Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, yıllar içerisinde hak arayan tüm toplumsal kesimlerin ortaklaştığı “Asla Yalnız Yürümeyeceksin” sloganı ile simgeleşen kadın mücadelesini daha büyük çaplı bir harekete dönüştürme kararı aldı.
Bu kararın arkasında geleceğe yönelik, toplumun bütününü ilgilendiren kaygılar var. Onlara göre, İstanbul Sözleşmesi’nden Anayasa’nın 90. Maddesi ihlal edilerek bir gece yarısı kararnamesi ile ayrılmak sadece kadınlarla ilgili bir hamle değildi. Bir çok mesele ile ilgili hukuksuzluklar yapılabileceğine dair bir kanıttı.
Platform bugüne kadar Türkiye’deki kadın cinayetlerini durdurmak ve kadınların şiddetten korunmasını sağlamak için çok başarılı çalışmalar gerçekleştirdi.Yarattıkları farkındalık sayesinde: 2021’in ilk 4 ayında 154, 2020’de 409, 2019’da 421, 2018’de 404, son 10 yılda 3116 şiddet mağduru kadının eğer gerekli önlemler alınsaydı şu an yaşıyor olabileceğini öğrendik. Öldürülen bu kadınların sadece istatistik olmadığını, her birinin bir hikayesi olduğunu gösterdiler, seslerini duyurdular.
Kadınların eşit haklarına kavuşarak yaşaması için sürdürdükleri mücadelenin diğer pek çok konudan bağımsız olmadığı bilinciyle şimdi yeni bir atılım içinde.
Platform Genel Temsilcisi Gülsüm Kav 18 Mayıs günü basına açık yapılan bir toplantıda bu durumu “buzda kaymak” kavramı ile açıkladı: “Genelgelerle temel hak ve hürriyetlerin ardı ardına ihlal edilmesi, bu adımı, daha başka yeni adımların izlemesine neden olacaktır.”
“Bütün modern haklara yönelik saldırılar artarken, diğer yandan yaratılan korku ortamına rağmen, yurdun dört bir yanından; gençlerin, İkizdere’deki köy halkının, çiftçilerin, işçilerin, her kesimden itirazların yükselmesi, hakların biliniyor ve sahipleniliyor olduğunun, hak arama bilincinin artttığının göstergesi.”
Böyle bir ortamda Platform bileşenleri, hak ihlallerine verilecek yanıtın sadece kadınlar için değil, tüm toplumla beraber tüm toplumun iyiliği için, hakkı ihlal edilen, hak arayan, mücadele veren tüm kesimler için verilmesi gerektiği üzerinde uzlaşmışlar. Bunu yaparken de toplumdaki tüm kategorilerle buluşmanın gerektiğini ve bu hak arayışına dönük hareketlerin bir amaca yöneltilmesine ihtiyaç olduğunu düşünmüşler. Somut sonuca varabilmek için de, bugüne kadar kadın hareketi içerisinde edindikleri deneyimleri “toplumsal muhalefete yön vermek” için kullanmak ve daha büyük bir boyuta taşımak hedefindeler.
İki ana argümanları şunlar:
– Temel hak ve özgürlüklerimiz ihlal ediliyor ama bizim de çok kuvvetli hukuki dayanaklarımız ve bunları kuvvetle savunabilecek mücadele gücümüz var.
– Bu dönemde toplum böylesi bir hak arama mücadelesi içerisindeyken biz sadece kadınlar için, İstanbul Sözleşmesi için mücadele ile yetinemezdik, tüm toplumun hak arayışına el vermek ve kazanımlar elde edeceğimiz sonuçlara götürmeyi denemek istiyoruz.
Meclis tarzı bir kadın örgütlenmesini başarmışlar. 70 İlde Kadın Meclislerinin oluşumu tamamlanmış, diğer 11 ilde de üyeleri var. Bu arada İşçi Kadın Meclisleri, Üniversite Kadın Meclisleri, Lise Kadın Meclisleri ile de işbirliği içindeler. Almanya, İngiltere, Fransa, Hollanda, ABD ve İtalya olmak üzere 6 ülkede Meclis kurma çalışmaları devam ediyor. Uluslararası etkilerini de artırmak hedefleri arasında çünkü bu örgütlenme sadece kadınlarla ilgili mücadele yürütecek bir örgütlenme değil, dünya çapında eşitliği ve özgürlüğü talep eden yaklaşıma sahip bir örgütlenme modeli.
16 Mayıs’ta 750 üye katılımı ile gerçekleştirdikleri Türkiye Kadın Meclisi toplantısında, tüm hukuksuzluklar karşısında, kadınlar ve LGBTİQ+ larla birlikte, toplumda kim hakkını arıyorsa “Asla Yalnız Yürümeyeceksin” demek için, “Anayasayı, Yasayı, Sözleşme’yi Uygula” sloganını sahiplenip, bu slogana dayalı mücadeleyi hayata geçirme kararı almışlar.
Örgütlendikleri her yerde eş zamanlı eylemler planlanıyor.
Her ne kadar yeterli değilse de mevcut Anayasa dahi uygulanmayıp ihlal edildiği için Anayasa kitapçığını ellerinden düşürmeyecekler,
Hukuksuz genelgelere karşı, var olan tüm hukuki yolları kullanacaklar,
Temel hakları ihlal edilen toplumun bütün kesimlerinin mücadelesinde yol arkadaşlığı yapmaya talipler,
Yaşanan hukuksuzlukları ve mücadelelerini uluslararası kamuoyuyla paylaşmak için içerikler üretecekler.
Hukuksuzluğa karşı mücadele eden bütün toplumsal kesimlerle buluşabilmek ve bütünlüklü olarak karşı durabilmek için yöntemler geliştireceklerini ve bu konuda her türlü öneriye hazır olduklarını da ifade ediyorlar.
Sözün özü iddiaları büyük ve “Anayasayı, yasayı, sözleşmeyi uygula” diyerek saldırıları geri püskürteceklerine inanıyorlar.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun, kadın cinayetleri konusu hala en büyük sorun iken, alan genişletmekten çekinmiyor olmaları, biriktirdikleri deneyimleri yanında bu deneyimin gelecek kuşaklara iletilmesini sağlayacak genç gönüllü potansiyeline olan güvene bağlanabilir.
Önümüzdeki süreçte kadın cinayetleri ve şiddet yanında tüm eşitsizlikler ve baskılarla mücadelede ülke çapında örgütlü bir kadın mücadelesine tanıklık edeceğiz gibi görünüyor ve bu da umutları yeşertiyor.
MHP ile DEM Parti düşman çatlatmaya devam ediyor. Kötü anlamda söylemiyorum. Kürt işleri özellikle Suriye’de…
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in yeni yönetim döneminde Türkiye'ye ilk ziyareti Suriye'de Esad…
Donald Trump’ın “Türkiye Suriye’ye çöktü” ifadesini Türk medyasındaki haberlerin pek çoğunda bulmanız mümkün değil. Trump’ın…
Asgari ücret yine gündemimizde. Bu kez temel tartışma konusu asgari ücret ve enflasyon ilişkisi. Asgari…
Suriye’de gelişmeler baş döndürücü bir hız kazandı. Beşar Esad’ın 7 Aralık akşamı Moskova’ya kaçmasından yalnızca…
CHP’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendi dönemindeki Suriye politikası nedeniyle yeniden gündemde. Cumhurbaşkanı Tayyip…