Azerbaycan’ın Karabağ zaferi ardından ASALA terör örgütünün yeniden Türk hedeflerine karşı terör eylemlerine geçebileceği yolunda işaretler alan Ankara, Türkiye’nin yurtdışındaki temsilciliklerini saldırı ihtimaline karşı uyardı. İsminin açıklanmasını istemeyen resmi kaynaklardan edinilen bilgiye göre, uzun süredir eylem yapmayan silahlı örgüt geçtiğimiz günlerde yayınladığı bir bildiride yeniden saldırabileceğinin işaretlerini verdi.
Çekya’da yayınlanan Orer dergisinde 20 Ocak tarihinde örgütün kuruluşunun 46’ıncı yıldönümü nedeniyle yayınlanan Ermenice duyuruda, “taktik duraklama” olarak tanımlanan eylemsizlik durumunun “gözden geçirebileceği” yazıldı. Karabağ yenilgisi nedeniyle “Ermenistan’ın bağımsızlığının zayıfladığı” öne sürülen duyuruda, “Onurlu bir çıkış arama durumuna geçiliyor” dendi.
Ankara, işte bu ifadeleri terör örgütünün yeniden eylemlere geçebileceği işareti olarak değerlendirdi. 1975’te Beyrut’ta kurulan ASALA (Ermenistan’ın Kurtuluşu İçin Gizli Ermeni Ordusu) ve onunla rekabete giren Taşnak Partisi’nin silahlı kolu JCAG (Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları) örgütleri Türk hedeflerine karşı kanlı bir saldırı kampanyası yürüttüler. 1983’te Paris’in Orly Havalimanı’ndaki bombalama ardından Fransa’nın yasadışı ilan etmesiyle eylemleri azalsa da bitmedi.
Karabağ işgalinde yer aldılar
Bugüne dek ASALA ve JCAG gibi terör örgütleri, 31’i diplomat ve aile mensubu olmak üzere 58’i Türk vatandaşı, toplam 77 kişiyi öldürdü. 1988’de ASALA’nın kurucusu Agop Agopyan’ın (asıl adı Harityun Taguşyan) Atina’da örgüt içi anlaşmazlık sonucu öldürülmesiyle ASALA gücünü kaybetti. Geride kalan ASALA üyelerinin çoğunun Ermenistan’a geçtiği ve Karabağ dahil Azeri topraklarının işgali operasyonunda aktif rol oynadığı biliniyor.
ASALA’nın Ankara’yı harekete geçiren 20 Ocak duyurusunda şu ifadelere de yer veriliyor: “Türk-Azeri düşmanlık kampı tarafından yürütülen zincirinden boşalmış son savaşta maruz kalınan (…) yenilgi, Ermenistan Cumhuriyeti’nin yeniden bağımsızlığını kazanmasından itibaren (…) devam eden yenilgi ve başarısızlıkların en son halkası ve doğal sonucuydu.”
Dağlık Karabağ’da Azerbaycan ve Ermenistan arasında 27 Eylül’de başlayan çatışmalar 9 Kasım’da imzalanan ateşkes anlaşmasıyla sona erdi.
Azerbaycan Türkiye’nin de verdiği destekle yıllardır müzakere masasında geri alamadığı toprakların bir kısmını savaşarak geri alırken Rusya’nın arabuluculuğunda sağlanan ateşkes Ermenistan’da ağır bir yenilgi olarak görüldü.
Ermenistan yönetimine eleştiri
ASALA’nın açıklamasında Karabağ’da yaşanan son yenilgiden Ermenistan yönetimi sorumlu tutulurken Erivan yönetiminin devlet idaresi ve güvenlik politikası da eleştirildi.
ASALA duyurusunda isim vermeden Karabağ hezimeti nedeniyle Moskova da suçlanıyor, Ermenistan’ın “stratejik müttefiki” olma sorumluluğunu yerine getirmediği öne sürülüyor. Ermenistan yönetimine yapılan bu suçlamaların, “yeni olguların ortaya çıktığı” vurgusuyla ASALA’nın tutum değiştirmesine gerekçe oluşturduğu anlaşılıyor: “Ermenistan Cumhuriyeti, tüm Ermeni arzuları, maksatları ve çıkarlarının sözcüsü ve savunucusu olma misyonu ve yükümlülüğünü gönüllü veya zorunlu olarak reddetmekte veya terk etmektedir. Bu da tüm Ermeni gerçekliğinde, genel kabulde hesaba katılması gereken yeni olgular ortaya çıkarmaktadır.”
Ve ardından metnin en kritik bölümü geliyor: “ASALA, bu durumda, (…) Ermenistan Cumhuriyeti’nin bağımsız rolündeki düşüşü, egemenliğinin kısıtlanmasını kayda alarak (…) mevcut jeopolitik gerekçelere ve güç dengesine dayalı yeni bir makul faaliyet stratejisi geliştirerek ‘taktik duraklama’ konusundaki tutumunu gözden geçirmeye davet edilmiştir.”
Açıklamanın sonunda mesajın “önce sözde müttefikler ve dostların, sonra da düşmanların bilgisine” yönelik olduğu vurgulandı.
ASALA tehdidi ciddiye alındı, temsilcilikler uyarıldı
“ASALA Ermenistan Siyasi Liderliği” imzasını taşıyan açıklama, Ankara’da masaya yatırılarak, her ihtimale karşı Türkiye’nin yurtdışındaki tüm temsilciliklerinin gerekli önlemleri almaları için uyarılması kararlaştırıldı.
Dağlık Karabağ’da ateşkes sağlanmasının ardından Ankara, Ermenistan’ın ateşkese uyması durumunda, Türk-Ermeni ilişkilerinin normalleşebileceği çağrısında bulunmuştu. Türk yetkililer bölgede barış ve istikrarın en çok Ermenistan’ın lehine olacağı yönünde açıklamalar yapmıştı.
Ankara, yenilginin ardından iç siyasi karışıklıkların patlak verdiği Ermenistan’ın diyalog çağrılarına yakınlarda yanıt vermeyeceğinin bilincinde. Öte yandan ASALA terörünün hortlama riskinin diplomatik ilişkileri bulunmayan Ankara ve Erivan arasında az da olsa normalleşme ihtimalini daha da zora sokacağına kuşku yok.