Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’yu ziyaretinden sonra dar bir grup gazeteciyle birlikte görüştüğümüz Portekiz Dışişleri Bakanı João Gomez Cravinho’ya şunu sordum: Türkiye, birlikte başvurdukları halde İsveç’i tutup sadece Finlandiya’nın NATO başvurusunu onaylarsa Portekiz bunu nasıl karşılar? Soru anlamlı, çünkü NATO’da kararlar oy birliğiyle alınıyor ve Portekiz NATO’nun Türkiye’den de eski üyesi. Diğer taraftan özellikle ABD ve İngiltere’den gelen “Birlikte başvurdular, birlikte alınmalılar” baskısı var.
Cravinho’nun yanıtı gayet açıktı. “Jeostratejik açıdan ikisinin birlikte katılmaları tercih ediliyor çünkü İsveç ve Finlandiya’nın Rusya’ya karşı birlikte korunmalı amaçlanıyor. Portekiz parlamentosu ikisinin katılımını da onayladı. Dolayısıyla içlerinden birinin katılmasını reddetmeyiz.”
NATO’nun 30 ülkesi içinde İsveç ve Finlandiya’nın katılımını onaylamayan iki ülke var: Türkiye ve Macaristan. Macaristan bir yandan iki Kuzey ülkesinin Avrupa Birliğinde kendisine insan hakları ve demokratikleşme baskılarının acısını çıkarıyor ama perde gerisinde Türkiye’ye destek olmak için de onayı tutuyor. Bunda Başbakan Viktor Orban’ın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la yakın ilişkisinin de payı var.
Cravinho, “İsveç önemli adımlar attı” diyor; “Örneğin Anayasasını, yasalarını değiştirdi. Ama Türk tarafı bunların kâğıt üzerinde kaldığını söylüyor. O arada aptalın biri kalkıp Kuran yakıyor; bu kabul edilemez. Aptalın biri yüzünden jeopolitik çıkarlar feda edilemez. Türkiye ve Finlandiya’da seçimler var. Bu konunun seçim süreci üzerine etki etmesi normal. Türkiye rahatlatılmalı.”
Kuran yakmadan önce de PKK’lılarınCumhurbaşkanı Erdoğan’a benzettikleri bir kuklayı ayaklarından astığı eyleme müdahale edilmemesi krizi çıkmıştı.
Portekizli bakanın bu sözleri anlamlı, bir gün sonra neredeyse kelimesi kelimesine Macar Bakan tarafından da söylendi.
Çavuşoğlu, Cravinho ile görüşmesi ardından 31 Ocak’ta Macaristan’da Orban ve Dışişleri Bakanı Péter Szijjártó ile görüştü. Macar Dışişleri Bakanı hem “Bir Hıristiyan olarak başka bir dine ait kutsal kitabın” yakılmasına karşı olduğunu hem de İsveç’in Türkiye’nin onayını almak istiyorsa farklı davranması gerektiğini söyledi.
Aynı görüşmede Çavuşoğlu mevcut koşullarda Türkiye’nin İsveç’in üyeliğini onaylamayacağını söyledi. Ama Finlandiya’nın durumu başkaydı. Aynı gün Helsinki’den Fin hükümetinin kutsal kitap yakılmasını artık suç sayacağı haberi geldi.
Finlandiya Başbakanı Sanna Marin, NATO’ya İsveç’le birlikte girmek istediğini söyleyerek Vaşington ve Stokholm’ün duymak istediklerini söylüyor ama diğer yandan Erdoğan’ın Finlandiya sinyaline boş olmadığını vücut diliyle gösteriyor.
Erdoğan’ın 29 Ocak’ta “Finlandiya’yla ilgili farklı mesajı verdiğimiz zaman İsveç şok olacak ama Finlandiya’nın da aynı yanlışı yapmaması lazım” sözleri üzerine Fin Dışişleri Bakanı Pekka Haavisto “Sabrımız var, bekleriz” demişti. Ama Sosyal Demokrat Fin başbakanı 2 Nisan parlamento seçimlerine ülkesini “Rusya tehdidine” karşı NATO’ya üye yapmış bir lider olarak mı girmek ister, yoksa İsveç’in peşine takılıp bunu başaramamış bir lider olarak mı?
Türkiye sadece Finlandiya’nın adaylığını onaylarsa seçim döneminde Fin başbakanının buna “İsveç olmadan asla” yanıtı verebilir mi?
Ortada bir de NATO’nun gözetiminde ve ABD’nin bastırmasıyla 28 Haziran’daki Madrid Zirvesinde imzalanmış Üçlü Mutabakat var ki, son gelişmelerden sonra tıkanmış durumda.
Peki, Türkiye Mutabakat ve ortak başvuruya rağmen İsveç ve Finlandiya’nın üyeliklerini ayrı ayrı onaylayabilir mi?
Ankara’da ismini vermek istemeyen üst düzey kaynaklara göre, evet, bu mümkün. Kaynakların isimlerini saklı tutmalarının tek nedeni bu konuda kararı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verecek olması.
Bu çerçevede yüksek pozisyondaki bir yetkili YetkinReport’un sorusu üzerine şunları söyledi:
• “Parlamentoda ayrı ayrı oylanmaları mümkün. İki ayrı protokol var. İsveç için ayrı, Finlandiya için ayrı ek protokol imzalanmış.
• “Onay yazısını Cumhurbaşkanlığı TBMM’ye gönderecek. Zamanlaması Finlandiya’ya bağlı. Birkaç adım attı gibi. Ayrı hareket etme kararı alabilirse, gerisi gelir.”
Türkiye’nin Finlandiya’nın NATO üyeliğini İsveç’ten ayrı onaylaması özellikle ABD Kongresinde “Rusya’nın baskısıyla NATO genişlemesine karşı” propagandasına karşı, “Sorunumuz kendi ulusal güvenliğimiz, terörizm, PKK ve FETÖ” söylemine de zemin sağlayabilir.
Geçenlerde ABD’nin Ankara Büyükelçisi Jeff Flake, Türkiye’nin F-16 alım talebiyle İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğinin bir bağlantısı olmadığını söylemişti gerçi ama bu sadece yönetim açısından yapılmış bir beyan; asıl sorun Kongre’de.
ABD’nin seçeceği 47’inci Başkan, Türkiye’nin 12 Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın çalışacağı 5’inci Başkan olacak. AK Parti…
İçişleri Bakanlığı 4 Kasım sabahı Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’ü, Batman Belediye başkanı Gülistan…
Karl Marx’ın meşhur sözüdür: tarihte olaylar ilkinde trajedi, ikincisinde komedi olarak tekrarlanır. CHP’li İstanbul Büyükşehir…
ABD’nin Orta Doğu’dan da sorumlu Merkezi Komutanlığı (CENTCOM) 1 Kasım’da gönderileceği duyurulan ilk B-52 stratejik…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tutuklanmasını protesto etmek için düzenlenen mitingdeki…
Avrupa Komisyonu'nun üyeliğe aday ülkelerin son bir yıl içindeki gelişmelerini değerlendiren yıllık raporu, 30 Ekim…