Merkez Bankası; “İhracat bedellerinin yurda getirilmesine ilişkin husus ve esasları düzenleyen” genelgenin Ek.1 maddesinde Hazine ve Maliye Bakanlığının: 31.12.2021 tarihli talimatı üzerine 3 Ocak 2022’den itibaren yüzde 25; 15.04.2022 tarihli talimatı üzerine 18 Nisan 2022 tarihinden itibaren yüzde 40 oranında ihracat dövizlerini bankanın belirlediği kurdan yine bankaya satma zorunluğu getirdi. Durum karşısında ihracatının yaklaşık yüzde 70’i ithalata dayalı olan iş dünyası, ekonomi yönetimine güvensiz olmasının ötesinde bu aralar oldukça kızgınlık ve şaşkınlık içinde. Ekonomi kulislerinde bunun hangi mantık ve yetkiyle yapıldığı soruları çoğalıyor.
İhracat dövizinin yüzde 25’ini satma zorunluğu ilk getirildiğinde itiraz etmeyerek durumu kabullenmiş gibi görünen iş dünyası; bu oranın yüzde 40’a çıkarılmasından oldukça rahatsız olmuş durumda. Bu karardan dönülmesi için Ankara’da resmi kapıları aşındıran, Hazine ve Maliye Bakanlığına ve diğer ilgililere dil döken iş dünyası, ihracat dövizini satarken ve en azından ithalat için döviz alırken zarar görmelerini önleyecek bir ara yol bulma derdinde.
İhracatçıların Merkez Bankasına satmak zorunda kaldığı dövizi, satarken kullanılan kur üzerinden geri almasını sağlayan bir formül yönetimin evet diyebileceği konuşulmakta. Öyle olursa ihracatçı; sattığı dövizi, sattığıyla aynı kurdan geriye satın alabilecek. Yani Kur Korumalı Mevduata benzer bir şey olacak.
SWAP anlaşmaları da öyle yapılıyor: Merkez bankaları birbirlerine karşılıklı olarak bir miktar TL ve döviz ödünç veriyorlar; daha sonra aynı miktarlar geri veriliyor.
Yani özünde Merkez Bankası ihracatçıları SWAP yapmaya zorluyor.
Fakat Bakanlığın ve Merkez Bankasının bunu hangi yetkiyle yaptığı belli değil.
Bakanlığın da Merkez bankasının da bu konuda yetkisi yok…
Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararın 8. maddesine göre “İhracat bedellerinin tasarrufu serbesttir. Bakanlık, ihtiyaç duyulması halinde ihracat bedellerinin yurda getirilmesine ilişkin düzenleme yapmaya yetkilidir.
Söz konusu 32 Sayılı Kararın 20. maddesine göre: “Bakanlık […] haklı ve mücbir sebeplerin varlığı halinde döviz getirme sürelerini uzatmaya ve döviz getirme zorunluluğunu kısmen veya tamamen kaldırmaya, kararda görülen miktarları değiştirmeye ve miktar belirlemeye yetkilidir.”
Sadece bu kadar…
Bakanlık kendisi yetkili olmadığı gibi Merkez Bankasına ihracat bedellerinin bir kısmını bankaya satma zorunluğu getirmesi yönünde talimat verme yetkisi de yok.
İhracat Bedelleri Hakkında 2018-32/48 sayılı Bakanlık tebliğinin 12. maddesinde Merkez Bankasına “söz konusu tebliğin uygulanmasına yönelik olarak Bakanlıkça belirlenecek usul ve esasların ilan edilmesi” görevi vermiş bulunmakta.
Merkez Bankasının yetkisi de bu kadar!..
32 sayılı Kararda “ihracat bedellerinin tasarrufu serbesttir” denilmiş; Bakanlığa “sadece” ihracat bedellerinin yurda getirilmesine ilişkin düzenleme yapma yetkisi verilmiş; ancak “satma zorunluluğu getirme” yetkisi verilmemiştir.
Bu yetki Merkez Bankasına da verilmemiştir. 32 sayılı Kararın 23. Maddesi ile Merkez Bankasına verilen görev ve yetki “bankalar, yetkili müesseseler, aracı kurumlar düzenlenen “Döviz alım ve satım belgeleri ile Türk Parası Transfer Belgeler” ile ilgili usul ve esasları düzenlemekten ibarettir.
Bu durumda Bakanlık ve TCMB’na yönelik şu sorular, hukuka uyarlı ve yukarıda belirtilen temel hukuk kurallarına uyumlu ve tatmin edici olarak cevaplamak mümkün müdür?
• Bakanlık hangi yetkiyle böyle bir tebliğ çıkarılmasını istemiştir?
• Bakanlık böyle bir karar alma yetkisi olduğu düşüncesinde ise bunu niçin kendisi çıkarmamış, Resmi Gazetede ilan etmemiş, hangi sebeple yetkili ve görevli olmayan Merkez Bankasının çıkarmasını istemiştir?
• Bakanlık hangi yetkiye dayanarak Merkez Bankasına böyle bir genelge çıkarma talimatı vermiştir?
• Merkez Bankası, Bakanlığın yetkili olmadığı 32 sayılı karara uymayan bir talimatı ne sebeple kabul etmiştir?
• Aynı şekilde Merkez Bankası, görevi ve yetkisi olmadığı halde hangi yetkiye dayanarak böyle bir tebliğ çıkarmıştır?
Yetkileri; 32 Sayılı Karar formalitelerini uygulamak ve düzenlemekten ibaret olan Bakanlık ile Merkez Bankasının ihracat bedelinin yüzde 40’ını Merkez Bankasına, üstelik de Merkez Bankasının belirleyeceği kurdan satma zorunluluğu getirerek ihracatçıları bir nevi SWAP yapmaya zorlaması hukuka uyarsızdır.
Merkez Bankasının kendi fiyatını dayatarak piyasa işlemlerine müdahale etmesi de ihracatçıları zarara uğratması da haksız ve hukuka uyarsızdır. Öte yandan ihracatçılara döviz alışında bir çeşit kur koruma garantisi verilmesi de vergilerin bir kesimin menfaatine kullanılması yönüyle Anayasanın eşitlik ilkesine de aykırıdır.
Daha da önemlisi, Bakanlığın ve Merkez Bankasının 32 sayılı karara uyarlığı tartışmalı kararlar alması ve yöntemler izlemesi piyasalarda güven erimesine, ekonominin güç kaybetmesine ve topyekûn refahın düşmesine neden olmaktadır.
Bu bariz hatadan bir an önce dönülmesi sadece ihracatçıların değil, ülkemizin ve hepimizin yararına olacaktır.
ABD’nin seçeceği 47’inci Başkan, Türkiye’nin 12 Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın çalışacağı 5’inci Başkan olacak. AK Parti…
İçişleri Bakanlığı 4 Kasım sabahı Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’ü, Batman Belediye başkanı Gülistan…
Karl Marx’ın meşhur sözüdür: tarihte olaylar ilkinde trajedi, ikincisinde komedi olarak tekrarlanır. CHP’li İstanbul Büyükşehir…
ABD’nin Orta Doğu’dan da sorumlu Merkezi Komutanlığı (CENTCOM) 1 Kasım’da gönderileceği duyurulan ilk B-52 stratejik…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tutuklanmasını protesto etmek için düzenlenen mitingdeki…
Avrupa Komisyonu'nun üyeliğe aday ülkelerin son bir yıl içindeki gelişmelerini değerlendiren yıllık raporu, 30 Ekim…