Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç, Covid-19 salgının “eğitimdeki fırsat eşitsizliğini daha da derinleştirdiğinin” göründüğünü söyleyerek, bu durumun “bilhassa sosyoekonomik bakımdan geri kalmış bölgelerde” vahim bir tablo ortaya çıkardığını söyledi. Koç bu konuşmayı, Yirminci Vehbi Koç Ödülü’nü 25 Şubat akşamı İlköğretim Kurumlarına yardım (İLKYAR) Vakfı kurucusu ve Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Vural’a pandemi koşullarında düzenlenen bir törenle verirken yaptı.
Koç törende şunları söyledi:
• “Millî Eğitim Bakanlığımızın web sitesinde yayımladığı ‘Sayılarla Uzaktan Eğitim’ istatistiklerine baktığımızda, yaklaşık 2,5 milyon öğrencinin Eğitim Bilişim Ağı’na erişemediğini görüyoruz. Devletimizin sahadaki durumu yakından izliyor olması, eminim alınan önlemlere de ışık tutuyordur. Her hâlükârda öğrencilerimizin yüzde 15, yüzde 16’sının sistemin dışında kalması vahim bir tabloya işaret ediyor.
• “Salgınla birlikte süregelen sorun daha da büyümüş, eğitimde fırsat eşitsizliği daha da derinleşmiş görünüyor. Bizim en büyük sorumluluğumuz çocuklarımızı hızla değişen dünyaya, bugünden çok farklı bir geleceğe hazırlamaktır.”
Özgür düşüncenin temeli, eleştirel okuma
• “Özgür düşüncenin temeli olan eleştirel okuma, analitik düşünme ve sentezleme becerilerini henüz okul yıllarında kazanan, donanımlı, bilim, kültür ve sanat alanlarında bilgi ve ilgi sahibi bireyler yetiştirmek hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu memleketin müreffeh ve aydınlık yarınları için eğitimi en önemli, en öncelikli meselemiz olarak görmeliyiz. Başka türlü, Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür’ nesillerini nasıl yetiştirebiliriz?”
Arter Çağdaş Sanatlar Müzesinde düzenlenip YouTube üzerinden yayınlanan törende İLKYAR’ın “Bilim Elçileri” projesi konusunda bilgi veren Prof. Dr. Vural ise şunları söyledi:
• “81 ildeki 81 köy çocuğunu kütüphaneci olarak belirledik. Hep birlikte bilgisayarın başına toplanıp EBA derslerini izleyebiliyorlar. Köy çocukları eğitimde bu ülkenin en şanssız olan çocukları. Çünkü taşımalı eğitimle başka il, ilçe, taşıma merkezindeki güzel okullara gidiyorlar. Orada dersler saat iki, iki buçuk civarı bitince hemen servise binip geri dönüyorlar. Okullarındaki kaynaklardan yeterince yararlanamıyorlar. Köylerinde hayat neyi gerektiriyorsa onu yapıyorlar. Ya hayvanların altını temizliyorlar, ya da analarına yardım ediyorlar. Eğitimden uzaklaşıyorlar.”
Köylerde belki pek çok Edison gizli
• “Hâlbuki bu ülkenin Edison’u büyük şehirlerden çıkacak diye bir şart yok. O köylerde belki de pek çok Edison gizli. Okuma heyecanının sürmesi gerekir. Milli Eğitim Bakanlığımızın çok güzel bir sloganı var, ‘Eğitimde ihmal edilecek tek birey bile olamaz.’ ‘Bilim Elçilerimiz’ kütüphaneci gibi çalışıp, çocuklara kitapları dağıtıyorlar. Onlarla internet üzerinden konuşuyoruz, deneyler yapıyoruz. Bilim Elçilerimiz ile büyük bir yolculuğa başladık. Çok güzel çocuklar ve çok iyi yerlere geleceklerine inanıyorum.”
TÜBİTAK’ın desteklediği Yaz Bilim Okullarını ODTÜ yerleşkesinde düzenlediklerini anlatan Vural, bir hedeflerinin de köylerden ve şehirlerden gelen çocuklar ile anne babalarına hitap edecek bir “Bilim Sanat Köyü kurmak olduğunu söyledi.
İTÜ ve Boğaziçi üniversitelerinde temel yüksek eğitimini alıp ABD’de Rutgers Üniversitesinde doktorasını yapan Vural, daha sonra ODTÜ’de öğretim üyesi olarak çalışmış 2018’de emekliye ayrılmış. 1998 yılında bir grup akademisyen arkadaşıyla kurduğu İLKYAR Vakfının amaçları arasında özellikle köy çocuklarının eğitimdeki fırsat eşitsizliğinin giderilmesi çalışmaları bulunuyor.