Roller tersine döndü. Yakın zamana dek Erdoğan siyaseten her zorluk yaşadığında “haydi seçime” diyen, “haydi halk oylamasına” diyen taraftı. 2019 yerel seçimlerine dek kazanıyordu da. Ama şimdi adeta muhalefet “erken seçim” diye kovalıyor, Erdoğan kaçıyor.
Sadece CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu değil, İYİ Parti lideri Meral Akşener de “hemen sandık” diyor. Kapatılması için yeniden dava açılan HDP’den Gelecek Partisine dek muhalefet “erken seçim” istiyor, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da müttefiki MHP lideri Devlet Bahçeli de “işinize bakın, seçime gitmiyoruz” havalarında.
“Erken seçime gidersek iktidar değişecek” güveniyle konuşuyordu Kemal Kılıçdaroğlu, bu sabah (9 Haziran) Fox TV’de İsmail Küçükkaya’nın canlı yayınında. Erdoğan’ın kendine o kadar güveniyorsa neden ‘seçime gidelim de muhalefet alsın boyunun ölçüsünü’ diyemediğini soruyordu.
Oysa Erdoğan idi şimdiye kadar muhalefeti seçimle korkutan.
Şimdi Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ı erken seçim ile korkutuyor.
Erdoğan savunma konumunda.
Organize suç örgütü lideri Sedat Peker, “Tayyip abi” hitabıyla Erdoğan’ın parti yöneticileri, bakanları hakkında feci iddialarda bulunuyor. Erdoğan çareyi sessizlikte arıyor. Kontrolü altındaki medyanın ses çıkarmamasına güveniyor. Yargı soruşturma açmıyor. Peker AK Parti MYK üyesi, Erdoğan’ın Rize, Güneysu’lu hemşerisi Metin Külünk’e çantalar dolusu para verdiğini söylüyor. TBMM Başkanı İçişlerine yazı yazıp bilgi istiyor. Çıt yok. Ama öte yandan TBMM’de araştırma, soruşturma açmak da mümkün değil. AK Parti ve MHP oylarıyla reddediliyor.
“İçişleri Bakanının elinde Erdoğan, yakın çevresi ve ailesini zora sokacak çok bilgi var” iddiasındaki Kılıçdaroğlu “Cumhur İttifakının üçüncü ortağı mafya” diyor. Siyasette, ekonomide kirlilik iddiaları had safhada, soruşturulamıyor, bir şekilde ucu siyasete dayanıyor. Kayırmacılık, cezasızlık had safhada. Önceki Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan üzerindeki yolsuzluk iddiaları soruşturulmadan gitti, Meclis’te AK Parti ve MHP oylarıyla -şimdilik- aklandı. İki, üç, dört yerden maaş alan, Boğaz partileriyle övünen AK Elitler ile işsizlik ve hayat pahalılığı tablosu birbiriyle çelişiyor. Bunlar toplumda birikim yapıyor; Erdoğan’ın kontrolündeki havuz medyası bahsetmese de sosyal medya çalkalanıyor.
Zaten asıl neden ekonomi.
Cari açığı turizm yatırımlarıyla kapatma planı suya düştü. Bunun başlıca nedeni, kovit salgınıyla yanlış mücadele oldu. Üstüne Erdoğan’ın ABD Başkanı Joe Biden ile arayı düzeltmek için attığı adımların Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e ters gelmesi eklenince Alman ve İngiliz turistten sonra Rus turist de gelmedi. Erdoğan, muhalefetin “128 milyar dolar nerede?” sorusuna kızıyor ama ne Merkez’de ne kamu bankalarında yeni bir döviz şokunu karşılayacak kaynak kalmadığı için, örneğin Biden’ın 24 Nisan’ı Ermeni Soykırımı Anma Günü ilanına karşılık veremedi Erdoğan.
Bunların erken seçim ile ne ilgisi mi var?
Şu ilgisi var ki, Erdoğan’ın seçim ekonomisine, bol keseden seçim vaatlerine ayıracağı kaynak sıkıntısı içinde. Zaten muhalefetin zorlamasıyla asgari ücretten patates-soğan alımına, emekli bayram ikramiyelerinde artışa dek planlananın ötesinde kaynak harcaması yapıldı. Akaryakıta, enerjiye, alkollü içki ve sigaraya yapılan vergi zamları bunları bir ölçüde karşılasa da yenilerine kaynak azalıyor.
2019 yerel seçimleri öncesinde, özellikle İstanbul, Ankara, Adana, Antalya gibi büyük şehirlerde belediyeler hoş tutuyordu AK Parti oy tabanını. Belediyeler AK Partideyken, muhalefet büyük şehirlerin yoksul mahallelerine erişemiyordu bile. Oralara devlet kesesinden, belediyelerin kesesinden, yani vergi verenlerin kesesinden yapılan yardımlar AK Parti hesabına yazılıyordu, öyle var sayılıyordu. Şimdi bu da yok. CHP’li İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın beğenilen siyasetçi sıralamasında Erdoğan’ı geçmeye başlaması boşuna değil.
Geriye şimdiye dek dünyada görülmemiş imkânlar sağlanan inşaat müteahhitlerine müracaat edip, seçim desteğine zorlamak kalıyor. (Türkiye kamu ihalelerinin aynı isimlere gitmesinde dünya birincisi maalesef). Ya da şu anda göremediğimiz başka iç ve dış kaynaklar.
Marmara Denizinin pislikten patlamasına rağmen ve kaynak sıkıntısına rağmen Kanal İstanbul ısrarı buna mı bağlıdır acaba? Planlama aşamasında ikisi de Erdoğan hükümetinde olan Deva Partisi lideri Ali babacan ve Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, gayrimenkul ilanları Arap kanallarında çıkan Kanal İstanbul’u acaba niye “rant projesi” olarak adlandırıyor? Bir yandan dünyanın en büyük çevre projesi olan Paris İklim anlaşmasını onaylamayan dünyadaki yedi ülkeden biri kalacaksınız, kirli sanayiye çıkar için göz yumacaksınız, sonra Çevre Bakanı Murat Kurum, kendisini parlatma amaçlı televizyon programlarında yüzeyi süpürüp deniz salyasını temizleme cin fikrinden söz edecek. Sanki cari açığı kapatması hâl3a umulan yabancı turist deniz salyasını görmüyor.
Manzara bu olduktan sonra muhalefet neden erken seçim istemesin?
Manzara bul olduktan sonra Erdoğan nasıl erken seçim denince kaçamak oynamasın? Siz Erdoğan’ın yerinde olsanız kaçmaz mısınız erken seçimden?
Ama unutmamamız gereken bir şey var: 2002’den bu yana Türkiye’de bütün erken seçim, seçim tekrarı ve halk oylaması için sandık başına gidiş hep MHP lideri Bahçeli’nin çıkışıyla olmuştur.
AK Parti ile ittifaktan MHP’nin payına düşen yük, MHP’nin ittifaktan çıkarı ile sınırlıdır. Ayasofya’da Erdoğan’ın Güneysu’lu hemşerisi imam Mustafa Demirkan’ın Atatürk’e hakareti ardından, engellenmezse Marmara’dan Ege’ye, Karadeniz’e taşmaya başlayan deniz salyası konusu da Bahçeli tarafından eleştiri konusu yapıldı.
Bahçeli’nin siyasi taktisyenliğini, MHP’yi her daim suyun yüzeyinde tutabilme kabiliyetini hafife alan yanılır. Erdoğan alırsa, o da yanılır.
Üç MHP milletvekilinin istifası haberi 20 Kasım akşam saatlerinde siyaset kulisine bomba gibi düştü. Beklenen…
Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Çayırhan Termik Santrali’nde yaklaşık 500 madenci özelleştirme kararına karşı kendilerini maden…
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın üç MHP milletvekilinin istifasının istendiğini, istifa…
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın beraberindeki heyet ile birlikte CHP Genel Merkezi'ne gitti,…
Almanya, Fransa, İtalya, İspanya ve İngiltere dışişleri bakanları Polonya Dışişleri Bakanının ev sahipliğinde 19 Kasım’da…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in yeni bir nükleer doktrin imzalamasıyla ilgili…