Türkiye sonbahara enerji zamlarıyla girdi. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) elektrik fiyatlarına 1 Eylül’den geçerli olmak üzere yüzde 50’ye varan zam yaptı. Buna göre konutlarda kullanılan elektriğe yüzde 20, kamu ve hizmetler sektöründe kullanılan elektriğe yüzde 30, sanayide kullanılana ise yüzde 50 zam geldi. Buna göre 100 kilovatsaat (kWh) elektrik tüketen bir konutun aylık ödemesi 176 lirayı geçecek.
BOTAŞ da yine 1 Eylül’den itibaren geçerli olmak üzere yeni zam oranlarını açıkladı. Buna göre konutlarda kullanılan doğal gaza yüzde 20,8, küçük ve orta ölçekli (KOBİ) işletmelerde yüzde 47,6, elektrik üretiminde kullanılan gaza yüzde 49,5 ve sanayi üretiminde yüzde 50,8 zam geldi.
Kış gelmeden elektrik ve doğal gaza açıklanan zam oranlarıyla aynı gün, 31 Ağustos’ta TÜİK de 2022’nin ikinci çeyrek ekonomik verilerini açıkladı. Buna göre Türk ekonomisi ilk çeyrekteki yüzde 7,5 büyüme ardından ikinci çeyrekte de yüzde 7,6 büyümüştü.
Zam, büyüme ve eşitsizlik
İş dünyasından gelen ilk tepkiler olumlu ama ihtiyatlı. Avrupa’da yaşanan durgunluğa rağmen yakalanan bu büyüme rakamından hoşnut. Bu nedenle IMF’nin yüzde 4 olarak yükselttiği yıl sonu büyüme tahmininin yüzde 5 olarak yakalanabileceğini söylüyorlar. Ama bir süre önce YetkinReport’ta iktisatçı Fatih Özatay’ın dikkat çektiği şekilde, yine Avrupa’daki durgunluk nedeniyle ivme kaybı olacağından endişeli görünüyorlar. Ekonomi yazarı Şeref Oğuz da Dünya gazetesinde büyüme oranındaki yüzde 22,6 “harcamalar” payının, vatandaşın yüksek enflasyondan korunmak için tüketime yönelmesinden kaynaklandığını ve aynı ivmede sürdürülemeyeceğini söylüyor “Önden yüklemeli enflasyon büyümesi” yazısında.
TÜİK verilerine göre ücret ödemelerinin, yaklaşık 3 trilyon 419 milyar liralık Milli Gelir (GSYH) içindeki payı ise yüzde 21,4’ta kalmış. Karar’da yazan İbrahim Kahveci’nin hesabına göre bu miktarı 30 milyon 775 bin olarak açıklanan çalışan sayısına bölünce çalışan başına ortalama aylık gelir 8 bin 224 lira ediyor, bu da SGK’nın 8 bin 167 lirasıyla hemen hemen aynı.
Eşitsizlik ve yoksullaşmanın hesabı
Ancak 2016’nın ikinci çeyreğinde “ücretler” payının yüzde 32,2 olduğuna da dikkat çekmiş Kahveci “Köleden bile daha ucuz” yazısında. “Bu hesaba göre” diyor Kahveci; “2022’in ikinci çeyreğinde ortalama aylığın 12 bin 386 lira olması gerekirdi. (…) Çalışanlar alması gereken maaşın üçte birini kaybetmiş durumda. (…) Zenginler büyüdü, fakirler küçüldü.”
Birgün gazetesinde Havva Gümüşkaya ise bir başka hesap yapmış yine TÜİK verilerine dayanarak. Emek kesiminin 2021’in ikinci çeyreğinde, yani bir yıl önce yüzde 32,6 olan payının yüzde 25,4’e düştüğünü, aynı sürede sermayenin yüzde 49,2 olan payının ise yüzde 54’e yükseldiğine dikkat çekiyor.
Gelir dağılımı eşitsizliğin arttığını gösteren bu tablo ve daha kış ayları gelmeden delen elektrik ve doğal gaz zam oranları kış aylarında bir zam furyasına daha işaret ediyor
İstanbul Sanayi Odası Başkanı Şekib Avdagiç, Temmuz’da kış aylarına dikkat çekerek “Gaz bulabilecek miyiz? İkincisi bulursak bile parasını ödeyebilecek miyiz?” sözleriyle hükümetten ekonomi politikalarında değişiklik talep etmişti.