Azerbaycan ve Ermenistan arasında 3 hafta önce başlayan savaş, Karabağ’da 25 yıldır süren statükoyu sona erdirdi. Ermenistan 1994’te imzalanan ateşkes ile birlikte 11 bin kilometrekareden fazla Azerbaycan toprağını işgal etmişti. Bunun yaklaşık 4 bin kilometrekaresi nüfusun {4a62a0b61d095f9fa64ff0aeb2e5f07472fcd403e64dbe9b2a0b309ae33c1dfd}75’ini Ermenilerin oluşturduğu Dağlık Karabağ bölgesi. Kalan 7 bin kilometrekaresi ise yüzbinlerce Azerbaycanlının sürüldüğü Karabağ çevresindeki topraklar. Ermenistan barış anlaşması için hem Karabağ’ın tamamının, hem de Karabağ ile Ermenistan arasında kalan Laçin ve Kelbecer reyonlarının (bölgelerinin) kendisine verilmesini şart koşuyordu. Bakü’nün mutlak hezimet olarak gördüğü bu durumu kabul etmesi halinde, kalan 5 reyon (Cebrayil, Fuzuli, Ağdam, Kubatlı, Zengilan) Azerbaycan’a geri verilecekti. Erivan bu tutumundan şimdiye kadar hiçbir şekilde ödün vermedi.
Çeyrek asırlık statüko artık yok
Son 3 haftada yaşanan çatışmalar sonunda her iki taraf da artık çok farklı bir noktada. Azerbaycan ordusu özellikle güneyde İran sınırında ciddi şekilde ilerledi. Fuzuli, Cebrail ve Zengilan’ı geri aldı. Karabağ içinde yer alan Ermenilerin yaşadığı Hadrut kasabası ve hemen kuzeyindeki dağlık bölge de Bakü’nün kontrolüne geçti. Askeri ilerleme neticesinde Bakü, işgal altında bulunan topraklarının yaklaşık {4a62a0b61d095f9fa64ff0aeb2e5f07472fcd403e64dbe9b2a0b309ae33c1dfd}16’sını (1700 kilometrekare) kurtardı. Azerbaycan ordusunun askeri ilerlemesinin önde gelen nedeni, İsrail ve Türkiye’den alınan SİHA’lar. Öyle ki cepheden gelen görüntüler incelendiğinde Azerbaycan ordusunun 21. Yüzyıla ait ileri teknolojiye sahip SİHA’larla, 20’inci yüzyıla ait silahlarla donanmış Ermenistan ordusuna ciddi darbe vurduğu görülüyor. Güvenlik uzmanı Stijn Mitzer Karabağ’da yaşanan son askeri gelişmeleri Ermenistan açısından şu şekilde özetliyor: “Geçmişe ait savaş yöntemleriyle geleceğin savaşını kazanamazsın.”
Azerbaycan bu aşamada sadece topraklarının bir kısmını geri kazanmakla kalmadı. Ermenistan ordusuna ait çoğu T72, 100’den fazla tank imha edildi. Bu Ermenistan’ın sahip olduğu 500 tankın beşte birini üç haftada kaybetmesi demek. Azerbaycan’ın kaybettiği tank sayısıysa 23. Ermenistan çatışmalarda 700’den fazla askerini kaybettiğini duyurdu. Ancak cepheden gelen görüntü ve haberler, Ermenistan’ın kayıplarının çok daha fazla olduğu yönünde. Bakü ise ne kadar asker kaybettiğini açıklamıyor. Tüm bu kayıplara rağmen Ermenistan ordusunun güney cephesi hariç özellikle doğu ve kuzeyde şimdilik dağılmadığını, elinde tuttuğu toprakları büyük oranda savunduğunu vurgulayalım.
Azerbaycan ordusunun güney hattında ilerlemesi
Güneyden ilerleyen Azerbaycan ordusu, Karabağ’ın merkezi Hankendi (Stepanekert) ve onu Ermenistan’a bağlayan Laçin koridoruna 30 kilometre kadar yaklaştı. Bu Karabağ merkezinin ve ikmal yollarının Azerbaycan toplarının menziline girmesi demek. Dolayısıyla önümüzdeki günlerde savaşın sadece cephe bölgesinde değil, Karabağ’ın tamamında daha da şiddetlenmesi beklenebilir. Şimdiye kadar 2 kez ateşkes ilan edilse de, Bakü bunun cephede hayatını kaybetmiş askerlerin cenazelerinin toplanılmasıyla sınırlı olduğunu vurguladı. Her iki taraf da sivil yerleşim yerlerinin bombalandığına yönelik görüntüler paylaşıyor. Ermenistan’ın Gence şehrine attığı Scud füzesi sonucunda çok sayıda sivil hayatını kaybetti. Erivan ise Azerbaycan’ın yakıt ve mühimmat deposu olarak vurduğunu açıkladığı yerin askeri hastane olduğunu iddia ediyor. Savaşın daha şimdiden siviller için trajediye dönüştüğünü söylemek gerek.
Karabağ’da çatışmalar daha ne kadar ve ne yönde devam edecek? Taraflar müzakerelere geri dönecek mi? Hem çatışmaların hem de müzakerelerin bundan sonraki seyrinde, Moskova ve Ankara’nın tutumu belirleyici olacak.
Sovyetlerin dağılması sonrası Rusya’nın artan etkinlik alanı
Ermenistan Rusya’nın Kafkasya’daki en önemli müttefiki. Ermenistan ekonomisi ve savunması Rusya’nın kontrolünde. Ancak Ermenistan siyasetinde Moskova’nın ağırlığından rahatsız olan ve Batıyla yakın ilişkileri savunanlar var. Bu kesimler 2018’de Paşinyan’ın başbakan olarak seçilmesinde etkili oldular. Kremlin, Karabağ’da başlayan çatışmaların ilk etabında müdahale etmeyeceğinin sinyalini verdi. Ancak Azerbaycan ordusunun beklenmeyen ölçüde ilerlemesi sonrasında Moskova tavır değiştirdi ve biran önce ateşkes ilan edilmesi için bizzat Putin devreye girdi. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un açıklamalarına bakarak, Kremlin’in Karabağ’a yönelik oyun planını anlamak mümkün. Moskova çatışmaların hemen durmasını, ardından Ermenistan’ın işgal ettiği 5 reyonunun Bakü’ye geri verilmesini istiyor. Bu adımlar atıldıktan sonra Karabağ’a Rus askerleri “barış gücü” altında girecek. Geriye kalan Kelbecer ve Laçin reyonları Azerbaycan’a süreç içinde geri verilecek. Karabağ ve Ermenistan arasındaki koridor da Rusya’nın denetiminde açık kalacak. Karabağ’ın statüsünün ne olacağı ise zamana yayılacak.
Rusya’nın stratejisi Azerbaycan’ın Karabağ dışında işgal edilmiş topraklarını geri almasını, Ermenistan’ın da Karabağ’ı Rusya’nın askeri garantisiyle elinde tutmasını hedefliyor. Rus askerinin Karabağ’a konuşlanması, hem Bakü hem de Erivan’ın Moskova’nın etkisinde kalmasının sigortası olacaktır. Süreç içinde Rusya’nın Ermenistan siyasetine de balans ayarı çekerek, Batı yanlılarını tamamen iktidardan uzaklaştırması öngörülebilir. Kısaca Moskova’nın Karabağ’a yönelik stratejisi, Kafkasya’daki Rus etkinliğini perçinlemeyi hedefliyor.
Türkiye ne yapacak?
Azerbaycan ordusunun çatışmalarda üstünlüğü ele geçirmesinin en önemli nedenlerinden biri Türkiye’den alınan Bayraktar TB2 Sihaları. Ankara ve Bakü arasındaki yakın askeri ilişkilerin temeli 1990’lı yıllara kadar uzanıyor. Rus gazetesi Kommersant son askeri operasyona Azerbaycan’da bulunan 600 TSK mensubunun müdahil olduğunu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Kara Kuvvetleri Komutanı Ümit Dündar’ın 28-30 Eylül tarihlerinde Azerbaycan’a giderek operasyonun yönetimini yerinde incelediklerini iddia etti. Hulusi Akar’ın Boğaziçi Üniversitesindeki doktora tezini Birinci Dünya Savaşı sonrası Doğu Anadolu ve Kafkasya’daki Ermeni meselesi üzerine yazdığını, bölgeye kişisel anlamda ilgi duyduğunun altını çizelim.
Türkiye’nin desteğiyle sahada askeri üstünlüğü şu anda elinde tutan Azerbaycan, kış bastırmadan Karabağ’da dağlık alandaki stratejik yerleri ele geçirmek isteyebilir. Özellikle Karabağ’ın merkezinde, kavşak merkezi olan Azıh ve Kırmızı Pazar’a düzenlenecek askeri harekât sahada dengelerin tümden değişmesine yol açabilir. Ancak Bakü’nün Karabağ’ın tamamını ele geçirmeyi hedeflemesi halinde, Kremlin bu gelişmeleri kenardan izlemeyecektir. Karabağ’ın tamamının Türkiye’nin desteğiyle Azerbaycan’a geçmesini hezimet olarak görecek Moskova, sahada askeri durumu değiştirmek için neler yapabilir? Bunun bir benzerini Suriye’de test eden Ankara’nın, Moskova’nın “yakın çevre” olarak nitelendirdiği Kafkasya’ya yönelik tutumunda da farklı davranmayacağını öngörmesi gerekir.
Son üç haftada Azerbaycan, askeri başarılarıyla Karabağ’daki statükoyu değiştirdi. Bakü ve Ankara’nın nihai çözümü kesin bir askeri zaferde görmesi halinde, Rusya sahaya inip askeri karşılık verebilir. Bu durumda Kafkasya da tıpkı Suriye gibi ateşler içinde büyük bir yıkımla karşılaşacaktır. Müzakerelere dönülmesi ve sahada kazanılan başarının masada kayda geçirilmesi bir seçenek. Aklıselimin ağır basarak karşılıklı tavizlerle barışçı çözüme ulaşılması yerine maksimalist pozisyonda ısrar etmek, Kafkasya için felaket kapılarını açabilir. Prusya İmparatoru Büyük Frederik’in dediği gibi “herşeyi elinde tutmaya çalışan, elindeki her şeyi kaybeder.”