Arada kaynamasın, yazının devamında değineceğim iki konuyu şimdiden söyleyeyim. Birincisi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın seçimi kazanması halinde Hüda-Par’a bakanlık verip vermeyeceği. Diğeri de “Hizbullahız” dedikten sonra “Kılıçdaroğlu’nun, Akşener’in kellesini keseriz” tahdidini savuran saldırgana dava açılıp açılmayacağı. Ama önce siyasetteki son gelişme: dün sürpriz bir şekilde 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’le görüşen 13. Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le de görüşmesi gündemde.
Bu yazıyı yazdığım saatte henüz görüşmenin yapılıp yapılmayacağı kesinleşmemişti ama CHP yönetiminden bir ismin ifadesiyle “mümkündü”. Kılıçdaroğlu, Sezer’den “partisiz cumhurbaşkanı” olarak görüş ve önerilerini almak için bir “nezaket ziyaretinde” bulunmak istemişti. Gerçekleşirse Gül’le görüşmesinin de bu tür bir nezaket ziyareti olarak duyurulacağı anlaşılıyordu.
Görüşmeden sonra Sezer’in desteği
Kılıçdaroğlu, Sezer’le ziyaretini bir avuç çalışma arkadaşı dışında kimseyle paylaşmamış, basına duyurmamıştı. Tıpkı bir gün önce, 29 Mart’ta ABD Büyükelçisi Jeff Flake’in ziyaretinde olduğu gibi sadece parti fotoğraf ve kamera ekibinin haberi olacak, sonra basına haber verilecekti.
Ancak Kılıçdaroğlu ve ekibi Sezer’in Ankara, Gölbaşı’daki evine gittiklerinde küçük bir gazeteci ordusuyla karşılaşmışlardı. Belli ki öne çıkmamasıyla tanınan Sezer, bu ziyareti önemsiyor, duyulmasını istiyordu.
İçeride konuşulanlardan bir kısmı ancak “ikisinden birisi anılarında yazarsa” kamuoyuyla paylaşılmış olacaktı. Ama örneğin Sezer bir noktada Kılıçdaroğlu’nun bir gün önce Muharrem İnce’ye yaptığı ziyareti izlediğini özellikle belirtmişti. CHP ekibi ayrılırken de bahçe kapısına kadar çıkmış ve gazetecilere Kılıçdaroğlu’na destek verdiğini, kazanmasını istediğini söylemişti. Kılıçdaroğlu bu kadar açık ve ince bir jesti kendisinin de beklemediğini ayrıldıktan sonra yanındakilere söylemişti.
Acaba Kılıçdaroğlu-Gül görüşmesi gerçekleşirse acaba Gül de Kılıçdaroğlu’nun adaylığına destek verir ya da destek anlamına gelecek bir ifadede, jestte bulunur mu?
Kılıçdaroğlu olabilecek en geniş koalisyon için uğraşıyor.
Hüda-Par havaya erken girdi
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Cumhur İttifakına almasından sonra MHP lideri Devlet Bahçeli’den de temiz kâğıdı alan Hüda-Par lideri Zekeriya Yapıcıoğlu, öyle anlaşılıyor ki erken havaya girdi.
DHA kendisine Erdoğan’la “bakanlık pazarlığı” yapıp yapmadığını sormuş. Yapıcıoğlu, “Bakanlık pazarlığı yapmadık” dedikten sonra bakın nasıl devam etmiş: “Ama hangi bakanlık bize verilirse verilsin; o bakanlığı en iyi şekilde yönetme ve milletin ihtiyaçları doğrultusunda siyaset öğretme konusunda herhangi bir eksiğimiz olmayacaktır.”
Belki de en çok Sadettin Tantan zamanında Hizbullah’ın işkenceli cinayetlerinin üzerine gidip açığa çıkaran İçişleri Bakanlığına taliptir Yapıcıoğlu.
Bu arada Batman’da bir sokak röportajında “Biz Hizbullahçıyız. Cihada hazırız. Kafalarını keseriz” deyip, Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra İYİ Parti lideri Meral Akşener, Muharrem İnce ve TİP’li Barış Atay’ı hedef gösteren İsmail Cevher Kasımoğlu adlı saldırgan Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik’in suç duyurusu üzerine gözaltına alındı. Hüda-Par “Bizimle ilgisi yok” dedi.
Bakalım mahkeme bu cehennem kafa kesme meraklısı cehennem kaçkınını “Ama sonra özür dilemiş” diye serbest bırakır mı?