Hayır, sert çıkma Rusya Dışişleri Bakanının “Suriye’de operasyon yapmayın” sözüne tepki değil, vize konusunda.
ABD ve AB ülkelerinin Türk vatandaşlarına vize vermekte çıkardığı zorluklar son olarak ABD’nin vize görüşmesi için 1 yıl sonrasına randevu vermesiyle manşetlere taşındı. Hükümet yeter ki turist gelsin, dolar kurunu daha da yükseltmemek için piyasaya sürecek döviz akışı olsun diye pek çok ülke vatandaşına bırakın vizeyi, pasaport sormayı dahi bırakmışken, Türk vatandaşları Batıda resmen ikinci sınıf muamele görüyorlardı. İşte bunun üzerine Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu, ABD ve AB’ye sert çıktı.
Çavuşoğlu, “Kasıt görüyoruz” demiş; “Bu ülkelerin büyükelçilerine uyarılar yapılacak. Düzelmezse biz de karşı tedbirler alacağız.”
Türkiye’nin turizm merkezlerinden Antalya milletvekili olan Dışişleri Bakanımızın bu sert çıkışı, özellikle son cümlesi, eminim Batılı muhataplarını tedirgin etmiştir. Örneğin Almanya Büyükelçisi, Dışişleri Bakanlığına çağrılıp hesap sorulduğunda hemen Türk vatandaşlarına vize kolaylığı sağlamazlarsa kendi vatandaşlarına da vize konulması tehlikesinden çekineceklerdir.
Turizm rakamları mı? Peki, bakalım.
En çok turist Almanya’dan
Kültür ve Turizm Bakanlığının son verilerine göre, yılın ilk 7 ayında Türkiye’ye gelen turist sayısı yaklaşık olarak şöyle:
- Almanya: 3 milyon
- Rusya: 2,2 milyon
- İngiltere: 1,8 milyon
- Bulgaristan: 1,4 milyon
- İran: 1,3 milyon
Hadi “Edirne’de esnafın yüzü güldü” manşetleri attıran sınır ticaretini turist sayıyoruz, anladık. Peki, turizm rakamları yüksek görünsün diye TUİK’in yaz tatiline memleketlerine gelen 3 milyon gurbetçiyi de turist saymasına ne demek lazım?
ABD hemen açıklama yaptı; Covid-19 sorunundan kaynaklı personel sıkıntısı nedeniyle sadece Türkiye değil pek çok ülkeyle bu sorunu yaşadıklarını söyledi. İnanıp inanmamak size kalmış, aynı gerekçeyi Almanya Büyükelçiliği de vermiş örneğin T24’te Barçın Yinanç’ın ayrıntılı yazısında.
Ancak tek sorun bu değil.
Çavuşoğlu’nun da bir dönem başkanlık yaptığı Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisine sunulan bir rapora göre 2004’te yüzde 4 olan vize başvurusu oranı 2020’de yüzde 12,7’ye yükselmiş. Bu da ekonomik kriz ve siyasi baskının iki yıl önceki hali.
Almanya’ya vize koyacak mıyız?
Özetle “Gelmeyin” diyorlar ve “gelirseniz dönmezsiniz, burada kalırsınız” endişelerini yüzümüze vuruyorlar.
AK Parti kurmaylarının artık Meksika-ABD sınırına dayanan Türkiye’den kaçışlardan çok rahatsız olduğu kanısında değilim. Gidenler zaten bizden değil bakışı var. “Gidenler zaten laik, anca giderler” anlayışı var. “Okumuşa değil cahile güvenelim” anlayışı var.
AK Parti çevresinde zaten ne pasaport ne vize sorunu var. Onlar kırmızı, yeşil, gri pasaportlarıyla zaten Çok Önemli Kişi (VIP) sayılıp her yere gidebiliyorlar kamu görevlisi sıfatıyla. Bir de iş alemini teskin edebilseler geriye sorun kalmayacak zaten.
Ama var.
Konuyu dağıtmayalım. Turizm bölgesi milletvekili Dışişleri Bakanımızın bu sert çıkışından sonra turizmin can simidi Almanya’ya vize koyacak mıyız? Ya da artık AB üyesi olmayan İngiltere’ye? ABD’ye haddini bildirecek miyiz? Edirne esnafından oy alma kaygısını bir yana atıp Bulgaristan’a “Sizin Türklere uyguladığınız vizenin aynısını size uygulayacağız” diyecek miyiz?
Yoksa bu sözler Antalya’nın plaj kumlarına yazılmış yazılar gibi ilk dalgada silinip gitmek üzere mi sarf edildi?