TÜSİAD’ın 14 Aralık’taki Yüksek İstişare Konseyi öncesinde 13 Aralık akşamı Ankara Marriott Otel’de verdiği davet, son yıllarda görülmeyen yoğunlukta siyasetçi ilgisi çekti. Bunda TÜSİAD Başkanı Orhan Turan’ın bütün siyasi partileri yakın markaja almasının da payı vardı ama asıl değişen siyasi iklimi gösteriyordu.
Covid-19 salgını öncesinde yine aynı otelin salonunda, yine bir YİK öncesinde verilen davete fazla siyasetçi ilgisi olmamıştı. Yalnızca atılan iki siyasi parti lideri vardı: BBP lideri Mustafa Destici ve DP lideri Gültekin Uysal. Dün akşam her ikisiyle de ayrı ayrı bu değişimi konuştuk.
Dün akşam Altılı Masa’nın dört lideri de oradaydı. Uysal’ın yanı sıra İYİ Parti lideri Meral Akşener, DEVA Partisi lideri Ali Babacan ve Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun sabah uçağıyla İstanbul’dan Almanya’ya gideceği, Saadet lideri Temel Karamollaoğlu’nun da rahatsızlığı nedeniyle gelemediği söylendi. HDP’yi de Garo Paylan temsil etti.
Cumhur İttifakından Destici dışında Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi Cemil Çiçek vardı.
Bu kadar siyasetçi ilgisi olunca doğal olarak çokça iç ve dış siyaset konuşuldu; zaten kimse ekonomiyi siyasetten ayrı düşünemiyor artık. Dolayısıyla
En çok konuşulan konuları -herkesin acıyla andığı tarikat bağlantılı sistematik tecavüz davası ve duruşmanın öne alınmasını ayrı tutarsak- şöyle sıralamak mümkün:
1- Altılı Masanın adayı kim olacak?
2- Seçimi kim alacak?
3- Ekonomik sıkıntıdan nasıl çıkılacak?
4- İmamoğlu davası nasıl sonuçlanacak?
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu aleyhine açılan davanın sonucu yakın ilgi konusu. Ülke büyüklüğünde İstanbul’un halkın oylarıyla seçilmiş belediye başkanı daha önce de mahkeme kararıyla görevinden alınıp “muhtar bile olamaz” denilerek yasaklı siyasetçi yapılmıştı. O siyasetçi Tayyip Erdoğan idi. Şimdi Cumhurbaşkanı ve diğer üç soru da onunla ilgili zaten.
Ekonomik sıkıntı konusunda hem siyasetçi hem yatırımcıların benzer bakışa sahip olduğu bir şey var. Önce Covid-19, sonra Rusya-Ukrayna savaşı Türkiye’nin önünde yeni fırsat pencereleri açtı. Ancak bunu iyi kullanmanın yolu küresel ekonomi ve siyasetle zıtlaşmaktan değil uzlaşmaktan geçiyor.
Aday konusunda muhalefet liderleri ağız birliği içinde: önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve MHP lideri Devlet Bahçeli’nin seçimi ekonomi endişesiyle öne alıp almayacaklarını görelim, aday hemen sonra. Destici, konuşmamız sırasında “En geç 14 Mayıs diye tahmin ediyorum” dedi, ama Nisan’da yapılacağı haberlerine ihtimal vermiyor. Geriye 7 ve 14 Mayıs mı kalıyor? Kararı Erdoğan verecek.
Kredi değerlendirme kuruluşu Fitch’in “Erdoğan ve AK Parti alır” değerlendirmesi hem iş hem siyaset çevrelerinde erken ve manipülatif bulunmuş.
Fazla öne çıkarılmayan ama konuşulan iki etken daha var seçime dair. Birincisi, bir tarafta ülkeyi 20 yıldır yöneten Erdoğan olmasına, diğer tarafta henüz aday olmamasına rağmen şanslar eşit durumda. Aday açıklandığında muhalefet lehine etkisi olabilir. İkincisi, eğer Cumhurbaşkanlığı seçimi ilk turda sonuçlanmaz ama muhalefet Meclis çoğunluğunu alırsa, ikinci turda seçmen “kriz çıkmasın” diyerek muhalefet adayına yönelebilir.
Siyasetçi de yatırımcı da her ihtimali düşünmek durumunda.
Seçim sonucuna dair tahmini sorulan iktidar cephesinden deneyimli bir siyasetçi “İstanbul seçimi gibi olur” deyiverdi.
Ne olmuştu İstanbul’da? CHP adayı Ekrem İmamoğlu 31 Mart 2019 yerel seçimini 13 bin küsur farkla almıştı. Erdoğan ve Bahçeli Yüksek Seçim Kuruluna başvurup seçimi yeniletmiş, 23 Haziran’da fark ezici boyuta, 806 bin farka çıkmıştı. Şimdi İmamoğlu YSK’ya hakaret gibi zorlama bir suçlamayla görevden alınmak isteniyor.
İmamoğlu davası bu nedenle de önemli. Üstelik Erdoğan’ın davasından bir farkı da var. O zaman Erdoğan görevden alınınca yerine yine Refah Partili Ali Müfit Gürtuna getirilmişti. Şimdiyse CHP’li gidecek ve seçimi kazanamamış AK Parti’den bir isim getirilecek. Fazlasıyla sorunlu bir durum.
Cemil Çiçek “sürmekte olan bir dava hakkında konuşmam” dedi dün akşam. Ama bu konuda iktidar cephesinde de “ya geri teperse” endişesinin bulunduğu açıkça görülüyor.
Siyasette “Zor, oyunu bozar” diye bir söz vardır; ekonomi için de geçerli sayabiliriz. Aralık böyle bitiyor ama Ocak ayında sürprizlere hazır olun derim.
MHP lideri Bahçeli’nin Öcalan açılımıyla başlayan gelişme ve tartışmaların hem MHP hem de CHP’de oy…
President Tayyip Erdoğan welcomed Donald Trump's return to the US presidency. During Trump's previous tenure,…
Türkiye’yi hedef alan iki vekil gücün liderlerine ilişkin Ekim ayında, ardı ardına önemli gelişmeler yaşandı.…
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Donald Trump’ın yeniden ABD Başkanı seçilmesine memnun oldu. Bir sorun çıktığında doğrudan…
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 13 Kasım’da Ankara Büyükşehir Belediyesine usulsüz harcama soruşturma başlatmasından saatler sonra İstanbul…
Türkiye’de ana siyasi gelişmelerin birçoğunda belirleyici olan Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) genel başkanı Devlet Bahçeli;…