Avrupa Komisyonu üyeleri, 14 Temmuz’da “Fit for 55 (55’e Uyum)” teklif paketinin ilk bölümünü yayımladı. Bu öneriler seti, AB’nin iklim, enerji, arazi kullanımı, ulaşım, binalar ve vergilerle ilgili politikalarını, sera gazı emisyonlarını 1990 seviyelerine kıyasla 2030 yılına kadar %55 azaltma hedefine hazırlamayı amaçlıyor. Önümüzdeki on yılda bu emisyon azaltımlarına ulaşmak, Avrupa’nın 2050 yılına kadar dünyanın iklim açısından nötr ilk kıtası olması ve Avrupa Yeşil Mutabakatı’nı gerçeğe dönüştürmesi için çok önemli.
Kapsamlı ve birbirine bağlı bir dizi teklif
“Fit for 55” paketi, karbon emisyon ticaretinin yeni sektörlere uygulanması ve mevcut AB Karbon Emisyon Ticareti Sistemi’nin sıkılaştırılması; yenilenebilir enerji kullanımının artması; daha fazla enerji verimliliği; düşük emisyonlu ulaşım modellerinin ve bunları destekleyecek altyapı ve yakıtların daha hızlı kullanıma sunulması; karbon emisyonunu azaltmak için önlemler; doğal karbon yutaklarını korumak (ormanlar başta olmak üzere) ve büyütmek gibi hedefleri içeriyor.
AB Komisyonu, üye devletlerin, atmosferdeki karbonun kaldırılması sorumluluğunu da paylaşması için, doğal yutaklar yoluyla, 2030 yılına kadar 310 milyon ton CO₂ emisyonuna eşdeğer karbon giderimi için genel bir AB hedefi belirlemiş durumda.
Devletlerin bu hedefe ulaşmak için karbon yutaklarını önemsemesi ve genişletmesini istiyor. AB, 2035 yılına kadar, arazi kullanımı, ormancılık ve tarım sektörlerinde iklim nötrlüğüne ulaşmayı da hedefliyor. AB Orman Stratejisi, AB ormanlarının kalitesini, miktarını ve dayanıklılığını iyileştirmeyi amaçlıyor. Ormancıları ve ormana dayalı biyoekonomiyi desteklerken, 2030 yılına kadar Avrupa’da üç milyar ağaç dikmeyi planlıyor.
Bir önemli gündem de karayolu taşımacılığında artan emisyonlarla mücadele etmek. Otomobiller ve kamyonetler için daha güçlü CO₂ emisyon standartları, yeni otomobillerin emisyonlarının düşmesini sağlayarak sıfır emisyonlu ulaşıma geçişi hızlandırmak. Sonuç olarak, 2035 itibariyle kayıtlı tüm yeni arabaların sıfır emisyonlu olması. Sürücülerin araçlarını Avrupa çapında güvenilir bir ağ üzerinden şarj edebilmelerini sağlamak için şarj kapasitesinin genişletilmesi.
Sosyal açıdan adil bir geçiş
Paketin bir önerisi de, enerji yoksulluğuyla mücadele için Sosyal İklim Fonu oluşturmaya yönelik bir yönetmelik getirilmesi.
Vatandaşların enerji verimliliği, yeni ısıtma ve soğutma sistemleri ve daha temiz ulaşım yatırımlarını finanse etmelerine yardımcı olmak için Üye Devletlere özel fon sağlamanın önerilmiş olması.
Bu amaca hizmet edecek Sosyal İklim Fonu, AB bütçesinden finanse edilecek. Bu fon, 2025-2032 dönemi için Üye Devletlere 72,2 milyar avro finansman sağlayacak. Fon, sosyal olarak adil bir geçiş için 144,4 milyar avroyu harekete geçirecek.
Avrupa Komisyonu yeni hedefler açıklarken bizde de bir gelişme yaşandı.
Bizde Yeşil Mutabakat Eylem Planı
AB tebliğinin açıklanmasından iki gün sonra, 16 Temmuz 2021 günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin Yeşil Mutabakat Eylem Planı ile ilgili bir genelge yayınladı.
Bu genelgede, ticaretinin yarısına yakınını AB ile gerçekleştiren ülkemizin, ticaret ve sanayi başta olmak üzere ilgili tüm alanlardaki politikalarına AB’nin atacağı adımları yakından takip ederek yön vermesinin bir gereklilik olduğu ve hazırlanan “Yeşil Mutabakat Eylem Planı” ile ülkemizin sürdürülebilir, “kaynaketkin” ve yeşil bir ekonomiye geçişinin amaçlandığı yazıyordu.
Açıklanan eylem planının dokuz hedefi şunlar:
-Sınırda karbon düzenlemeleri
-Yeşil ve döngüsel bir ekonomi,
-Yeşil finansman,
-Temiz ekonomik ve güvenli enerji arzı,
-Sürdürülebilir tarım,
-Sürdürülebilir akıllı ulaşım,
-İklim değişikliği ile mücadele,
-Diplomasi,
-Bilgilendirme ve bilinçlendirme faaliyetleri.
Açıklanan pek çok eylem planı gibi rafta kalacağı şüphesi ile karşılanan eylem planındaki bir açıklama dikkatimi çekti. Bu açıklamada ülkemizin AB’ye ileri bir bütünleşme sağladığı; ihtiyaç duyulan finansman imkânlarına erişiminin sağlanmasına yönelik girişimler yürütülmesinin önemi; bu doğrultuda, “aday ülkelerin yeşil dönüşümünün teşvik edilmesi” ihtiyacının AB nezdinde gündeme getirileceği yazıyordu.
AB ile “göç konusu” dışında uzlaştığımız tek konu yokken ve “bütünleşemediğimiz”ortada iken, AB’nin sosyal iklim fonundan yararlanma niyetimizi açıkça belli etmiş durumdayız.
Paris Anlaşması’nı imzalama konusunda yakın zamanlı bir niyet ortaya konulmadığı halde, böylesi bir zamanlama ile açıklanan eylem planı AB’ye ne kadar samimi gelecek göreceğiz.
Eylem planı içerisinde hala Paris Anlaşması’nın imzalanması konusunda kararlılık olmadığını ise: “Madde 7.1.3. Paris Anlaşması’na yönelik ülkemiz pozisyonunun, ülkemizin uluslararası finansman ihtiyacı da dikkate alınarak çok boyutlu bir şekilde değerlendirilmesi”cümlesiyle görüyoruz.
Eritre, İran, Irak, Libya ve Yemen ile birlikte Paris İklim Anlaşması’nı imzalamayan 6 ülke arasında olan ülkemizde, açıklanan her eylem planı rafta kalacağı şüphesi ile karşılanacaktır.
Kaldı ki eylem planının kıyılarımız, ormanlarımız, göl ve sulak alanlarımız, tarım stratejileri konusundaki vaaterinin mürekkebi kurumadan, 28 Temmuz’da çıkarılan “Kültür ve turizm gelişme bölgeleri dışında kalsa bile” orman arazilerinin “kamu yararı” kapsamına alınarak turizm yatırımcılarına açılabileceğine dair kanun ve orman yangınlarını söndürmedeki yetersizlik şüpheleri artırıyor.