Siyaset

Seçim ve dezenformasyon: Montajlı videolar seçmenlerin fikrini değiştirdi mi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, CHP lideri Kılıçdaroğlu ile PKK’lı Karayılan’ın bulunduğu montajlı videoyu seçim kampanyası boyunca yayınlamasının ardından seçimlerde dezenformasyon tartışması başladı. Peki bu videolar seçmenlerin fikrini değiştiriyor mu? Dezenformasyon engellenebilir mi? (Foto: Cumhurbaşkanlığı)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 7 Mayıs’ta düzenlenen AK Parti mitinginde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim kampanyası için hazırlanan reklam filmine PKK’lı Murat Karayılan’ın montajlandığı videoyu binlerce kişiye izlettirdi. Çok geçmeden Teyit ve Doğruluk Payı, reklam filmine eklenen video bölümünün Murat Karayılan’ın eski bir videosundan alınıp montajlandığı ve Kılıçdaroğlu’nun kampanya filminde böyle bir videoya yer vermediği yönünde bulgularını paylaştılar. Ancak Erdoğan bu videoyu gerçek gibi yorumlamış ve sonrasında da bu yorumlarını farklı mecralarda yinelemişti.

22 Mayıs’ta TRT ortak yayınında da Erdoğan, videonun montajlı olup olmaması sadece küçük bir detaymışçasına iddiasını tekrarladı: “Kılıçdaroğlu’nun Kandil’dekilerle video çekimleri var. Haydi, haydi türü. Ama montaj, ama şu, ama bu… PKK’lılar videolarla bunlara destek verdiler.”

Seçimlerin ikinci tura kalması sonrasında uzmanlar, montajlı videonun seçmen algısını etkilemiş olabileceğine dair görüşlerini paylaştılar. Millet İttifakı’nın kampanyasının daha negatif bir tona geçmesinde de bu videonun etkisinin olduğunu düşünmek mümkün. Peki bu video gerçekten seçmen üzerinde etkili oldu mu? Millet ittifakının videonun montajlı olduğuna dair açıklamaları seçmeni ikna ediyor mu? Ben bu yazıda bu soruya dezenformasyon alanında yapılan araştırmalardan yararlanarak yanıt arıyorum.

Montajlı videolar: Bireyler neden dezenformasyona inanır?

Pek çok araştırmacı bireylerin dezenformasyon yaymalarında ve dezenformasyona inanmalarında iki mekanizma olduğunun altını çiziyor: Onaylama yanlılığı (conformation bias) ve güdülenmiş muhakeme** (motivated reasoning). Onaylama yanlılığı, bireylerin inandıkları şeylerle uyumlu olan bilgileri kabul etme ve inanmadıkları şeylerle çelişen bilgileri reddetme eğiliminde olması anlamına geliyor. Güdülenmiş muhakeme ise gerçeği aramak yerine mevcut düşüncelerini destekleyen açıklamaları ve kanıtları dikkate almak olarak açıklanabilir. Bu iki mekanizma bireyleri dezenformasyon karşısında savunmasız kılıyor. Çünkü mevcut önyargılarıyla uyumlu bir yanlış bilgi söz konusu olduğunda bireyler bu bilgiyi kolaylıkla kabul etme eğiliminde oluyorlar ve tarafsız bir şekilde doğru bilginin ne olduğunu sorgulamaktan kaçınıyorlar.

Dahası araştırmacılar bireylerin dezenformasyona inandıklarında, fikirlerini değiştirmenin oldukça güç olduğuna dikkat çekiyor. Ancak yanlış bilginin sempati duyulan bir otorite tarafından çürütülmesi halinde düzeltmenin bir etkisi olabilir gibi görünüyor.

Özellikle de politikacılar kendi kişisel veya siyasi çıkarlarıyla çelişen açıklamalar yaptıklarında düzeltmelerinin inandırıcılığı artabiliyor. Örneğin AK Partili bir siyasetçi, CHP’li bir siyasetçi veya CHP’nin bir politikası hakkında dezenformasyonu çürütürse, AK Partili seçmenlerin inançlarını değiştirme potansiyeline sahip olduğunu söylemek mümkün olabilir. Ancak bu duruma pratikte rastlamak pek mümkün görünmüyor.

Muhafazakarlar dezenformasyona inanmaya daha meyilli mi?

Bu noktada bazı grupların dezenformasyona daha açık olduğunun da altını çizmek gerekiyor. 2016 ABD başkanlık seçimlerinde sahte haber tüketimini inceleyen bir araştırma Trump destekçilerinin sahte haber içeren web sitelerini daha fazla ziyaret etmeye eğilimli olduklarına dikkat çekmişti. Bunun sahte haberlerin büyük ölçüde Trump destekçilerine yönelmesinden ve sonuç olarak da bu kişiler tarafından daha fazla tüketilmesinden kaynaklandığı düşünülüyor.

Diğer araştırmacıların da muhafazakâr seçmenin dezenformasyona inanmaya daha meyilli olduğuna, doğru ve yanlışı ayırt etmekte liberallere göre daha kötü performans gösterdiklerine dair bulguları var. Bu alanda yapılan bir araştırma, muhafazakârların doğruları yanlışlardan ayırt etmedeki düşük performansının, paylaşılan yanlış bilgilerin muhafazakârların siyasi pozisyonlarını daha fazla desteklemesiyle ilintili olabileceğine dikkat çekiyor. Bu bulgular, yukarıda sözünü ettiğimiz onaylama yanlılığı ve güdülenmiş muhakeme ile oldukça bağlantılı görünüyor.

Sosyal medya ve dezenformasyon

Türkiye’de sosyal medya üzerinden haber tüketimi hızla artmaya devam ediyor ve kaçınılmaz olarak kullanıcılar sosyal medya üzerinde de dezenformasyona maruz kalıyorlar. Montajlı video da sosyal medyada hızla yayıldı.

CHP, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na halkı aldatmak yanıltıcı bilgi yaymak, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek gerekçeleriyle suç duyurusunda bulundu. Dün itibariyle mahkeme kararıyla videoyu içeren bir Twitter paylaşımına erişim engellendi. Videonun, bugüne kadar kaç kişiye ulaştığı konusunda kesin bir rakam vermek güç olsa da milyonlarca kişiye ulaştığına ve farklı sosyal medya platformlarından ulaşmaya devam ettiğine dair bir çıkarımda bulunmak mümkün.

Doğruluk kontrolü dezenformasyonu durdurabilir mi?

Doğruluk kontrolü platformları, sosyal medyada yayılan yanlış bilgileri inceleyip bulgularını paylaşsalar da etkilerinin sınırlı olduğunun da altını çizmek gerekiyor. Çünkü yanlış bilgi, doğru bilgiye göre çok daha hızlı bir şekilde yayılıyor ve çok daha fazla kişiye ulaşıyor. Ayrıca, doğruluk kontrolü platformları haberin doğrulamasını yaparken yanlış haberi de paylaştıkları için yanlış haber akılda kalabiliyor. Bunun yanı sıra, genellikle bu platformların takipçi sayısı, yanlış bilgi paylaşan popüler hesaplara göre çok daha az etkileşim alıyorlar. Dolayısıyla yaygınlaşma imkanları daha sınırlı kalıyor.

Örneğin Doğruluk Payı’nın Twitter’daki paylaşım istatistiklerine baktığımızda 26 Mayıs 2023, 15.30 itibariyle videonun doğrulaması için 93 Retweet ve 341 beğeni var. Doğruluk Payı’nın paylaşımını, Hamza Yerlikaya’nın paylaşımı üzerine yaptığını görüyoruz. Yerlikaya tarafından paylaşılan tweete baktığımızda ise 973 retweet ve 2804 beğeni var. Doğruluk Payı’nın paylaşımı yaklaşık 128 bin kişi tarafından görüntülenmiş. Yerlikaya’nın paylaşımını ise 9,5 milyon kullanıcı görüntülemiş. Arada çok büyük bir fark var. Videonun başka sosyal medya hesaplarından ve sosyal medya platformlarında da paylaşıldığının altını çizelim. Doğrulama kaynağına kıyasla, montajlı videoyu paylaşan hesapların çok daha fazla etkileşim almış olması muhtemel görünüyor.

Şekil 1 Doğruluk Payı tarafından atılan tweet

Şekil 2 Hamza Yerlikaya tarafından atılan tweet

 

Sosyal medyada kutuplaşma derinleşiyor: Filtre balonları ve yankı odaları

Sosyal medya platformları yapıları gereği dezenformasyonun yayılmasına alan açabiliyor. Özellikle sosyal medyada insanların benzer düşünen insanları takip etme eğilimi, kutuplaşmayı şiddetlendiren filtre balonları ve yankı odaları oluşmasına yol açıyor.

Filtre balonları kavramı, algoritmaların, sosyal medya kullanıcılarına geçmişteki beğenilerine göre neleri seveceğini tahmin ederek o türde içerikler göstermesi anlamına geliyor. Yankı odaları da bireylerin benzer görüşlere maruz kaldığı bir ortamda bulunmasını ifade ediyor. Yankı odaları ve filtre balonlarıyla bireylerin farklı görüşlerden birilerini duyma olasılığını güçleştiriyor. Alternatif fikirlere kapalı bireylerin dezenformasyonla karşılaşmaları halinde doğrusunu duyma olasılıkları da ortadan kalkıyor. Bireyleri sadece kendi dünya görüşlerini destekleyen fikirlerden ve haberlerden haberdar olmaya itiyor.

Ancak sosyal medya problemin sadece bir parçası, dezenformasyonun yayılmasının tek sorumlusu olarak onu atfetmek mümkün değildir. Kurumlara duyulan güvenin azaldığı, seçilmişlerin kendilerinin bilhassa bilgi kirliliği yarattığı bir ortamda vatandaşların doğru bilgiye erişimi giderek güçleşiyor. Bağımsız medyanın eksikliği, demokratik sürecin temel unsurları olan bilgi ve ifade özgürlüğünü tehdit ediyor. Bu noktada alternatif medyaya büyük bir rol düşüyor: farklı görüşlere yer vererek bunları vatandaşlara ulaştırmak.

Sonuç

Videonun montaj olduğu tespit edilmiş olsa da ve hatta Erdoğan tarafından da dile getirilmiş olsa da Kılıçdaroğlu’nun seçim kampanyasında Murat Karayılan’ın yer almadığı konusunda Cumhur İttifakı seçmenini ikna etmesi güç görünüyor. İktidar yanlısı medyada yedili ittifak olarak anılan ve PKK’nın desteğini aldığı iddialarına maruz kalan Millet İttifakı’nın bu seçmenin fikrini değiştirmesi kısa vadede pek mümkün değil.

Son olarak şunu not etmekte fayda var: Ben bu yazıda bu soruya dezenformasyon alanında yapılmış araştırmaların yararlanarak yanıt aradım. Bu araştırmalar genellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılmış. Türkiye’de bu bulgular ne derede geçerli olabilir anlamak ve daha detaylı bir yanıt vermek için Türkiye’deki tarihsel, kurumsal, siyasal ve sosyolojik yapıyı da dikkate alan, videonun seçmenlerin oy verme davranışlarını etkileyip etkilemediğini anlamak için anketler, derinlemesine görüşmeler ve sosyal medya veri analizi yapan araştırmalara ihtiyaç var.

Notlar

* Bu yazının daha uzun bir versiyonu 25 Mayıs 2023’te Birikim Güncel’de yayınlanmıştır.

**Motivated reasoning kavramı “güdülenmiş düşünce” olarak da çevrilmiş. Ben muhakeme, akıl yürütme, yargıya varma anlamlarını da içererek reasoning’i daha iyi karşıladığı için güdülenmiş muhakeme olarak çevirdim.

 

 

Başak Bozkurt

Recent Posts

Beklenmedik görüşme: Bahçeli Beştepe’ye çıktı

Yeni anayasa, Gezi Tutukluları ve siyasette "normalleşme" tartışmalarıyla birlikte Ankara'da baş döndürücü bir görüşme trafiği…

10 saat ago

Ayasofya’dan sonra Kariye Kilisesi de yeniden cami

Ayasofya'dan sonra Kariye Kilisesi de yeniden müzeden camiye çevrilerek 6 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın uzaktan…

11 saat ago

Sinan Ateş dosyasında bir kilit soru: 06 AT 5021 plaka kime ait?

Gazeteci Asuman Aranca’nın T24’te yayınladığı bir haber, Sinan Ateş cinayeti davasında iddianamesindeki önemli bir eksiği…

13 saat ago

Öğretmenler eğitimde şiddete karşı iş bırakıyor

İstanbul'da bir eğitimcinin uzaklaştırma almış bir öğrenci tarafından silahla vurularak öldürülmesi, Milli Eğitim Bakanlığı'nın 68…

1 gün ago

Özgürlükler kalesi Türkiye’den ABD’deki üniversitelere üzülmek

Üniversite fikrinin temelinde aramak, araştırmak yatar. Bunun yapılabilmesi için soru sormak gerekir, hoşa gitmeyen aykırı…

1 gün ago

DEM Parti’nin üç “normalleşme” ölçüsü: ilki Kobani davası

AK Parti’nin başlattığı yeni Anayasa girişimine muhalefetten en açık desteği veren Halkların Eşitlik ve Demokrasi…

2 gün ago