camiye gitme sıklığının düşük olduğunu söylemek zordur.
İkinci şekilde onar yıllık doğum tarihi kuşakları için 1990 ve 2018 çalışmalarında camiye gitme sıklığı ayda bir, haftada bir ya da daha sık olan erkeklerin oranı gösterilmiştir. 1990 yılında 1970-1979 yıllarında doğmuş olanlar 18-20 yaşında olan gruba karşılık gelmektedir. Bu kuşak için ayda bir ya da daha sık camiye giden erkeklerin oranı 1990’da {4a62a0b61d095f9fa64ff0aeb2e5f07472fcd403e64dbe9b2a0b309ae33c1dfd}60’dır. 1970-79 yıllarında doğmuş olanlar 2018 yılına geldiklerinde artık 39-48 yaşlarındadırlar. Aynı insanlarla görüşmüyor olsak da doğum tarih aralığını sabit tuttuğumuzda bu kuşağı 2018 çalışmasında da takip edebiliyoruz.
Görünen odur ki 1970-1979 doğumlu kuşağın 2018’e gelindiğinde camiye gitme sıklığı {4a62a0b61d095f9fa64ff0aeb2e5f07472fcd403e64dbe9b2a0b309ae33c1dfd}10 puan artarak {4a62a0b61d095f9fa64ff0aeb2e5f07472fcd403e64dbe9b2a0b309ae33c1dfd}70’i bulmuştur. Keza 1950’li ve 1960lı yıllarda doğmuş olan iki kuşak için de camiye gitme sıklığında benzer bir artış gözlüyoruz. Bir tek en yaşlı 1949 ve öncesinde doğmuş olan kuşakta 1990’a göre bir azalma vardır. Ancak artık 2018 e gelindiğinde 69 yaş ve üzerindeki bu kuşak temsilcilerine erişmek iyice güçtür ve örneklemdeki payları da olması gerekenin altındadır. Yine de her iki araştırma yılında da en sık camiye gittiğini söyleyen bu en yaşlı kuşaktır.
Elbette kuşak çözümlemesinde en son 2018 araştırmasında gözlediğimiz 1980 sonrası kuşakları 1990 araştırmasında gözleyemiyoruz. Zaman içinde yaşlanan kuşaklar gitgide daha yüksek oranda camiye gitmekte olduklarını bize söylemektedirler. En genç yaş gruplarının da zaman içinde camiye gitme sıklıklarının anlamlı bir şekilde azalmakta olduğunu gözlemiyoruz. Yaklaşık otuz yıllık bir süreç içinde genç erkeklerin camiye gitme sıklıklarında anlamlı bir azalma olmamıştır. Bu erkeklerin camiye gitme göstergesiyle çelişen başka dindarlık göstergelerinde (dua etme, oruç tutma ya da inanç ve İslami öğretileri takip etme gibi) burada gözlenen eğilimlerden farklı davranmalarını da beklemiyorum. Bu göstergelerin birbirleriyle pozitif ilişki içinde olmalarını bekleriz. Toplumun diğer yarısındaki kadınların da eşleri, babaları, kardeş ve akrabalarından farklı bir eğilim göstererek daha düşük dindarlık düzeyine geçmelerini de beklemiyorum.
Eldeki veriler gençlerin dindarlık düzeyinde ancak marjinal bir değişim olduğunu göstermektedir. Burada belki daha belirleyici olan değişimden çok mevcut dindarlık düzeyinin yüksekliğidir. Genç erkeklerin {4a62a0b61d095f9fa64ff0aeb2e5f07472fcd403e64dbe9b2a0b309ae33c1dfd}35-40’ı haftada bir camiye gittiğini söylemektedir. Bu oranın 1990-2018 arasında dalgalanmakla beraber çok değişmediğini görüyoruz. Cami etrafındaki sosyalleşmenin sosyal ve siyasal görüşlerini etkiliyor olmasını bekleriz. Bu etkileşimin nasıl olduğunu yakından net bir şekilde gözleyemiyor olsak da muhafazakar bir eğilimi destekler nitelikte olduğunu kestirmek zor değil. Kısacası en azından nicel uzun dönem verilerinden gençlerin dinden uzaklaşıyor olduklarını düşündüren bir sonuca varılması mümkün görünmüyor.
¹ ISSP verilerine buradan ulaşılabilir. 2008 çalışmamızın sonuçlarına Türkiye’de Dindarlık: Uluslararası Bir Karşılaştırma 2008, bu adresten erişilebilir.
² WVS verilerine erişilebilir. Bu değerli çalışmanın erken dönem sonuçları için bakınız Devrim Evrim Statüko: Türkiye’de Sosyal, Siyasal, Ekonomik Değerler.
Mehmet Öğütçü ve Rainer Geiger Ortadoğu, yıllardır süregelen siyasi istikrarsızlık ve ekonomik çalkantıların izlerini taşıyan…
Yeni yıla girmemize sayılı gün kala, Milli Eğitim Bakanlığı sayesinde çocuklarımızı ve gençlerimizi maazallah kazara…
ABD ordusu bir kez daha Donald Trump’a Suriye resti çekiyor. Başkanlık görevini 20 Ocak’ta devralacak…
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD'nin Gazprombank için uyguladığı yaptırımlardan Türkiye'yi muaf tutacağını…
Milli Savunma Bakanlığı (MSB) ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller'ın Suriye'de Türkiye destekli Suriye Milli…
Esad gitti ama bence Suriye için en çetin meydan okuma yeni başlıyor. İsrail, ülkenin tüm…