Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 22 Ağustos kabine toplantısı ardından mutat konuşmasında “hepimiz aynı gemideyiz” dedi. Türkiye gemisinde… “Bu gemi güvenlik gibi ekonomi üzerinden açılan deliklerden de su alarak batarsa hepimiz boğulacağız” diye ekledi. Elinde dolar, avro, altın olanları da Türk lirasına dönmeye çağırdı.
Erdoğan bir yandan Türkiye Ekonomi Modeli adını verdiği “enflasyonun sebebi faizdir” modelinin başarısının eli kulağında olduğunu müjdelerken, diğer yandan “aynı gemideyiz” benzetmesiyle neden denizcilerin S.O.S. sinyali gibi bir imdat çağrısı yapıyor?
Bu imdat çağrısında, geminin su almasına neden olan deliklerde elbette geminin kaptanı olarak kendisinin herhangi bir payını, kusurunu görmüyor Cumhurbaşkanı.
Sorumluları sıralıyor:
Bu dört sınıftakilerin çoğunluğu AK Parti iktidarında ve onun sayesinde zenginleşenler. Erdoğan aslında daha çok destekçilerine “Ben gidersem, siz de gidersiniz” demek istiyor.
Tek tek bakacağız ama önce iki soru soracağım.
Nevşin Mengü örneğin Twitter hesabından sormuş “Sürtükler de aynı gemide mi?” diye?
Siyasi nedenlerle hapis yatan Selahattin Demirtaş, Osman Kavala ve Geziciler aynı gemide mi?
Örneğin, düne kadar cemevlerine “cümbüş evi” diyebilen Cumhurbaşkanının birden oylarına talip olup kapılarına gittiği Alevilere de mi “aynı gemideyiz” diyor Erdoğan?
Eğer bir tarikat-cemaat referansları yoksa, kazandıkları sınavların mülakatlarında elenen Kürt gençlerinin de aynı gemide olduğunu ekonomi S.O.S. verip seçim yaklaşınca mı hatırladı Cumhurbaşkanı?
“Sakalsız erkek kadınla karıştırılır” fetvası veren Taliban kafalıların oy şantajıyla kadına şiddete karşı İstanbul Sözleşmesinin kaldırılması ardından cinayete kurban giden kadınlara artık “aynı gemideyiz” diyemeyiz; gittiler zaten.
“Giderlerse gitsinler” diye arkalarından teneke çalınan baskıdan yılmış doktorlar, mühendisler, öğretim üyeleri ve on binlerce diğerleri?
Evet, Erdoğan yeni hatırlasa da hepimiz aynı gemideyiz, Türkiye gemisi bu işte.
Ama gemi, kaptanın kendisinde sıfır hata görme yanlışındaki kaptanın idaresinde su almaya devam ederse herkes gözünü filikalara dikecek, dikmeye başladı bile. O filikalara önce kadınlar ve çocuklar alınmıyor gerçek hayatta, kaptana en yakın olanlar doluyorlar, birinci sınıfta seyahat etmenin mükafatı görüyorlar bunu.
Erdoğan, sayesinde dünyanın en zenginleri arasında giren destekçi milyarderlerini, servetlerini Londra bankalarından getirmeye ikna edebiliyor mu? (İsviçre ABD baskısıyla bindiği dalı keserek Rus hesaplarına el koyup deşifre ettiğinden beri bizimkiler güvenemiyor İsviçre Bankalarına.)
Aslında şöyle de bakılabilir: bir an önce filikalarına binip gitseler, Türkiye Cumhuriyeti onlar aradan çekildiğinde deliklerini kapatacak, yaralarını saracak güç, imkân ve kabiliyetlere sahip.
Az önce Cumhurbaşkanının -aksi takdirde kendisinin mükemmel yönettiği geminin su almasına neden olan dört grubun çoğunluğunun AK Parti iktidarı döneminde zengin olmuş ya da zenginliklerini katlamış destekçilerinden oluştuğunu öne sürmüştüm. Gelin birlikte bakalım:
1- Kamudan düşük faizle borç alıp döviz ve altına yatırmak için önce kamudan düşük faizle borç alacak AK Parti torpiline sahip olmak lazım. Denemek için herhangi bir kamu bankasına gidip Merkez Bankasının ilan ettiği yüzde 13 ile kredi almak istediğinizi söyleyebilirsiniz. Düşük faizle krediler, istisnai -ama yine özel- bağlantılar dışında “adamını bulana” gidiyor; adamını bulmak için doğru adres ise ne CHP ne İYİ Parti ne de HDP.
2- Sizce devletten üretim ya da istihdam teşviki alanlar kimler? Çoğunluğu yine AK Parti ile iç içe olan sermaye çevreleridir. Ama bu AK Parti ile başlamış bir çürüme değildir. Türkiye’nin 12 Eylül 1980 askeri darbesiyle geçtiği Türk Usulü Pazar Ekonomisi uygulamasında, yani ANAP iktidarında Diyarbakır’da Van’da, Şanlıurfa’da fabrika, çiftlik kuracağım diye teşvik alıp Bodrum’da, Marmaris’te, Antalya’da otellere yatıran fırsatçılar boy göstermeye başlamıştı. İktidarda kim varsa o göz yummuştur ve son 20 yıldır iktidarda AK Parti var.
3- Girdi maliyetleri üzerinde fiyat artıran stokçular, fırsatçılar ayrı bir kalem. Geçenlerde bir sokak röportajında bir otomobil galerisi sahibi CHP lideri kemal Kılıçdaroğlu’na veryansın ediyordu. Çünkü Kılıçdaroğlu’nun ÖTV çıkışı nedeniyle stokladığı arabalar elinde kalmıştı. Ama doğrusu bu kategoride siyasi görüşü fark etmeksizin her kesimden fırsatçı mevcut.
4- Üretip işçi çalıştırmak yerine paradan para kazananlar kategorisine herhalde ihracatın çoğunu da yapan büyük sanayi sermayesi yok. Anadolu Kaplanlarına bakmak lazım. Teşvikleri, kredileri alıp üretmeye başladıkları zaman ise istihdam kaynağı olarak kayıt dışı Suriyeli, Afgan göçmenleri tercih ettiklerini zaten AK Parti’nin Kayserili Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki “Yoksa ekonomi batar” uyarısıyla söylemişti.
Şimdi bu manzaraya bakıp sorabiliriz. Erdoğan’ın bir yandan ekonomik kurtuluşa çeyrek var derken diğer yandan imdat çağrısı gibi bu “aynı gemideyiz” söylemi tutar mı?
Bu biraz da “Ben gidersem, sizde gidersiniz” uyarısının tutup tutmamasına bağlı. Yoksa filikalar hazır sanki.
Geçen hafta sonu gazeteci Nevşin Mengü aleyhine bir mülakatı nedeniyle soruşturma açıldı; gözaltına alındı, adli…
Şam Ravda Meydanı, 15 Aralık 2024, Türkiye’nin Şam Büyükelçiline 12 yıl aradan sonra, ay yıldızlı…
Mehmet Öğütçü ve Rainer Geiger Ortadoğu, yıllardır süregelen siyasi istikrarsızlık ve ekonomik çalkantıların izlerini taşıyan…
Yeni yıla girmemize sayılı gün kala, Milli Eğitim Bakanlığı sayesinde çocuklarımızı ve gençlerimizi maazallah kazara…
ABD ordusu bir kez daha Donald Trump’a Suriye resti çekiyor. Başkanlık görevini 20 Ocak’ta devralacak…
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD'nin Gazprombank için uyguladığı yaptırımlardan Türkiye'yi muaf tutacağını…