MHP lideri Devlet Bahçeli seçim barajının yüzde 10’dan yüzde 7’ye indirilmesi konusunda AK Parti lideri ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a destek açıklayınca yeni, bir seçim yasası zeminine girmiş olduk. Bahçeli’nin açıklamasını okuyunca aklıma ilk gelen soru şu oldu: Bahçeli MHP’nin oyunu yüzde 10’u geçeceğinden emin olsa bu indirimi kabul eder miydi? Kendime verdiğim yanıt “hayır” oldu. Bahçeli yüzde 10 konusunda zora düşünce seçim barajı yüzde 7’ye iniyor. Başka bir deyişle Cumhur İttifakı zora düşünce seçim barajı indiriliyor. Seçim yasasında değişiklik yakın görünüyor.
Yoksa MHP ve Bahçeli yıllarca 12 Eylül askeri rejimi altında hazırlanan 1982 Anayasasınca getirilen yüzde 10 barajının at hararetli savunucusu olmuştu. “Temsilde adalet, yönetimde istikrar” gerekçesiyle getirilen yüzde 10 barajının, askerlerin İslamcı ve Kürtçü seçmene hitap eden partilerin TBMM’ye girmesini engellemek hesabı olduğu biliniyordu. Refah Partisi 1995 seçimlerinde, HDP de 2015 seçimlerinde yüzde 10 barajını aşarak Meclis’e girdi ve o tabuyu yıkmıştı. Arada AK Parti’yi tek başına iktidara getiren 2002 seçimleri var ki, Bahçeli o seçimler öncesi ANAP lideri Mesut Yılmaz’ın barajı yüzde 7’ye indirme önerisini kabul etseydi, muhtemelen DSP lideri Bülent Ecevit de kabul edecek, diğer liderler muhtemelen yüzde 7’ye indirilmiş barajın da altında kalırken Bahçeli TBMM’ye girebilecekti; MHP yüzde 8,3 oy almıştı.
Dolayısıyla yıllardır siyasi tabu sayılan yüzde 10 barajını yüzde 7’ye düşürme fikrinin birinci gerekçesi, MHP’nin, dolayısıyla da Cumhur İttifakının kendisini güvenceye alma kaygısı.
İkinci gerekçe, barajı yüzde 7’ye indirerek CHP ve İYİ Parti’nin çekirdeğini oluşturduğu Millet İttifakının dengesini bozmak.
Bunu birkaç başlıkta ele alabiliriz.
Birincisi, barajı Yüzde 7’ye indirmek, aslında İYİ Parti’nin de CHP ile ittifaka girmeden seçime katılması imkânını artırıyor. Bahçeli’den çok Erdoğan’ı, AK Parti’yi umutlandıran bir hesap bu. Son günlerde siyasi kulislerde Meral Akşener’in bazı sağ partilerle ayrı bir ittifak için görüşmeler yaptığı söylentileri, aritmetik gerçekler karşısında geçerlilik taşımasa da kasti olarak yaygınlaştırılıyor.
Bu MHP için de geçerli.
2023 Haziran’ında yapılması gereken seçimlerin, en azından ilk turuna her parti kendi listesi altında girecek olursa, MHP’nin yüzde 10’un altında ve Meclis dışında kalma ihtimali var. Bu ikinci turda Cumhur İttifakının, dolayısıyla -eğer ilk turda seçilemezse- Erdoğan’ın yeniden Cumhurbaşkanı olmasını da zora düşürür. Oysa Erdoğan’ın bütün stratejisini ilk turda kazanmak, ikinci turda muhalefetin karşısında birleşmesine imkân vermemek üzerine kuruyor. Dolayısıyla Erdoğan ve Bahçeli farklı nedenlerden de olsa birbirlerine bağımlılıklarını sürdürüyor.
Erdoğan ve Bahçeli’nin 26 Ağustos’ta Malazgirt’te verdikleri fotoğrafı analiz ederken, yakında Bahçeli’nin daha çok işine gelecek bir siyasi uzlaşma duyabileceğimiz tahmininde bulunmuştum. Fazla gecikmedi.
Bahçeli, aslında HDP’nin de işine gelen barajı yüzde 7’ye indirme konusuna, MHP’yi Meclis’te (ve dolayısıyla Cumhur İttifakında) fiili iktidar ortağı tutabilmek adına istekli görünüyor.
Ama o arada Erdoğan, Bahçeli’yi ters köşeye düşürebilecek bir manevra da yaptı doğrusu. 29 Ağustos’ta Bosna-Karadağ seyahatinden dönerken şunları söyledi: “Şu anda belirgin hale gelen aslında (yüzde) 7 ama bu konuda Cumhur İttifakı olarak MHP’li arkadaşlarımızın nihai kararını bizim arkadaşlarımız henüz almış değiller. (…) Bunun altında bir şey olur mu, olmaz mı, henüz önümüze gelmiş değil. Öyle bir şey olursa o da tabii konuşulabilir.”
Böylelikle Erdoğan, barajın yüzde 7’nin de altında olması halinde bunun MHP’nin talebi olacağını söylemiş oluyordu.
Bunun üzerine Muharrem Sarıkaya’nın 31 Ağustos’ta Habertürk’te yayınladığı “yüzde 5’te anlaşıyorlar” kulis haberi, MHP cephesini karıştırmışa benziyor. Çünkü bu bir yandan MHP’nin yüzde 7’ye de kuşkuyla baktığı gibi bir algı doğuracak, hem de Deva, Gelecek, Saadet ve Büyük Birlik Partilerini de rahatlatacaktı.
İşte Bahçeli bu yüzden yüzde 7’ye rıza gösterme açıklamasında “Yüzde 5 mi, yüzde 7 mi olsun tartışmaları lüzumsuz emek ziyanıdır” diyor.
Barajı yüzde 7’ye indirecek bir seçim yasası değişikliğinin, seçim bölgelerinin AK Parti ve MHP sandalyelerini artıracak, özellikle HDP sandalyelerini azaltacak şekilde düzenlenmesini de içermesi beklenebilir. Ancak Erdoğan seçime yeni yasayla gitmek istiyorsa, bu yıl içinde, hatta 2022’nin ilk yarısında bir erken seçim beklememek gerekiyor.
Balıkesir'de Karesi ilçesinde patlayıcı üretilen fabrikada patlama ve çökme meydana geldi. Yetkililerden gelen ilk açıklamlara…
Baştan söyleyeyim: Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ona bu Cuma namazını Emevî Camiinde kıldırma yarışındaki meslektaşlarımızı hayal…
Orta Doğu, güvenlik, ekonomik, kültürel, tarihi ve insanlık ilişkilerimiz açılarından dış politikamızın yaşamsal alanlarından birini…
Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında önemli gündem maddeleriyle toplanıyor. Kabine gündeminde Suriye'deki son…
Geçen hafta sonu gazeteci Nevşin Mengü aleyhine bir mülakatı nedeniyle soruşturma açıldı; gözaltına alındı, adli…
Şam Ravda Meydanı, 15 Aralık 2024, Türkiye’nin Şam Büyükelçiline 12 yıl aradan sonra, ay yıldızlı…