Haber ajanslarına göre dünyanın değişik ülkelerinden İngiltere Kraliçesi İkinci Elizabeth’in 18 Eylül’de bugün başlayıp, asıl olarak 19 Eylül’de Londra’da yapılacak cenaze törenine 500 kadar üst düzey siyasetçi katılacak.
Dünya siyasetinde söz sahibi pek çok ülke cenazeye devlet ya da hükümet başkanları düzeyinde katılacak. Almanya, Fransa, İtalya Cumhurbaşkanları, parlamenter monarşiyle yönetilen bütün Avrupa ülkeleri; İspanya, Hollanda, İsveç, Norveç, Danimarka, Belçika hem kral ya da kraliçeleriyle hem hükümet liderleriyle Londra’da. Japonya İmparatoru Naruhito da öyle. ABD Başkanı Joe Biden, 19 Eylül’de başlayacak BM Genel Kurulu’na ev sahipliği yapacak olmasına rağmen, İngiliz hükümetinin getirdiği seyahat kısıtlamasını ihlal etmemek için bir gün önceden uçmuş Londra’ya.
Türkiye’yi Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu temsil ediyor.
Neden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan davete icabetle katılmıyor?
İngiliz hükümeti, cenaze nedeniyle yaşanacak aşırı yoğunluk nedeniyle liderlerden makam uçaklarıyla, makam aracı konvoylarıyla, koruma ordularıyla ve kendilerine eşlik edecek kalabalık heyetlerle gelmemelerini istemişti. Liderler tören alanına topluca otobüsle gidecekti.
Erdoğan bu nedenle mi çoğu dünya liderlerinin katıldığı, Türkiye’nin savunma sanayi dahil stratejik ilişkilere girdiği İngiltere’nin Kraliçesinin cenaze törenine katılmıyor?
Bugünlerde Turgut Özal üzerine yazdığım bir kitabın son hazırlıklarını yapıyoruz. Ben Özal’ın da, Süleyman Demirel’in de sırf o otobüste diğer liderlerle birlikte olmak için Londra’ya gitmek isteyeceğini düşünüyorum.
Londra’da konvoylar, koruma orduları ve heyetler olmadan diğer liderlerle aynı muameleye tabi tutulmak Erdoğan için itibar kaybı mı?
Soru meşrudur, çünkü Cumhurbaşkanımız geçen yıl Glasgow’da yapılan İklim Zirvesine de daha önce katılacağını bildirdiği halde özel makam konvoyları ve kalabalık eşlikçiler gerekçesiyle katılmamıştı.
Hayranlarının “dünya lideri” güzellemesine uygun mu düşmüyor diğer liderlerle aynı düzeyde olmak?
Yoksa başka yerde Türkiye’nin yüksek çıkarları açısından daha stratejik önemde başka devlet görevi mi vardı?
Cumhurbaşkanı Nev York’ta.
Programa göre Özbekistan’daki Şangay Zirvesinden BM Genel Kurul çalışmalarına katılmak üzere Nev York’a uçtu. Henüz BM genel Kuruluna katılacak diğer liderler Nev York’ta değil. Onların çoğu Londra’da. Ama Cumhurbaşkanımız Nev York’ta.
18 Eylül sabahı erken saate Central Park’ta yürüyüşe çıkmış.
Nev York’ta tek başına dersem lütfen yanlış anlamayın. Fotoğrafta görüyorsunuz; sağında Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi Feridun Sinirlioğlu, solunda Türkiye’nin Vaşington Büyükelçisi Murat Mercan ile yürüyor. Tek başına derken mecazi anlamda yani, başka devlet başkanlarıyla görüşmüyor anlamında.
Diğer devletlerin yöneticileri Londra’da temsil görevlerini tamamlayıp Nev York’a geçene dek kimlerle görüşecek peki?
Aralarında Ensar Vakfı bağlantılı TÜRKEN Vakfının da bulunduğu “Türk kuruluş temsilcileri” ve Musevi kuruluş temsilcileriyle. Bu toplantıya Türkiye’deki Yahudi Cemaatinden temsilciler de katılacakmış. Erdoğan’ın uçağına çağrılan gazeteciler, Erdoğan’ın İsrail Başbakanı Yair Lapid ile görüşecek olmasının altını özellikle çiziyorlar. Nasıl olsa İsrail’i Cumhurbaşkanı Isaac Herzog temsil ediyor Londra’da.
Cumhurbaşkanı Erdoğan çevresinin ve varlıkları kendi iktidarına bağlı gazete, tv, internet siteleri ve sosyal medya korsanlarının “dünya lideri” söyleminin etkisinde.
Bunu son olarak Semerkant’taki Şangay Zirvesi sırasında gördük. Erdoğan’ın zirveye katılan liderlerin (özellikle Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin dahil) dikkatle dinlediği fotoğrafı hemen “Dünyanın gözü Erdoğan’da” diye yaygınlaştırıldı. Fotoğraf etkileyiciydi, ancak kısa sürede bunun o ana özel bir kare olduğu da anlaşıldı. Zaten Erdoğan da Semerkant-Nev York yolunda işi o kadar abartmadan konuşmuştu. Çünkü aynı akşam Pakistan Başbakanı Şehbaz Şerif de hükümetin Twitter hesabından Erdoğan ve Putin dahil bir grup Şangay liderinin kendisini dinlerken bir pozunu “Dünyanın gözü Pakistan’da” diyerek sosyal medyada yayınlamıştı.
“Ama alıcısı var, atı alan Üsküdar’a geçmiş” diyecekseniz, siz de haklısınız; Erdoğan da öyle düşünüyor olabilir.
Ancak Erdoğan’ın Nev York’ta beklediği bir şey daha var. Geçen yıl çok uğraşılmasına rağmen, hazır Amerika’da olunmasına rağmen Biden ile bir görüşme ayarlanamamıştı. Gerekçe Covid-19 salgınıydı. Bu sene Covid gerekçesi yok. Bence bu saatten sonra Biden, tıpkı NATO zirvelerinde yaptığı gibi görüşse de hatta Vaşington’da yüz yüze kabul etse de bir önemi yok. Ama belli ki Erdoğan, Biden ile bir fotoğrafın dahi ekonomik krize yardımcı olacağı kanısında.
Erdoğan Londra’da törene katılsaydı bunun bir faydası olur muydu? Ondan da emin değilim gerçi ama bakalım Biden Londra dönüşünde BM vesilesiyle kendisiyle görüşmek isteyen liderler sırasına Erdoğan’ı dahil edecek mi?
Ederse etrafındaki paraziter yapılar eminim bunu Semerkant fotoğrafına bağlayıp “Mecbur kaldı” demekte yarışacaktır ama Biden ile görüşme girişimlerinin iki yıldır sürdüğünü hatırlatalım.
Dediğim gibi, benim için gerçekten bu saatten sonra, siyasi önceliği 8 Kasım’daki Kongre seçimlerinden en az hasarla çıkmak olan Biden ile görüşüp görüşmemesinin bir önemi yok ama Erdoğan için olduğu görülüyor.
ABD’nin seçeceği 47’inci Başkan, Türkiye’nin 12 Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın çalışacağı 5’inci Başkan olacak. AK Parti…
İçişleri Bakanlığı 4 Kasım sabahı Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’ü, Batman Belediye başkanı Gülistan…
Karl Marx’ın meşhur sözüdür: tarihte olaylar ilkinde trajedi, ikincisinde komedi olarak tekrarlanır. CHP’li İstanbul Büyükşehir…
ABD’nin Orta Doğu’dan da sorumlu Merkezi Komutanlığı (CENTCOM) 1 Kasım’da gönderileceği duyurulan ilk B-52 stratejik…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tutuklanmasını protesto etmek için düzenlenen mitingdeki…
Avrupa Komisyonu'nun üyeliğe aday ülkelerin son bir yıl içindeki gelişmelerini değerlendiren yıllık raporu, 30 Ekim…