AK Parti ve MHP’nin değiştirdiği seçim yasası siyasette taşları yerinden oynattı, hesapları değiştirdi ama muhalefet partileri kendilerini yeni koşullara karşı kendi hamlelerini yapmaya başladı.
Özellikle seçim barajının yüzde 7’ye düşürülmesi muhalefet cephesinde yeni oluşumları gündeme getiriyor.
Bu durum sadece 6’lı muhalefet koalisyonunun son toplantısında seçim yasasındaki değişiklikler karşısında çalışma grubu kurma kararıyla sınırlı değil.
Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu’nun yeni bir üçlü ittifak çıkışı bunun en somut örneği. Karamollaoğlu, Karar TV’de yaptığı açıklamaya göre, tek tek yüzde 7’ye ulaşma ihtimali zayıf olan üç muhalefet partisi birlikte yüzde 7’yi yakalayabilir, Meclis’e böylece girme hesapları yapabilirdi. Hükümet cephesinden 6’lı ittifakın dağılacağı söylentilerinin yayılması karşısında da öğleden sonra önerisinin “altılı masayla ilgili farklı bir fikir gündeme getirmediğini” söyledi. “İttifak içinde ittifaklar “olabilirdi.
Karamollaoğlu, CHP, İYİ Parti ve Demokrat Parti’nin Millet İttifakı oluşturduğu gibi Saadet, Gelecek ve DEVA partilerinin ayrı bir ittifakla birleşip yüzde 7 üzerine yapılan hesapları tersine çevirebileceğini söylüyordu.
HDP’nin anahtar parti hesapları
Karamollaoğlu’nun hesapları tutarsa hem Saadet, Gelecek, Deva gibi muhafazakâr partilerinin seçmeni içinde CHP’nin Altı Okuna mühür vurmuş olmaktan çekinenler sandık başına çekilebilecek hem de kendi liderlerinin ortak adayına Cumhurbaşkanlığı seçiminde oy verebilecekler.
HDP’nin hesapları ise çok daha farklı.
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar’ın dün gece Halk TV’de söyledikleri, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda -HDP o zamana dek kapatılırsa da başka çatı altında- kendi adaylarını çıkartma eğiliminde olduğunu gösterdi. Sancar, eğer bu süreçte 6’lı koalisyon kendileriyle görüşmek isterse ilk turda ortak adayı destekleme seçeneklerini de açık tutuyor. Bu olmaz ve ayrıca 6’lı koalisyon HDP seçmeninin kabul etmeyeceği bir adayla çıkarsa, o zaman “İkinci tura bakacağız” diyordu Sancar; “Hedefimiz yüzde 15. Kibir yapmıyoruz ama anahtar parti olduğumuzun farkındayız.”
HDP’nin tutumunu “kendileriyle yapılacak tartışmalar” belirleyecekti. Burada AK Parti’den gelebilecek yaklaşıma kapının kapatılmadığı -açıkça söylenmese de- görülebiliyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı desteklemeyecekti HDP ama 6’lı masa “Erdoğan zihniyetinde bir adayla çıkarsa” şimdiden destek istenemezde kendilerinden.
İktidarın hesapları
Bu arada ilginç olan hem AK Parti hem de MHP’den yeni hamleler gelmesiydi.
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “mahallenin uşakları MHP’ye” çağrısıyla daha önce MHP’den ayrılmış olanlarla oy tabanını güçlendirme hesapları yaptığı anlaşılıyordu.
AK Parti lideri şapkası da olan Erdoğan’ın BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’ye makamında yaptığı ziyaret tam da bu sözlerin üstüne denk geldi. BBP uzun yıllar önce MHP bünyesinden kopan ülkücülerce kurulmuş bir parti. Şu sırada tutup MHP ile BBP’nin ayrı bir ittifak kuracağı spekülasyonu yapmanın alemi yok belki ama bir hareketlenme olduğu da görülüyor. Erdoğan belki bu yolla BBP’yi Meclis’e girmek için, diyelim Saadet Partisiyle aynı safa geçmesini engellemeye çalışıyor. Ama Erdoğan BBP’yi resmen Cumhur İttifakına almak isterse bunun Bahçeli’nin onayını gerektirdiği de açık. Belki de Milli Gazete’de ortaya atılan, Erdoğan’ın kabinede iki bakanlığı MHP’li isimlere vererek fiili koalisyon ortağı yapacağı iddiası da bu ihtimalden kaynaklanıyordur.
Seçim hesapları hamle ve karşı hamlelerle giderek daha karmaşık hal alıyor.