Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın talep ve vaatlerde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na yetişme, üste geçme telaşı halka yarıyor.
Bunun son örneğini üniversite öğrencilerinin Kredi ve Yurtlar Kurumundan aldığı öğrenim kredisi konusunda gördük.
Erdoğan 18 Temmuz Kabine toplantısı ardından öğrenci kredilerinin “Geri ödemelerinin herhangi bir farkı veya faiz farkı olmaksızın, sadece alınan kredi rakamı üzerinden yapılmasını kararlaştırdık” dedi. Bu tam olarak daha bir hafta kadar önce 10 Temmuz’da CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Twitter üzerinden yayınladığı seçim vadiydi. Kılıçdaroğlu, “Gençlere sesleniyorum” demişti; “Faizli KYK borçlarını ödemeyin! Bir sene içinde iktidara geliyoruz; sizden sadece ana para talep edilecek, o da iş bulduğunuzda.”
Erdoğan öğrencileri sevindiren bu kararı duyururken Kılıçdaroğlu’na epey çattı ama gerekçelendirmesi Kılıçdaroğlu’na yakındı. Enflasyon “arzu etmediğimiz düzeylere” yükselmiş, öğrenim kredileri güncellemelerinde “beklenmedik rakamları” ortaya çıkarmıştı.”. AK Parti hükümeti gençleri böyle bir yükün altında bırakamazdı.
İyi de gençleri “toplam 26 milyar liralık” bu yükten kurtarma kararı için Kılıçdaroğlu’nun seçim vaadini mi beklemişti Erdoğan?
Teşekkürler Kılıçdaroğlu’na mı Erdoğan’a mı?
Kararı alan Erdoğan ama onu seçim vaadiyle zorlayan Kılıçdaroğlu; sonuç halka yarıyor.
Bu daha önce başka konularda da oldu.
Örneğin asgari ücretin açıklanan enflasyonun üzerinde ciddi olarak artırılacağı sözü ilk olarak CHP’nin 2015 seçim bildirgesinde yer aldı; hükümet tabandan gelen baskıyla planladığının üzerinde artırmak zorunda kaldı. Sonraki asgari ücret belirlemeleri de muhalefetin zorlamasıyla -Avrupa standartlarının hep altında kalsa da öngörülenin üstüne çıktı. Sanırım ilk olarak Ankara, Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen inisiyatif alarak CHP’nin söz verdiği asgari ücreti belediye işçilerine vermeye başladı. 2019 yerel seçimlerinde İstanbul, Ankara dahil büyükşehir belediye başkanlıklarının CHP’ye geçmesiyle hükümetin belirlediği asgari ücretin üzerinde asgari ücret belirleme uygulaması diğer CHP’li belediyelere de yayıldı.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın başlatıp, (ikinci seçimle geciktirilen) İstanbul BB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun devamını getirdiği canlı yayınlanan ihaleler belediyelere kazandırmaya ve halkın sempatisini toplamaya başlayınca, Erdoğan AK Partili belediyelere de aynı talimatı verdi.
Sıra Emeklilikte Yaşa Takılanlarda mı?
Erdoğan 18 Mart’ta öğrenci kredileri kararını açıklayınca, belli ki Kılıçdaroğlu’na dijital danışmanlık yapan gençlerin dokunuşuyla bir tvit daha attı CHP lideri: “EYT loading”.
Bu bir dijital deyim, dosya yükleniyor anlamında ama bu durumda siz “Sırada EYT var” diye okuyabilirsiniz. Kılıçdaroğlu’na göre, öğrenci kredilerinde kendi talep ve vaatlerine yetişme telaşına giren Erdoğan, bir süredir muhalefetin ısrarla dile getirdiği Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) konusunda da aynı çizgiye gelecekti.
Cep yakan elektrik faturalarındaki “TRT payının” tam da bu yılın Şubat ayında ekonomik krizin sıcaklığı ortasında Erdoğan’ın kararıyla kaldırılması da uzun süredir CHP’nin gündemde tuttuğu bir konuydu. Erdoğan’dan dini bayramlarda emeklilere birer maaş ikramiye verilmesini isteyen Kılıçdaroğlu’na Erdoğan’ın yanıtı, birer maaş olmasa da biner lira ikramiye vermek oldu. Devlet memurlarının özlük haklarını iyileştirici 3600 ek gösterge konusu ve taşeron işçilere kadro verilmesinde de kısmi başarı elde etti muhalefet.
İstanbul Sözleşmesi de bakarsınız döner
Muhalefet koalisyonu Altılı Masa liderlerinden iktidara geldiklerinde kadına şiddete karşı İstanbul Sözleşmesinin yeniden yürürlüğe gireceği vaadinde bulunmayan sadece Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu.
İstanbul Sözleşmesinin, onu 2011’de yürürlüğe koyan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla yürürlükten kaldırılması AK Parti içindeki şehirli, eğitimli, iş ve meslek sahibi kadınların tamamınca da sindirilebilmiş bir geri adım değil.
Erdoğan bu adımı 2019 yerel seçimleri sonrasında kendisine oy şantajı yapan tarikat ve cemaaterin baskısıyla aldı. O baskı gruplarının içinde yer alan ve o süreçte ziyaretine gittiği İsmailağa Cemaati üyelerinin bugün birbirlerine bel-altı kaset şantajı yaptığına tanık oluyoruz.
İstanbul Sözleşmesinin feshinin iptali davası Danıştay’da. Danıştay Baş Savcılığı iptal edilemeyeceği kanısında. Kadın dernekleri etkili bir kampanya yürütüyor. Danıştay kararı bugün yarın çıkabilir. Danıştay “Erdoğan ne demişse doğrudur” kararı da verebilir, örneğin Anayasa Mahkemesine de gönderebilir.
Bakalım günler bize ne gösterecek. Bakarsınız sadece “EYT loading” değil, İstanbul Sözleşmesi de “loading” çıkar.