Koronavirüs Covid-19 salgını felakete dönüşüyor. Sağlık Bakanlığı 19 Nisan’daki ölüm sayısını 341 olarak açıkladı. Günlük hasta sayısı ise 55 binin üzerine yerleşmiş görünüyor. Ankara’da, İstanbul’da hastanelerdeki yoğun bakım yatakları doluluk sınırına yaklaşıyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca bu berbat tablodan “84 milyonu” suçluyor. Hayır, sayın Bakan. Pandeminin felakete dönüşmesi siyasi nedenlere bağlı, tek sorumlusu da kötü yönetim, yani sizlersiniz.
Türk Tabipler Birliğinin 19 Nisan gecesi yayınladığı 10 saniyelik bir video-grafik her şeyi açık seçik gösteriyor; bu bağlantıya tıklayarak görebilirsiniz. Grafik, 22 Ocak-17 Nisan 2021 tarihleri arasında, belli ülkelerdeki her 1 milyon kişideki doğrulanmış Covid-19 enfeksiyonu sayısını gösteriyor.
22 Ocak’ta Türkiye’de her 1 milyon kişideki vaka sayısı 90’lar düzeyinde görülüyor. O sırada, örneğin ABD’deki vaka sayısı her milyonda 550’nin üzerinde, İngiltere’de 600’e yakın.
17 Nisan’da ABD’deki vaka sayısı, her milyon kişide 200’ün, İngiltere’de 50’nin altına düşmüş, Türkiye’de ise 700 sınırına dayanmış.
Felakete reçete, kötü yönetim
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bu görünümü hâlâ “başarı” diye anlatadursun, biz bu felakete nasıl geldiğimize bakalım. Ve bu durumun tek sorumlusunun siyasi irade, nedeninin de kötü yönetim olduğunu iki somut örnekte görelim.
İlk örnek ABD. ABD’de Joe Biden koltuğu Donald Trump’tan 20 Ocak’ta aldı. Birinci önceliğinin kovit salgınıyla mücadele olduğunu açıkladı. Seçimi kovitle mücadeledeki cahil ve kötü niyetli yönetimi nedeniyle kaybettiğini hâlâ anlamayan Trump’ın önem vermediği test ve aşılamayı birinci öncelik yaptı. Sonuç ortada, hastalığın yayılması süratle geriledi.
İkinci örnek Türkiye. 2020’de salgın tam Mayıs-Haziran gibi kontrol altına alınmışken Kasım-Aralık’ta ikinci patlamaya maruz kalmamızın nedeni Temmuz’daki Ayasofya ve Kurban Bayramı açılımları olduğu ileride daha iyi anlaşılacak. Ama Ocak ortasında milyonda 90’lar düzeyindeki vaka sayısının Şubat ortalarına dek 90-100 seviyesinde az çok sabit gittiği görülüyor grafikten. Şubat ortalarından itibaren inanılmaz bir tırmanış başlıyor. Bu tırmanış, Erdoğan’ın AK Parti il kongrelerinin Mart sonuna dek mutlaka bitirilmesi talimatı vermesiyle eş zamanlıdır. Hastalığın yeniden yayılmaya, Erdoğan’ın bizzat katıldığı ilk kongrelerden olan Doğu Karadeniz bölgesinden başladığı yolundaki Sağlık Bakanlığı verileri de eşzamanlıdır.
Salgın kongrelerle eşzamanlı tırmandı
Erdoğan, kendi koyduğu yasakları “lebalep” doldurduğu kongrelere övünen, vatandaş vefat eden yakınını alelacele, tek başına toprağa verirken, omuz omuza cenaze törenlerine katılan, sorusunu duymadığı muhabire “çıkar şu maskeyi ya” diye çıkışan kötü bir yönetim sergiledi.
Sanki yasakları kendisi değil, dış güçler, üst akıl, ya da muhalefet getirmişti, kendisi de AK Parti kitlesi başta olmak üzere halkı yasaklardan azat eden bir kurtarıcıydı.
Bilim insanları bir defa tam kapanmanın hem salgının kontrolü hem de ekonominin daha az zarar görmesi bakımından daha doğru olacağı uyarılarına kulak asılmadı. Hâlâ da asılmıyor. Hem hastalık felakete doğru tırmanıyor hem de -büyük sanayici değilse de- hem iş hem işçi örgütleri artık itirazlarını açıkça dile getirecek denli sıkıntı; artan işsizlik ve geçim sıkıntısı da cabası.
Sonra Erdoğan kabinesi üyeleri kalkıyor, bu manzaradan “Temizlik-maske-mesafe” kurallarına tam uymayan halkı sorumlu tutuyor. Ön tekerle nereye giderse arka tekerler onu izliyor işte.
Dolayısıyla, hayır Sayın Bakan. Felakete giden bu tablodan 84 milyon sorumlu değil. Sorumlu olan kötü salgın yönetimi, sorumlu olan sizleriniz.