87 yaşındaki Gorbaçov, Amerika Birleşik Devletleri’nin 41. Başkanı Bush’un 94 yaşında hayatını kaybetmesinin ardından yaptığı konuşmada: “Anılarımın çoğu onunla bağlantılı. Büyük değişimlerle geçen yıllarda birlikte çalıştık. Herkesin büyük sorumluluk taşıdığı dramatik bir zamandı. Sonuç Soğuk Savaş’ın ve nükleer silahlanma yarışının sonu oldu. George Bush’un bu tarihi başarıya yaptığı katkıyı saygıyla anıyorum. O gerçek bir ortaktı” demişti.
Bush, 1991’de Sovyetler Birliği çökmeden önce Gorbaçov ile görüşmüş ve onunla her iki ülkenin nükleer cephaneliğini önemli ölçüde azaltan bir silah kontrol anlaşması imzalamıştı.
Yeniden Nükleer Savaş Tehdidi
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov’un, “Ülke varlığına tehdit olursa” Rusya’nın nükleere başvurulabileceğini söylemesiyle, nükleer savaş tehdidi, soğuk savaş döneminin bitmesi sonrası belki de ilk kez bu kadar ciddi boyutta dünyanın gündemine girdi ve 24 Mart’taki NATO Olağanüstü Toplantısı’nda da görüşülen konular arasında yerini aldı.
Toplantı sonrası yapılan açıklamada: Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın Ukrayna’nın biyolojik silah programıyla ilgili iddialarının asılsız ve saçma olduğu; Rusya’nın, Ukrayna’yı işgalini haklı çıkarmak için sahte bahaneler icat ettiği; NATO’nun, dünyanın görmesi için Rusya’nın dezenformasyonunu ve yalanlarını haykırmaya devam edeceği, belirtildi.
“Rusya’nın herhangi bir kimyasal veya biyolojik silah kullanması, uluslararası hukukun ihlali ve savaş suçu olacaktır ve ciddi sonuçlara yol açacaktır. Müttefikler, siber güvenlik, kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer saldırılar da dahil olmak üzere Ukrayna’ya desteği artırma konusunda anlaştılar. Ayrıca kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer tehditlere karşı hazırlığımızı artıracağız. Madrid’de bir araya geldiğimizde daha fazla karar alacağız” denildi.
Yeni tehditlere karşı Stratejik Konsept
2021 yılında gerçekleştirilen Brüksel Zirvesi’nde, NATO Üyesi Ülke Liderleri, Rusya’nın uluslararası hukuk ve yükümlülüklerine uyum gösterene kadar olağan duruma dönüşün mümkün olamayacağını belirtmişler ve Haziran 2022’de Madrid’te gerçekleşecek zirvede yeni bir Stratejik Konsept geliştirme kararı almışlardı.
NATO Üyeleri zaman zaman, küresel güvenlik ortamındaki değişiklikleri hesaba katarak, İttifak’ın temel görevlerini yerine getirmek için stratejik planlarını yeniliyorlar. Görünen o ki Madrid’te hazırlanacak olan yeni strateji planında tehditlere karşı alınacak önlemler yeniden artarak NATO’nun savunma planları içerisinde yerini alacak.
1990’ların ortalarında elde edilen kazanımlar sonrası Amerika Birleşik Devletleri zaman içinde tek taraflı olarak stratejik olmayan nükleer kuvvetlerini azaltmışsa da, Rusya’nın taahhütlerini tam olarak yerine getirip getirmediği konusunda tartışmalar hep vardı.
2021’deki Brüksel Zirvesi’nde, NATO Liderleri, Rusya’nın son zamanlardaki saldırgan eylemleri ve askeri birikimi göz önüne alındığında, nükleer tehditlerin ortadan kalkmadığını kabul etmişlerdi. NATO, silahların kontrolü, silahsızlanma ve nükleer silahların yayılmasını önleme konusunda kararlılığını devam ettirmesine rağmen, dünyada bu silahlar var olduğu sürece nükleer bir ittifak olarak kalmaya devam edeceğini ilan etmişti.
“Nükleer bir ittifak” olarak NATO
NATO Nükleer Politika Direktörü Jessica Cox 2021 yılında verdiği bir mülakatta, NATO’nun hala nükleer silahları oluşunun gerekçesini şu sözlerle açıklamıştı:
“Hala bu silahlarımız var çünkü nükleer caydırıcılık gerekli ve etkili olmaya devam ediyor. Rusya, Çin, Kuzey Kore ve diğerlerinin bu silahlara sahip olduğu ancak NATO’nun sahip olmadığı bir dünya daha güvenli bir dünya değildir.”
Cox, NATO’nun nükleer caydırıcılık için çabaladığını, bu ülkelerin yarattığı silahlanma yarışına engel olmak amacı taşıdığını belirtmişti.
NATO silahlanma yarışı istemiyordu ve bu nedenle nükleer duruşunu mümkün olan en düşük kuvvet seviyesinde koruyordu. Soğuk Savaş’tan bu yana nükleer silah stoku tek taraflı olarak yüzde 90 civarında azaltılmıştı.
Son yıllarda Rusya’nın, NATO Müttefiklerine karşı nükleeri tehdit olarak kullanmasını, hipersonik füze sistemleri ve seyir füzeleri gibi bir dizi yeni nükleer silah türü geliştiriyor olmasını; Çin’in nükleer gücünü daha çeşitli ve sofistike hale getirmek için büyük yatırımlar yapmasını; Kuzey Kore’nin ve İran’ın nükleer genişlemeye devam etmesini tehlikeli bulduklarını ve müttefiklerin hem Rusya’yı hem de Çin’i küresel olarak stratejik istikrara katkıda bulunan yeni silah kontrol anlaşmalarına katılmaya çağırdığını da sözlerine eklemişti.
Sığınaklar Yeniden
Ukrayna’da Rusya’nın saldırılarından korunmak için Ruslardan kalan sığınaklarda verilen yaşam mücadelesi sonrası, soğuk savaşın bitimiyle rafa kaldırılan korumalı sığınakların yeniden NATO’nun gündemine geleceğini düşünüyorum.
Soğuk Savaş sırasında, birçok ülke, üst düzey hükümet yetkilileri ve önemli askeri tesisler için serpinti sığınakları inşa etti. Bununla birlikte, yer seviyesinin altında sağlam bodrumlara sahip mevcut binaları geçici serpinti sığınakları olarak kullanmak için planlar yapıldı.
Eski Sovyetler Birliği ve diğer Doğu Bloku ülkeleri, yeraltı toplu taşıma ve metro tünellerini, bir saldırı durumunda bomba ve serpinti sığınağı olarak hizmet edecek şekilde tasarladılar. Ülkemizde de bir dönem sadece NATO projeleri yapan müşavirlik firmaları vardı. NATO’nun sağladığı maddi destek ile serpintilere karşı korumalı tesisler inşa edildi. Nükleer savaş riskinin kalkması sonrası bu projelere destek de büyük çoğunlukla kalktı ve bu binalar için gereken özellikli sistemleri tasarlayan firmalar ya kapandı ya da farklı alanlara yöneldi.
Nükleer, Biyolojik ve Kimyasal serpintilere karşı korumalı (NBC Korumalı) yapıların üstü toprak örtülüdür ve fiziki korumaya ilave olarak serpintilere karşı koruma sağlanır. Bu tür korumaya sahip bir binanın farklı çalışma şekillerini sağlayacak tesisat ve teçhizat ile donatılması gerekmektedir. Ciddi maliyetleri olan bu sistemlerin yeniden NATO gündemine alınması ülkelerin güvenlik maliyetlerinin artmasına neden olacaktır.
İnsanoğlu, bir yandan karşısında konumlandırdıklarını yok etme amaçlı teknolojileri üretirken, diğer yandan korunmaya yönelik sistemleri inşa etmek durumunda kalıyor. Bütün bu mühendislik çözümleri birbirinin etkisini yok etmeye odaklı. Halbuki bu olanaklar herkes için daha iyi bir dünya yaratmak için yönlendirilebilir. Barışçıl liderlere bugün dünden daha fazla ihtiyaç varken ne yazık ki insanlık tarihinde bir utanç dönemi daha kayda geçiyor.