Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Başkanı şapkasıyla 17 Şubat’ta Ankara İl Kongresine katıldı. Buradaki konuşmasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na “yüzsüz, terbiyesiz herif” dedi. Bunun nedeni Kılıçdaroğlu’nun daha önce PKK tarafından kaçırılan 13 Türk güvenlik görevlisinin neden kurtarılamadığı, şehit düştüğü hakkında sorular sormasıydı. Erdoğan’a göre, ana muhalefet liderinin 13 silahsız Türk vatandaşının PKK tarafından öldürülmesine dair sorular sorması “yüzsüzlük” ve “terbiyesizlikti”. Ancak, Cumhurbaşkanlığı sitesinin hazırlanmasından da sorumlu olan İletişim Başkanlığı, Cumhurbaşkanı’nın AK Parti kongrelerine hitabını yayınlarken o sözlere yer vermedi. Belli ki İletişim Başkanlığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın o sözlerine sitede yer vermeyi uygun bulmamıştı.
Gerçi Erdoğan’ın akşam saatlerindeki konuşmasında Kılıçdaroğlu’na “adamcağız” diye isim takması Cumhurbaşkanlığı siyesinde yer aldı. Erdoğan bu defa da milyonlarca vatandaşın kovit salgınına dair yeni önlemleri duymak için merakla izlediği canlı yayını fırsat bilmiş, yeni önlemleri duyurmadan önce, CHP liderine de 13 şehit üzerine soru sorup yorum yapan diğer muhalefet liderlerine de yüklenmişti.
Kılıçdaroğlu: Ahlak elbiseden önemlidir
Bu sırada Kılıçdaroğlu, Twitter üzerinden bir video yayınlayarak Erdoğan’ın kendisini hedef alan sözlerine “İnsan için ahlak, elbiseden önemlidir” karşılığını verdi.
CHP lideri Erdoğan’ın sözlerini ayıplamakla kalmadı, “verdiği değeri göstermek için” 5 kuruşluk hakaret davası da açtı. CHP TBMM Grup sözcülerinden Özgür Özel, 22 saniyelik bir basın toplantısında Erdoğan’ın sözlerini “kendisine iade ettiklerini” söyledi. Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın 13 şehit konusunda verecek cevap bulamadığı için hakarete başvurarak muhalefeti susturmaya çalıştığını söylüyordu. Ama bir yandan da “O beş sorunun yanıtını alacağım” diyor, “Şehitlerin sorumlusunun Erdoğan” olduğunu ispatlayacağını söylüyordu.
Erdoğan’a göre Gara operasyonu konusunda Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu Kılıçdaroğlu’na (ve İYİ Parti lideri Meral Akşener’e) göndermesine rağmen operasyonu sorgulaması yüzsüzlük ve terbiyesizlikti. Evet, kulise yansıdığı kadarıyla bu görüşmelerde 13 vatandaşın Irak topraklarında nasıl şehit edildiğine dair bilgi verilmişti. Ama Kılıçdaroğlu’nun beş sorusu, 2015-2017 yılları arasında kaçırılmış olan 13 güvenlik görevlisini kurtarmak için bugüne dek neden bir şey yapılmadığı üzerineydi.
Akşener: Senin adına utanmaktan bıktık
Gerçi Erdoğan’dan 13 şehit hesabını soran sadece Kılıçdaroğlu değil. Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu “Bu harekât ne için yapıldı?” diye soruyor. Bunun PKK’ya Gara’da darbe vurma harekâtı mı, yoksa kurtarma harekâtı mı olarak planlandığını öğrenmek istiyor. Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu da iki harekatın birbirinden çok farklı olduğunu vurgulayarak sorumlunun iki harekâtı “karıştıran” ve “önceden söyleyen” Erdoğan olduğunu öne sürüyor.
Hem Karamollaoğlu hem Akşener, Erdoğan’ın AK Parti Ankara kongresine bir şehit annesini telefonla bağlatarak siyasi malzeme yapmasını eleştiriyor. Akşener buna işaretle Erdoğan’a “Biz senin adına utanmaktan bıktık, sen bizi utandırmaktan bıkmadın” diye sesleniyor.
Bu arada HDP’nin kapatılmasını, Anayasa Mahkemesinin kendisini feshetmesini isteyen Erdoğan’ın Cumhur ittifakı Ortağı MHP lideri Devlet Bahçeli ile onu da iktidarın yanlışlıklarından sorumlu DEVA Partisi lideri Ali Babacan arasında sert bir tartışma yaşanıyor.
Reformlar beklemede, dış meseleler de
Bütün bunlar yaşanırken Erdoğan’ın Kasım ayında sözünü ettiği hukuk ve ekonomi reformları henüz kamuoyuna duyurulmadı. Onun yerini, yeni Anayasa tartışması aldı. Ama o konuda önce Erdoğan ve Bahçeli’nin “laiklik” ve “resmî dil Türkçe” konularında anlaşmaları gerekiyor.
Ve dış meseleler… ABD’de Joe Biden’ın göreve gelmesi ardından ilk NATO toplantısı, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın katıldığı video konferans ile 17 Şubat’ta başladı, 18 Şubat’ta devam ediyor. Burada Türkiye’nin Rusya’dan aldığı S-400 füzeleri ve ABD’nin misilleme olarak el koyduğu F-35 savaş uçakları meselesi de konuşulacak. Toplantı öncesinde NATO, Türkiye’ye NATO-uyumlu hava savunma sistemleri konusunda yeni bir öneri paketi sunulduğunu duyurdu. Bunda Akar’ın bir süre önce Türkiye’nin F-35 programına dönmek istediğini söylemesi, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın S-400 konusunda (şu anda siyasette değişiklik olmasa da) görüşme isteği belirtmesinin payı var.
Tabii bu toplantı öncesi Biden’ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir saat süren bir telefon görüşmesi yapması da dikkat çekici. ABD Dışişleri bakanı Antony Blinken’ın S-400 sorunundan bağımsız olarak, Ortadoğu’da F-35’lere sahip olması gereken tek ülkenin İsrail olduğu görüşü biliniyor.
Dış politikada gerilim ve ekonomi
Keza Avrupa Birliği’nin Ekim 2020 toplantısında duyurduğu üzere, bundan böyle Türkiye’ye dair stratejik kararları ABD ile koordinasyon içinde alma kararında olduğu da. AB biraz da bu nedenle Türkiye konusunu 25-26 Mart’taki liderler zirvesine ertelemişti.
Erdoğan’ın reform yerine sermaye kesiminin desteğiyle ince ayarlar yapması, dolar kurunu yangın seviyelerinden 7 liranın altına düşürmüş, bir nebze rahatlatmış bulunuyor. Kısa dönemde ne ABD ne de AB’den ekonomiyi sarsacak düzeyde yaptırım beklenmiyor. Ancak Trump’ın bir Tweet mesajıyla mali tablonun nasıl alt üst ettiği 2018’de Rahip Brunson krizinden hatırlarda.
Erdoğan dış politikadaki değişiklikleri AK Parti’yi yeniden kurgulayarak, fabrika ayarlarını resmen değiştirerek karşılamak istiyor. Asabiyeti biraz da Mart sonunda yapmaya sabırsızlandığı Kongreye dek il kongrelerini muhalefete karşı hamasetle iyice bileyerek kendi istediği değişiklikleri yapma arzusundan kaynaklanıyor.
Ancak burada doz kaçıyor. Vatandaşa örnek olması beklenen Cumhurbaşkanın hamaseti hakarete varınca kendi İletişim ekibi bile Erdoğan’ın sözlerini sansürleme ihtiyacı duyuyor. Hoş bir tablo değil bu.