On gün önce Türkiye büyük bir acıya uyandı: Art arda meydana gelen iki deprem on ilimizde büyük yıkım yarattı. On binlerce vatandaşımız hayatını kaybetti, yaralandı. Milyonlarcası evsiz kaldı. Yıkılan on binlerce binanın ardından bölge harabe görünümünde. Bu büyük dramın etkisi uzun sürecek. Önümüzde zorlu bir yol var. Yaralarımızı sarmayı başaracağız, ancak kayıplarımızı geri getirmek mümkün olmayacak. Milletimizin başı sağ olsun.
Böylesi zorlu bir ortamda, en geç dört ay sonra yapılması gereken Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleriyle ilgili olarak, ‘yapılsın mı, yapılmasın mı’ tartışmasının ortaya çıkması çok üzücü. Halkımız acılarını yaşarken siyasi iktidarın seçimi erteleme telaşına düştüğü izlenimi veren açıklamalar ve öne sürülen gerekçeler makul ve ahlaki görünmüyor. Anayasamızda seçimlerin ancak savaş halinde, Meclis kararıyla ve 1 yıla kadar ertelenebileceği yazılı (Madde 78). Öyleyse bu tartışma neden? Şimdiden seçimin gelecek yıla tarihlenen yerel seçimlerle birleştirilmesi kararı verilmiş, bunun için yol aranıyor ve zemin yoklanıyor olabilir mi?
İşgal ve savaşta bile seçim yapıldı
Hukukçular konunun anayasal değerlendirmesini yaptılar ve erteleme yolunun kapalı olduğunu vurguladılar. Kaldı ki, ağır savaş şartlarında bile istenirse seçimlerin yapılabileceğini ABD ve İngiltere’nin örneklediğini İkinci Dünya Savaşı yıllarından hatırlıyoruz. Türkiye’de işgal koşulları altında ve İstiklal Savaşı verilirken önce Meclis-i Mebusan sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimleri yapılmıştır. Yeter ki, niyet olsun.
O halde, deprem bölgelerindeki vatandaşlarımızın oy vermelerinde ortaya çıkabilecek güçlükleri ve ülkemiz genelinde oy kullanma yöntemlerini tartışmamız, seçmen kütüklerinin oluşturulmasının ve anayasanın bahşettiği temel bir hak olan oy kullanmanın yollarını düşünmemiz gerekiyor. Seçim yapılmadan yoluna devam etmek isteyecek herhangi bir siyasi iktidarın güvenilirliği, ahlakiliği ve siyasi meşruiyetinin sorgulanacak olması bu tartışmayı kaçınılmaz ve zorunlu kılıyor.
Dışarıdaki vatandaşlarımız nasıl oy kullanıyor?
Dışişleri Bakanlığı’ndaki son merkez görevim sırasında, yurtdışındaki vatandaşlarımızın ülkemizde yapılan seçimlere katılmalarını sağlayacak düzenlemeleri YSK’yla birlikte yapmıştık. O tarihteki mahkeme başkanı ve kurul üyeleriyle çok verimli çalışmalarımız olmuştu. Kurul’a sunduğumuz öneriler süratle değerlendirilir, uygun görülenler hemen uygulanırdı. Bu seçimlerde de YSK deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın oy vermeleriyle ilgili hızlı ve pratik kararlar alabilir. Böylece, ertelemeye gerek kalmaksızın, seçimler sorunsuz yapılabilir.
Seçim sistemimizde seçmenlerin adrese kayıtlı oldukları yerlerde açılacak sandıklarda oy kullanmaları öngörülüyor. Buna karşılık yurtdışında yaşayan vatandaşlarımıza bu konuda esneklik sağlanmış, dileyenler sandık kurulan en yakın dış temsilciliğimizde oy kullanırken, dileyen vatandaşlarımız seçim tarihinden bir ay önceden başlamak üzere kara, hava ve deniz hudut kapılarında oy kullanıyorlar. Gerçekte yurtdışı oylarının sayısı çok büyük değil, her dış temsilcilikte de sandık kurulmuyor. Sandık kurulması için en az beş yüz kayıtlı seçmenin mevcudiyeti gerekiyor. Fakat anayasal hakların kullanılmasını ayrım gözetmeden sağlamak bakımından bu uygulama büyük önem taşıyor.
Teknik altyapısı nasıl düzenlenir?
Nüfus kayıtlarımız güçlü bir bilişim sisteminin veri tabanında tutulduğu için vatandaşlarımızın T.C. kimlik numaralarıyla oylarını kullanmaları mümkündür. Böylece mükerrer oy kullanmanın önüne geçilebilir, denetimler yapılabilir, bu uygulamayla seçim güvenliği güvence altına alınabilir.
Deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın geleneksel yöntemlerle oy kullanmalarında sıkıntılar olacağı açıktır. Daha şimdiden yüzbinlerce vatandaşımızın yaşadıkları yerlerden ayrılarak başka illere göç ettiklerini, bazılarının çevre illerde geçici mesken arayışına girdiklerini biliyoruz.
Bu durumun etkileri ne olabilir? Seçmen kütüklerinin önümüzdeki dönemde gözden geçirilmesi gerekebilir. Bu düzenlemeler seçimin zamanında yapılmasını etkilemez. Ancak, deprem bölgesindeki seçmen sayılarının düşmesine, bu illerden çıkarılacak milletvekili sayılarının azalmasına neden olabilir. Bu, mevcut şartlarda sanırım kabul edilebilir bir sonuçtur.
Yenilikçi uygulamalar mümkün
Geçici olarak başka illere giden ya da gidecek olan bölge halkından adres değişikliği yaparak, bulundukları iller için oy kullanmalarını istemek akla yatkın görünmüyor. Bu hem vatandaşlarımız için zorluk yaratır hem bölgenin sosyal dokusunu olumsuz etkileyebilir.
Hatırlanacaktır, geçtiğimiz seçimlerde doğu Anadolu’daki bazı illerimizde ‘seyyar sandık’ uygulaması yapılmıştı. Demek ki, istenirse YSK güncel yerel şartlara göre uyarlama yapabiliyor, seçmenlere hizmet sunmak için geleneksel uygulamaları esnetebiliyor, yeni yöntemler geliştirerek, hayatımızı kolaylaştırabiliyor. YSK’nın yenilikçi uygulamaları hayata geçirmesi pekala mümkün olabilir.
Deprem bölgesinden ayrılmayacak ya da başka illere yerleşecek vatandaşlarımızı da kapsayacak şekilde depremzedelere önümüzdeki seçimlerde oy kullanmaları için üç seçenek sunulabilir.
O halde neler yapılabilir?
Seçimlerde depremzede vatandaşlarımız dilerlerse,
a- Bağlı bulundukları illerde konteynerlerde kurulacak seçim sandıklarında,
b- Başka bir şehre taşındılarsa, bu ildeki adreslerini kayda geçirerek o illerdeki sandıklarda,
c- Başka bir şehre taşındılar, ancak geldikleri illerin seçim listeleri için oy kullanmak istiyorlarsa, önceden adres değişikliği yapmalarına gerek kalmadan, 71 ilin merkezinde 10 ilimize mahsus şekilde kurulacak özel sandıklarda illerindeki adaylar için oy kullanabilirler.
Böyle bir uygulamanın yapılabilmesi için T.C. kimlik numarasını gösteren bir belgenin seçmenin yanında bulunması yeterlidir. Bu belge depremde kaybolduysa, ülke genelindeki nüfus müdürlükleri tarafından kolayca yenisi çıkarılır. Zira hepimiz biliyoruz, bilgileri koruyan merkezi veri tabanı buna imkan veriyor.
Bu öneriler seçim mevzuatımızla çelişmiyor. Aksine, anayasal bir hakkın zamanında kullanılmasını sağlamaya yönelik somut bir teklif sunuyor. Çağdaş devlet tüm kurum ve kuruluşlarıyla vatandaşının hayatını kolaylaştırmak için var olduğuna, bu maksatla vergi topladığına göre, istenirse YSK’nın yapacağı çok basit düzenlemelerle seçimlerin zamanında yapılmasının önünde herhangi bir engel bulunmuyor.
Yeter ki bu yönde bir niyetimiz olsun.